O Albay’ın tutuklanması talebi reddedildi
Abone olAfyonkarahisar’daki mühimmat deposunda meydana gelen patlamayla ilgili davanın 13 saat süren ilk duruşmasında sadece bir sanık dinlenebildi....
Afyonkarahisar’daki mühimmat deposunda meydana gelen patlamayla
ilgili davanın 13 saat süren ilk duruşmasında sadece bir sanık
dinlenebildi. Mahkeme şehit ailelerin, sanık Albay Veysel Özbay’ın
tutuklanması talebini reddetti.
Afyonkarahisar’daki mühimmat deposunda 25 askerin şehit olmasıyla
sonuçlanan patlamanın duruşmasının ilk gününde sanık Albay Veysel
Özbay dinlendi. 1. Hava Kuvvetleri Komutanlığı Askeri Mahkeme’de
yaklaşık 13 saat süren duruşmada, şehit aileleri Albay Veysel
Özbay’a soru yöneltirken sinir krizleri geçirdi. Şehit ailelerinin
avukatlarından gelen, "Denetlemeniz iyi geçti mi? Çünkü bu
denetleme dediğiniz 25 cana mal oldu. Ekim ayında yapılacak olan
denetlemelerden haberiniz var mı?" sorusuna Özbay, ‘‘Ekim ayında
Kara Kuvvetleri Komutanlığı ve Lojistik Komutanlığı tarafından
denetleme ile ilgili hiçbir emir gelmedi. Ben de bölük komutanıma
herhangi bir emir vermedim’’ yanıtını verdi.
‘‘Denetleme olmayacaksa er ve erbaşlar bir dedikoduya mı kurban
gitti? Bir seferberlik ve savaş hali olmadığı halde bir denetleme
için neden gecelere kadar çalışmalar devam etti?’’ sorusuna ise
Albay Özbay, ‘‘Ben 4 Eylül 2012 günü Şırnak’ta şehit düşen bir
askerin şehit cenazesine katıldım. O tarihte başlayan bu çalışma
tarafıma iletilmemiştir. 2011 Temmuz ayında atandım. 2011 yılının
denetlemesi eylül-ekim ayında yapıldı. 2012 yılında Lojistik
Komutanlığından hangi tarihte denetleme olacağına dair bir bilgi
gelmedi. Ben bu emir gelseydi yayınlardım. Ben de denetlemeye
katılırdım. Denetleme tarihleri muhtemel ekim ayında. Lojistik
Komutanlığı denetlemelere ekimde başlar mayısta bitirir. Ne zaman
ve nerede bitirileceği Lojistik Komutanlığına bağlıdır. Bu konuda
bana emir gelmemiştir. Buna ilişkin bir belge yoktur’’ şeklinde
konuştu.
Duruşmada, bölükte bulunan güvenlik kameralarının çalışmadığını ve
bunların vatandaşlara göstermelik olarak yapıldığını da itiraf eden
Albay Veysel Özbay, "Bölükteki kamera sistemi çalışmıyor. Sadece
nizamiyedeki kameralar yanıltıcı yöntem olarak kullanılıyor. Bunun
bir kaydedicisi yok. Dönemin bölük komutanına bunu aktardım ancak
diğer bütün mühimmat komutanlıklarında durumun böyle olduğunu
söyledi. Hatta ben de bunu bazı seminerlerde dile getirdim. Üst
komutanların denetlemelerine geldiğinde de bu durumu aktardım. Bir
çizelge ile bu durumun ne kadar hassas olduğunu söylediğimi
hatırlıyorum. Bözüyük’te bütün bölüğün kamera ile donatılmasını
istedim. Afyonkarahisar için yapmadım. Bu biliniyordu zaten. Kamera
daha önceden sahte olarak konulmuş ve var olan kamera fakat işlevi
yok. Gelen kişilerde kamera var olgusu yaratılsın diye her bölükte
kamera var" ifadelerini kullandı.
Şehit ailesi avukatlarından Altan Ulutaş’ın, "Olayların kaza
olduğuna inanıyor musunuz?" sorusuna, ‘‘Şahsi fikrimi soruyorsanız
o bende saklı kalsın’’ cevabını vermesi üzerine fenalaşan ailelerin
sakinleşmesi için ara verilen duruşma tekrar başladığında sanık
Özbay, sözlerinin yanlış anlaşıldığını, sürç-i lisan ettiğini, 7
saattir ifade vermesi nedeniyle yorgun olduğunu sözlerine
ekledi.
