O an…

Nesrin YILMAZ nesriny@internethaber.com

Bir arkadaş beklersin…

 

En zor anında…

 

Nedense hiç kimse bulunmaz…

 

Bilirsin hep ordadır o “güzel yürekli dostun” ama vardır bir sebebi, ulaşamaz…

 

Beklersin, “o an” aramaz…

 

Sıkıntı yüreğine çöreklenmişken sen ararsın, “o an” telefonu açamaz…

 

Vardır nedeni…

 

 

Bir mektup, bir mesaj…

 

Yan yana dizilmiş birkaç kelimeden oluşan bir umut cümlesi…

 

Belki bir kelime…

 

İçinde yanan ateşi, bir nebze olsun serinletecek su damlası gibi bir söz…

 

Yazılmaz…

 

O an öyle bir andır ki, ne bir mektup, ne bir ses, ne bir sıcak kol bulunmaz…

 

Üstesinden gelinemeyecek “o an…”

 

Yapayalnız kalırsın…

 

Şarkılarda ararsın teselliyi bazen, bazen eski mektuplarda, mesajlarda bazen uzaklarda…

 

Üzüntün katmerleşir…

 

Hayata “dikiz aynasından” bakma anıdır “o an…”

 

Ne kadar derdin varsa biriktirdiğin eskilerden, acı kapına dayandığında “kullanılmak” üzere sonraya bıraktığın ne kadar hüzün varsa seni içerisine hapseden, bu yaşa gelene kadar ne kadar acı yaşadıysan bir bir gelir aklına…

 

Sanki açığını bekleyen birer fırsatçı gibi teker teker giriverirler sıkıntıdan büzüşmüş yüreğine…

 

Bazen gözyaşı olur süzülür yanaklarına,

 

Bazen ince ama derin bir sızı olur kanatır yaranı…

 

Suçlu aramaya, kendini suçlamaya başladığın andır “o an…”

 

Bir “iddianamen” bile yoktur ama cezalısındır kendiliğinden…

 

 

Bir adım mutluluk…

 

Beklersin…

 

Çalmaz kapını “o an…”

 

Gelmez…

 

İzin vermezsin ki, kapatırsın beyaza kapılarını…

 

Cesaret edip gelemez…

 

 

Bir buket gülümseme…

 

Kimse gülmez sana “o an”…

 

Gülümsemeler acıklı bakışlara dönüşür gözlerinde…

 

Herkes mutlu, sanki her şey senden olmayandan yanadır…

 

Üvey evladı sanırsın dünyanın kendini “o an…”

 

Oturur, hiçbir şey yapamadan beklersin sanki sihirli bir değnek dokunacakmış gibi…

 

Dokunmaz…

 

Sonra devam edersin kaldığın yerden…

 

“Hayat bu…” Dersin kendi kendine…

 

Beklediğin hiçbir şey “o an” asla gelmez…

 

Tesellin sen olursun aslında olmadığını bile bile kaderine…

 

“Zaten hep böyle oluyor” dersin acıya alışmış yüreğine…

 

Beklemeye devam edersin…

 

 

Bir umut filizlenir tekrar içinde…

 

“Ya beklediğim gelirse” diye…

 

 

Beklersin…

 

Gelmez…

 

Ve umut döker yapraklarını, çırılçıplak kalır yüreğin yine…