O bir korsan avcısı
Abone olVeysel Erdağ adlı bilgisayar uzmanı bu sertifikanın security (güvenlik) bölümünü almaya hak kazandı.
ODTÜ Elektrik Elektronik bölümü mezunu 34 yaşındaki Erdağ,
Belçika'da yapılan sınav sonunda kazandığı sertifikanın öneminin
büyük olduğunu söylüyor. Bilgisayar güvenliği konusunda önemli bir
yeri olan bu sertifikayla ilgili şu bilgileri veriyor: ‘‘Dünyada
network güvenliği konusunda birçok sertifika veriliyor. CCIE,
zorluk derecesi ve güvenirlilik oranı açısından bu konuda 'Top-Gun'
en önemli sertifikalardan biri sayılıyor. Türkiye'de bu serfika,
genel iletişim altyapısı dalında yedi kişide var. Ama ben
CCIE-Security bölümündeki sınavı kazandım. Sertifikanın
Türkiye'deki tek sahibi şimdilik benim. Bu sertifaka Avrupa'da
sadece 60, dünyada ise ben dahil 186 kişide var.‘‘ Zorlu sınava üç
yıldır yoğun bir şekilde hazırlandığını anlatan Erdağ, şöyle devam
ediyor: ‘‘Üç yıl önce bilgisayar korsanlarına karşı savaş vermeye
karar verdim. Bu konuda çok çalıştım. Aklımda hep bu sertifika
vardı. Geçtiğimiz yıl, ilk kez CCIE sınavına girdim ama
kazanamadım. Son sekiz aydır, daha sıkı çalışabilmek için işimden
ayrılıp evde bilgisayar programları ve bilgi ağlarına ulaşarak
çalıştım. Sınavı bu yıl kazanabildim.‘‘ Üniversiteyi 1991'de
bitirip entegre devreler konusunda master yapan Erdağ, kariyer
öyküsünü şöyle anlatıyor. ‘‘PTT'nin ve TÜBİTAK'ın ar-ge bölümleri
ile özel şirketlerde çalıştım. Daha sonra sertifika sevdası
nedeniyle işlerimi bıraktım. Çünkü, bu işin okulu, ders kitabı,
ders notları yoktu. Sınavlar ABD, Sidney ve Brüksel'de yapılıyordu.
Sınavlarda 250 soru soruluyor. Soruları yanıtlamak için okumak,
deneyim ve uygulama çok önemli. Sınavlara ait ipucu olacak soru
bulmak imkansız. Bir problem için 20 sayfalık soru bile soruyorlar.
Sınav sekiz saat sürüyor. Bir bölümü yazılı diğer bölümü de
laboratuvarda yapılıyor. Katılanlara bir şirket örneği veriyorlar,
'bu şirketin bilgilerine saldırı yapıldı, bunu çözün' diyorlar. Siz
de bunu başarmak zorundasınız.‘‘. Erdağ, virüs koruma
programlarının yeterli olmadığını, bu nedenle de hiçbir kurum ve
kuruluşun bilgisayarlarının yüzde yüz güvenli olmadığını ileri
sürüyor. Bilgi korsanlarının ilk hedeflerinin bankalar ve finans
kurumları olduğuna dikkat çekiyor. Saldırıya uğrayan şirketlerin
prestij kaybı olmasın diye sesini çıkarmadığını ve zararı da sineye
çektiklerini söylüyor.