Uzun zamandır beklenen kabine değişikliği nihayet gerçekleşti.
Gidenler arasında arkasından kötü konuşacağım bir tek isim yok!
15 Temmuz darbe girişimi sonrası insanüstü bir mücadele
gösterdiler.
Darbe gecesi Meclis'in üzerine bombalar yağarken, "Bizi
öldürseniz de buradayız, katletseniz de buradayız" diye
meydan okuyan, milletvekillerinin sığınaklara indirilmesi
tartışılırken, "Milletimizi sokaklara çağıran bizlerin
görevi sığınaklara inmek değil, burada ölmektir" diyerek
canını ortaya koyan Sayın Bekir Bozdağ...
7 Haziran seçimleri sonrası Türkiye adeta sırat köprüsünden
geçerken MHP'den ihraç edilmeyi göze alıp geçici kabinede görev
yapan, 15 Temmuz'da darbecilere karşı tüm varlığıyla mücadele eden
Sayın Tuğrul Türkeş...
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı görevinin yanısıra
Cumhurbaşkanı'na sadakat gibi onurlu bir görevi de üstlenen ve
bunun gereğini her an yerine getiren Sayın Mehmet
Müezzinoğlu...
Üçü de benim edebiyede kadar saygı ve minnetle anacağım isimler
olacak...
Yeni kabinede 6 ismin görevi değiştirildi.
İtiraf etmem gerekirse, ben Milli Savunma Bakanlığı'nı Fikri Işık'a
çok yakıştırıyordum. Başbakan Yardımcılığı görevini de hakkıyla ve
layıkıyla yerine getireceğine eminim.
Fikri Işık'tan görevi devralan Sayın Nurettin Canikli bitmek
bilmeyen enerjisi ve pratik zekasıyla, bu göreve laf olsun diye
getirilmediğini kısa sürede gösterecektir.
Çevre ve Şehircilik Bakanı Mehmet Özhaseki'nin aynı göreve devam
etmesi bence çok yerinde bir karar oldu. PKK ile mücadele
verilirken, Özhaseki'nin bir yandan harabeye dönen Güneydoğu'yu
yeniden inşa etmesi, diğer yandan bölge insanıyla samimi
diyaloglar kurması, devlet ile PKK arasında sıkışan halkı çok
rahatlattı.
Eşref Fakıbaba, sanırım AK Parti içinde bakanlık koltuğuna oturmayı
en çok hakeden isimlerden biriydi. İçten, samimi ve açık
sözlülüğü sayesinde yola getiremeyeceği kimse yok. Tarım
Bakanlığı'na büyük işlere imza atacağına yürekten inanıyorum.
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı olan Jülide Sarıeroğlu,
kabinenin ikinci kadın bakanı oldu. Erdoğan'ı çok seven ve
Erdoğan'ın da çok güvendiği isimlerden biridir Jülide Hanım...
Bu davaya sadakati de, bu dava uğruna verdiği mücadelesi de
tartışılmayacak biridir...
Bakmayın siz sosyal medyada yapılan algı
operasyonlarına...
Twitter'da Erdoğan aleyhine ve Fetö lehine mesaj yazdığı yönündeki
iddialar ise tamamen asılsızdır. O mesajların kimler tarafından ne
zaman ve nasıl yazıldığını anlatayım.
Jülide Sarıeroğlu, 2015 yılının Nisan ayında, yani milletvekili
adaylığının başladığı tarihte, Twitter üzerinden bir hesap açılması
talimatı veriyor sosyal medya işlerini yürüten kişiye...
Talimatı yerine getiren kişi, yeni hesap açmaktansa, 2013 yılının
Haziran ayında ele geçirdiği ve kendisinin kullandığı takipçisi bol
"@cozum_ne" isimli hesabı Jülide Sarıeroğlu'nun
ismiyle aktif hale getiriyor.
Hesap, 14 Nisan 2015 tarihinde Jülide Sarıeroğlu adına
"Resmi kurumsal hesap" olarak aktif hale
getiriliyor.
Bakan dün bu twitlerin photoshop olduğunu söyledi. Anlaşılan
kendisini bilgilendiren sosyal medya ekibi yanlış bilgi
vermiş.
Atılan twitler doğru.
Bu twitler 2013 yılında "@cozum_ne" ismiyle
yayındayken atılmış. 2103 Haziran ayından sonra twitlerin yönü ve
dili tamamen değişmiş, AK Parti lehine paylaşımlar başlamış.
Zaten hesabı dikkatli takip edenler, dersane tartışmaları sırasında
bu hesaptan Fetö aleyhine paylaşımlar yapıldığını
görecektir.
Aman ha!
Siz siz olun, Fetö'cü haşhaşilerin bu konudaki algı operasyonlarına
prim verip, davaya sadakatini defalarca kanıtlamış Jülide
Sarıeroğlu Hanımefendi'ye haksızlık etmeyin!
SOSYAL MEDYADA TAKİP
İÇİN: