O belgeler kimin başını yiyecek?

Belgeleri milletle paylaşmışlarmış da bu işin davası milletin divanında görülecekmiş! Hangi millet canımın içi? Biz belge falan görmedik!

Süleyman ÖZIŞIK suleyman@internethaber.com

CHP'li Özgür Özel, Kılıçdaroğlu'nun kürsüden salladığı belgeleri neden basına ve savcılığa vermediğini, güya açıklama yapıyormuş gibi şu sözlerle anlatıyor:

"Arkadaşlar, sayın genel başkanımızın bu bir suçtur diye değerlendirmesi var mı? Bizim savcılıkta işimiz yok. Bu işin savcısı millettir. Biz millete bu işi açıkladık. Bu işin davası milletin divanında görülecektir."

Suç yok madem, ortada bir suç varmış gibi çıkmak, "ey ahali bakın, görün neler yapmışlar" diye höykürmek hangi kafayla açıklanır bilemiyorum!

Belgeleri milletle paylaşmışlarmış da bu işin davası milletin divanında görülecekmiş!

Hangi millet canımın içi?

Kimse belge falan görmedi, zira göstermediniz. Milletin bizzat kendisi "Yahu bari basına verin, biz de görelim neyin ne olduğunu" diyor.

Yahu tamam, milletin tamamına göstermenize de gerek yok.

Bari seni destekleyen Sözcü, Halk TV, gibi yayın kuruluşlarına ver. Ya da, Fetö'nün yayın organı gibi yayınlar yapan Cumhuriyet'e ver. En azından sana oy veren CHP'li vatandaşlar görsün. Hakları değil mi CHP'li seçmenlerin bu belgeleri görmesi?

Sen açıklamaz, sen göstermez isen ben nereden bileceğim o belgede neler yazdığını?

Belki bir aşk mektubudur!

Belki CHP Genel Merkezi'nin çay masraflarının yer aldığı bir kağıttır. Belki de senin milletvekilinin 2 milyonluk telefon faturasının detay dökümanıdır.

Suçladıkların başta olmak üzere herkes ama herkes "savcılığa git" diye sana yalvarıyor. 

Söz konusu şirket iftira attığın gerekçesiyle suç duyurusunda bulundu. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı senden belgeleri istiyor. Niye gitmiyorsun, niye kaçıyorsun yargıdan?

OHAL, RTÜK, KHK, seçimler, referandum, imam hatipler, Kuran kursları, Fetö'nün TV kanallarının kapatılması, internet düzenlemesi, Yüksek yargı düzenlemesi, müftülere nikah yetkisi başta olmak üzere her şey için mahkemeye koşmayı biliyorsun da Erdoğan'ı indirecek belgeler için niye gitmiyorsun?

"Vay efendim, TRT biz belgeleri açıklarken yayını neden kesti? TRT yayını keserek belgelerin doğruluğunu tescilledi!" 

Ne denişik bir şeysin sen arkadaş.

Nasıl bir beyin taşıyorsun, o beyne oksijen gitmesi için nasıl bir takviye alıyorsun? Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı bu kafaya yıpranma payı, erken emeklilik gibi haklar vermeli! Zira cinlere dahi, "5 harfli (Kemal) geliyor" dedirtecek kıvama geldin.

Birader!..

TRT senin salladığın kağıtları değersiz bulduğu için, senin saçmaladığını gördüğü kesti yayını. Fetö'cü, Fuat Avni lakaplı Said Sefa'nın 7 ay önce twitter'dan yayınladığı büyük bölümü sahte olan belgelere sarıldığın için kesti yayını, anladın?

Hem TRT ne zamandan beri noter oldu kuzum?

Yani şimdi Erdoğan ekrana çıkıp seni suçlarken TRT yayını kesmiş olursa sen suçlu olmuş olacaksın öyle mi?

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "O paralar gitmedi, geldi" diyor. "Bu adamlar her ticaret adamının yaptığı gibi ticaret yaptı" diyor. "Yahu o belgeleri yayınla istifa edeyim" diyor. 

Niye yayınlamıyorsun?

Niye yahu niye?

Niyesini sen söyleyemiyorsun ama ben söyleyeyim. Elindeki belgeler, siyasete hiç bir etkisi olmayacak türden paçavradan ibaret de ondan...

Eskiden bu yalanlarınıza kanıyordu millet.  

Elit tabaka olan siz beyaz Türkler de oturup oturup bu işin kaymağını yiyordunuz. Yıllar yılı bu tür yalanlar ve iftiralarla milletin ensesinde boza pişirdiniz.

Ama artık yemiyor!

Yemediklerini gördüğün için tüm çağrılara rağmen paylaşımda bulunmuyor, seni çağıran savcıya gitmiyorsun. 

Seninle o dosyaları paylaşan Fuat Avni yıllar yılı sen ve senin gibilerle dalgasını geçti, sahte belgeler üzerinden algı operasyonları yaparak, "Erdoğan ha gitti, ha gidecek" dedi.

Baktı ki olmuyor, baktı ki Erdoğan gitmiyor, kendi kaçıp gitti. İnandırıcılığı kalmadığı için şimdi kendi yerine seni hazırlıyor, daha doğrusu seni kullanıyor. 

Bak demedi deme!

Yayınladığın o belgeler senin başını yiyecek, Erdoğan değil ama sen gideceksin.

Fuat Avni'nin deyimiyle canımın içi...

Korkma, titre!