O bilgiler PTT ve MEB'in arasını açtı
Abone olÖSYM'nin sınavlarına başvuran adayların bilgileri PTT ve MEB arasında kriz yarattı
PTT, 2012 yılında ÖSYM'ye başvuran 3 milyon adayın
kimlik bilgilerini, Milli Eğitim Müdürlüklerinden talep
etti.
Milli Eğitim Bakanlığı ise bilgilerin verilmemesini istedi. Amaçlarının "ticari" olduğunu söyleyen PTT Genel Müdürü Osman Tural, "Nasıl bir ticaret?" sorusuna "O bizim bileceğimiz bir iş" dedi.
PTT'nin, 2012'de ÖSYM'nin yapacağı YGS ve SBS gibi sınavlarda yarışacak olan 3 milyonu aşkın adaya ait kimlik bilgilerinin peşine düştüğü ortaya çıktı. PTT Genel Müdürlüğü, ocak ayında resmi yazıyla tüm teşkilatını uyararak aday bilgilerini elde etmelerini istedi. Öğrencilerin ad-soyadı, doğum tarihi, TC kimlik numarası, öğrenim gördükleri okullar ve adreslerine kadar, her türlü bilgilerinin Milli Eğitim Müdürlükleriyle irtibata geçilerek temin edilmesini isteyen PTT'nin resmi yazışmasında ilginç bir üslupla "2012 yılı ÖSYM'ye başvuran adayların bilgilerinin temin edilmesi yönünde her türlü girişimde bulunun" ifadesi yer aldı.
MEB 'HAYIR' DEDİ
Habertürk'ün haberine göre bilgilerin "excel" ortamına aktarılarak
gönderilmesi de istendi. Milli Eğitim Müdürlüklerinin istenilen
belgeleri göndermeye başladığı öğrenildi. Milli Eğitim Bakanlığı,
bu durumdan ancak Balıkesir Valiliği'nin resmi yazıyla durumu
kendilerine sorması üzerine haberdar oldu. Bakanlık olaya el koydu
ve "Bilgileri paylaşmayın" uyarısında bulundu. MEB
Bilgi İşlem Grup Başkanı Volkan Akçay, tüm eğitim teşkilatına yazı
göndererek, gizli olan bilgilerin PTT dahil hiçbir kuruma
sızdırılmaması için uyardı. MEB'in uyarısında, "İstatistiki
bilgiler dahil her türlü verinin toplanması, hazırlanması ve
paylaşılması, bakanlığımız adına Strateji Geliştirme Başkanlığı
sorumluluğundadır. Bu bilgilerin PTT Genel Müdürlüğü dahil hiçbir
kişi, kurum ya da kuruluşla paylaşılmaması gerekir"
denildi.
AMACIMIZ TİCARİ İŞ
PTT Genel Müdürü Osman Tural, öğrenci bilgilerini ticari olarak
değerlendireceklerini belirterek şunları söyledi: "Biz o
bilgileri temin edelim derken, 'Gidin Milli Eğitim Bakanlığı'ndan
alın' demedik. Kamu kuruluşu olduğumuz için ÖSYM'nin yaptığı
üniversite sınavına girecek öğrencilerle ilgili adres bank
oluşturmak istedik. Diğer üniversiteler, dershaneler bu bilgilere
ulaşıyor. Biz de bunları değişik şekillerde ticari olarak
değerlendirebiliriz." Tural, Habertürk'ün, "Ticari
olarak nasıl değerlendireceksiniz? Öğrencilerin kişisel bilgilerini
ücret karşılığı üçüncü şahıslarla mı paylaşacaksınız?"
sorusunu ise "O da bizim bileceğimiz bir iş" diye
yanıtladı.
ÖĞRENCİLERİMİZ ÇALINIYOR
Türkiye Özel Okullar Derneği Başkanı Cem Gülan konuyla ilgili
şunları söyledi: "Bir insanın kişisel bilgileri, kişinin
isteği haricinde kullanılıyorsa bu suçtur. Öğrencilerimizin
bilgilerinin reklam ya da ticari amaçlı kullanılması büyük bir
ayıptır. Sonra bu bilgileri eline geçirenler, öğrencilerimizi,
velilerimizi evlerinden tek tek arayıp taciz ediyor. 'Bize gelin'
diyerek burs teklif ediyor. Okullarımızdan öğrencilerimiz
çalınıyor."
HUKUKEN SUÇ
İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi ve insan
hakları ve kamu hukuku uzmanı Prof. Dr. Semih Gemalmaz "Bu bir
suçtur. Rıza olmadan hiç kimsenin kişisel bilgileri toplanamaz. Her
türlü yolla bilgiyi toplama girişimi ise hem iç hukuka hem de
uluslararası insan hakları standartlarına aykırıdır" dedi. Av.
Ergin Cinmen de şunları söyledi: "Kişisel bilgilerin,
emanet edildiği kurumlar dışındaki kişi ya da kurumlara verilmesi
suç teşkil eder. Türk Ceza Kanunu'nun 136. maddesi, 'Kişisel
verileri hukuka aykırı olarak bir başkasına veren, yayan veya ele
geçiren kişi 1 yıldan 4 yıla kadar hapis cezasıyla cezalandırılır'
diyor. 137. maddede ise ceza daha da ağırlaştırılıyor. Bu suçun
kamu görevlisi tarafından işlenmesi halinde, üst sınır 6 yıla
çıkarılıyor."