O an kelime-i şehadet getirdi

Abone ol

Otobüsün üstüne çıkan Kaşıkçı ailesi felaketin sembol fotoğrafı oldu. Yaşadıkları dehşet dakikalarını anlattılar.

Baba Hüseyin Kaşıkçı, "Artık mücadele etmekten yorulmuştum. O an arkama döndüm ve çocuklarımı gördüm sonra da kendimi toparladım" dedi

Anne, baba ve 3 çocuktan oluşan Kaşıkçı ailesi yaşadıkları dehşet dolu dakikaları Sabah gazetesinden Ali Oktay 'a anlattı. anlattı.

SAHURDAN SONRA YOLA ÇIKTILAR

Baba Hüseyin Kaşıkçı, eşi Güldane, ikiz çocukları 11 yaşındaki Enes ve Osman ile diğer oğulları 5 yaşındaki Resul'le beraber salı akşamı Bağcılar'daki akrabalarına iftara gitti. Akrabaları ısrar edince Kaşıkçı ailesi çarşamba günü sahura da kaldı. Sahurun ardından baba Hüseyin Kaşıkçı ve ailesi trafiğe kalmamak için sabah gün aydınlanmadan yola koyuldu.

BİR ANDA VURDU

Sultançifliği'nde oturan ailenin minibüsü Basın Ekspres Yolu'na geldiğinde saatler 06.15'i gösteriyordu. Aniden başlayan yağmur şiddetini giderek artırdı. Aradan yarım saat geçmemişti ki koca yol sular altında gözden kayboldu. Baba Hüseyin Kaşıkçı, o andan sonra hayatta kalmak için verdikleri müthiş mücadeleyi şöyle anlattı:

ÇOCUKLARIMI GÖRMESEYDİM BIRAKACAKTIM

"Yola dolan su minibüsün içine girmeye başladı. Çocuklara suyu boşaltın dedim. Poşetlerle suyu atmaya başladılar. Ama sular bitmek bilmiyordu. Ardından sel gelip bir anda vurdu. Yoldan gelen taşlar minibüsün ön camını kırdı. Dalgalar vurmaya başlayınca içerisi tamamen su doldu. Minibüs sallana sallana dönmeye başladı. Bir ara çok sarsıldık. Artık mücadele etmekten yorulmuştum. O anda arkama baktım. Çocuklarımı gördüm, kendimi toparladım. Eğer onları görmeseydim artık kendimi bırakacaktım."

"KELİME-İ ŞEHADET GETİRDİM"

Dehşet anlarında minibüsün ön koltuğunda oturan anne Güldane Kaşıkçı, hâlâ yaşadığı şokun etkisinden kurtulabilmiş değil. Anne Kaşıkçı "Minibüsün içi su dolunca 'artık öldük' dedim. Eşime 'arabada öleceğimize bari çıkalım da dışarıda ölelim' dedim. Kelime-i Şehadet getirmeye başladım.

KIZINI TELEVİZYONDA İZLEDİ, ANLAYAMADI

Bu sırada küçük oğlum Resul bana 'Anne ölecek miyiz?' diye sordu" dedi. Olay görüntülerini televizyonda seyrettiğini söyleyen Güldane Kaşıkçı, "Görüntüleri memleketten annem de seyretmiş beni aradı 'Kızım televizyonda gördük. Sel çok büyükmüş. Kadının biri otobüsün tepesinde oğluna sarılmıştı' dedi. 'Anne o kadın benim' deyince de inanamadı" diye konuştu.

"ANNE ÖLECEK MİYİZ?"

Kaşıkçı ailesinin en küçük ferdi Resul olay anında diğer iki kardeşi ile birlikte minibüsün bagajındaydı. Resul .yaşadıklarını şöyle anlattı: "Annemin dua ettiğini duyunca çok korktuk. 'Ölecek miyiz anne?' diye sordum. Babam ön taraftan çıkmaya çalıştı. Sonra gelen dalgalar bizi geriye itti. Çarpa çarpa gittik. Arkadaki bagajda oturuyordum. Bagaj suyla doluydu. Kapı kırıldı. Su biraz boşaldı. Kapı kırılmasaydı kardeşlerimle ben boğulurduk. Minibüsten inerken suya düştüm. Ağzıma burnuma su doldu. Annem elimi tuttu beni sudan çıkardı. Hep birlikte minibüsün üstüne çıktık. Annem 'kurtulmamız mucize' diyordu."

SÜRÜKLENEN MİNİBÜS OTOBÜSE ÇARPARAK DURDU

Kaşıkçı ailesinin minibüsü sürüklenirken arkadaki bir İETT otobüsüne çarparak durdu. Ön camdan çıkan baba Hüseyin Kaşıkçı çocuklarını ve eşini minibüsün üzerine çıkardı. Sular daha da yükselince baba çocuklarını çarptıkları otobüsün üzerine çıkardı. Sel felaketinin sembolü olan fotoğrafta anne, baba ve çocuklar birbirlerine sımsıkı sarılmıştı. Korkuyu, endişeyi, yeniden kavuşmayı anlatan bu anın öyküsünü çocuklardan Resul şöyle özetledi: "Sırılsıklam olmuştuk. Otobüsün üzerine çıkınca çok üşüdük. Babam 'Birbirinize sarılın ısınmaya çalışın' dedi. Hepimiz birbirimize sarıldık. Annem bana öyle sarıldık ki boğulacak gibi oldum."

Günün Önemli Haberleri