6 ülkede 23 restoranı ve 2 bin çalışanıyla hizmet sunan Nusret Gökçe, 24'üncü restoranı geçtiğimiz haftalarda Amerika'da Beverly Hills'te açtı. Amerika'daki restoran sayısını 5'e çıkaran Gökçe, Hürriyet için verdiği röportaj için Barbaros Tapan'la sohbet etti. Sosyete kasabı, ilginç açıklamalara imza attı.''Nusr-Et artık sadece bizim markamız değil, Türkiye’nin markası'' diyen Nusret Gökçe, kendisine dair 'Harvard mezunuyum'' dedi. Gökçe'nin bu ilginç sözlere açıklaması ise şu şekildeydi: - En başa dönersek, ilk işini hatırlıyor musun? Kaç yaşında çalışmaya başladın?''Gözümü açtığımdan beri çalışıyorum. İlk işime ilkokula giderken hafta sonları semt pazarında su satarak başladım. Hafta içinde de ayakkabı boyuyordum. 13 yaşıma geldiğimde de kasap çırağı olarak başladım. Nusr-Et markası yaratılırken nasıl bir alın teri döküldü, nasıl bir emek sarf edildi açmak istiyorum.'' - Evet, lütfen. Markayı yaratma sürecini senden dinleyelim...''Bizim ikinci şube, Ankara şubesiydi. Ankara şubem açıldığı günden itibaren her gün akşam servisini Ankara’da geçirip son uçakla İstanbul’a dönüyordum. Sabah erken et seçip, öğle servisini İstanbul Etiler’de geçiriyor, saat 16.00 uçağıyla Ankara’ya gidiyordum. Akşam 19.00’da tekrar Ankara’da servise çıkıyordum.'' ''Akşam son uçakla da tekrar İstanbul’a dönüyordum. Bu durum Dubai şubesi açılana kadar 1.5 yıl sürdü. Dubai açıldıktan sonra her çarşamba gecesi son uçakla Dubai’ye gidip pazar gecesi İstanbul’a dönüyordum.''''3 yıl boyunca Dubai-İstanbul trafiği devam etti. Bu işin başlarında gece restoranda sandalyenin üzerinde çok uyumuşluğum var. Ben Harvard mezunuyum...''- Nasıl yani?''Bostancı Kasaplar Çarşısı’nda yetiştim. Kasaplar Çarşısı, bu işin Harvard’ı sayılır. Orada iş kültürünü, çalışma disiplinini, insan tanımayı ve müşteri ilişkilerini öğrendik.''''Biz müşteriyi hiç konuşmasa bile ayakkabısından, kol saatinden tanırdık. Bostancı Çarşı Business School mezunuyuz da diyebiliriz. Bizim yaşadıklarımızı, bizim gördüklerimizi bugün Harvard’da ders olarak öğretiyorlar.''''Hayır, “no” demeyi sevmiyorum'' diyen Nusret Gökçe, sözlerine şöyle devam etti: ''Arı gibi çalışıyorum. Ben bu işi 26 senedir yapıyorum. 26 senedir aynı tempoda çalışıyorum. Tabii insanlara garip geliyor sabah erkenden işimin başına geçmem. Tüm gün buradayım.''''Kim gelirse gelsin masalarla ilgileniyorum. Son müşteri gidene kadar buradayım. Normalde bir restorana gittiğinde müdür gelir, belirli masalara selam verir.'' ''Ben her masaya muhakkak dokunuyorum, muhakkak servis yapıyorum. Nusr-Et markası 11 senedir var ama arkasında 26 yıllık bir tecrübe ve günde 18 saat çalışmak var.''''26 senedir çalışıyorum. 26 senede toplasan 26 gün izin kullanmamışımdır. 26 senedir günde kaç saat çalışıyorum, biliyor musun?''''18-20 saat. Her zaman işimin başındayım. Günde 18-20 saat çalışıyorum. Toplam çalışmış olduğum saat, bir insanı iki defa emekli edecek saate denk gelir.'' ''Herkes 8 saat çalışırken ben günde 18 saat çalışıyorum. Düşünebiliyor musun? Çalışma saatine bakarsan ben iki kere emekli olmuşum.''