Savunmaların ardından savcı tarafından yapılan, ‘‘Tanıklardan
Üsteğmen Ö.A. ifadesinde, ‘Olaydan bir hafta önce Ankara Lojistik
Komutanlığını aradığını, Albay M.P’nin 1-5 Ekim tarihleri arasında
denetleme olabileceğini kendisine söylediğini ifade etti. Ben de bu
bilgiyi Albay Ali Duran’a ilettim. O da bana, ‘Herkes işini
yapacak’ diye konuştu’ diyor. Albay Duran size bu bilgiyi aktardı
mı?’’ sorusu karşısında Albay Özbay, ‘‘Bana böyle bir denetlemeden
bahsetmedi. Denetlemeler ekim-mayıs arasında yapılır. Lojistik
Komutanlığından bana böyle bir emir gelmedi. Benim böyle bir
öngörüde bulunmam mümkün değil’’ diye konuştu.
Özbay, savcının, ‘Üsteğmen biliyor, binbaşı biliyor, albayın
bilmemesi normal mi?’ sorusunu ise, ‘‘Ekim ayında tahmin ediyorum
ama hangi tarihlerde nereden başlayacağı yazılı emirle bildirilir.
Ben bilmiyordum. Yetkililere de sormadım’’ diye yanıtladı.
’’İÇERİDE KARŞILIKLI PASLAŞMALAR YAPILMIŞTIR’’
Duruşma sabah saat 10.00’dan saat 23.00’e kadar devam etti.
Duruşmanın bitimine yakın şehit aileleri mahkeme heyetinden
sanıkların tutuklanmasını talep etti ancak ret yanıtı aldı. Kararı
öğrenen aileler, duruşma salonunda heyete ve sanıklara tepki
gösterdi. 1. Hava Kuvvetleri Komutanlığından çıkan aileler,
tutuklanma kararının reddine olan tepkilerini basın mensuplarına
açıkladı.
Duruşmada taraf tutulduğunu savunan şehit aileleri,
‘‘Tutuklanmaları istendiği halde sanıkları tutuklamadılar. 25 tane
askeri şehit edip 14 saattir aynı şeyi söylüyor o albay ve her
konuştuğu konu aynıdır. Hakim taraf tutuyor burada. 25 şehit
ailesini 70-80 kişiyi buraya istedi. Tutuklanmasına ret kararı
verdi ve aynı önceden olduğu gibi taraflı olarak askeri mahkeme
taraf tutuyor. Bize öğlen verdiği bir sandviç, akşam verdiği bir
pideyle bizi onun için mi buraya çağırmış? Iğdır’dan, Ankara’dan,
Antep’ten, Türkiye’nin her yerinden insan var burada. Saat
09.00’dan bu yana buradayız. Bir de üsteğmen o günün nöbetçi
subayı, ‘Ben komutanıma tekmil verdim’ dedi. ’Ben komutanıma
mühimmat deposunda çalışma olduğunu tekmil verdim’ dediği halde
komutan, ’Ben öyle bir tekmil almadım. Mühimmat deposunda çalışma
olduğundan bir bilgim yok’ diyor. Öyle olduğu halde hakim beye,
‘Sanıkların tutuklanmasını arz ediyoruz’ dedik, reddetti. O günkü
nöbetçi subay, ‘Ben saat 06.00’da tekmil verdim komutanıma,
mühimmat deposunda çalışma olduğunu söyledim’ dedi. Danışıklı
dövüştür. Yarın da aynı şey olacak. 30 yılla yargılanan sanıkları 2
ay yatarak tahliye eden mahkeme heyeti, aynı mahkeme heyetidir.
Olay tamamen tertiplenmiştir. Tamamen bilirkişi raporu yürütmenin
emriyle beraber hazırlanmıştır. İçeride bir Hacivat-Karagöz
oynanmıştır. Karşılıklı paslaşmalar yapılmıştır. En son da
avukatlarımızın tutuklama talebini de hakim bey kendi ifadeleriyle
reddetmiştir. Biz zaten bunların kaçma tehlikesi vardır diye bir
iddiamız yok ama 25 kişiyi bu şekilde şehit veren insanların kamu
vicdanında serbest dolanmalarını hiç kimse kabullenemez, hiçbir
vicdan kabullenemez. O hakim nasıl kabulleniyor, o mahkeme heyeti
nasıl kabulleniyor, onların nasıl vicdanları var, onların nasıl
aileleri var nasıl çocukları var’’ ifadelerini kullandı.
Sivil yargıya geçilmesini istediklerini belirten aileler, ‘‘Askeri
yargıya güvenimiz kalmamıştır. Sivil yargılanmayı talep ediyoruz.
Böyle bir şey olamaz. Böyle planlanmış bir mahkeme olamaz. Tepeden
tırnağa sabah saat 10.00’dan şu ana kadar yapılan 13 saatlik
duruşma daha önceden tamamen planlanmıştır arkadaşlar. Tutuklama
talebimiz reddedilmiştir. 25 tane şehidin katili dışarıda gezecek,
hakim bey evine gidecek, biz gene acılarımızla baş başa kalacağız’’
şeklinde konuştu.
(İHA)