Merkez üssü Elazığ'ın Sivrice ilçesi olan 6.8 büyüklüğündeki depremde Elazığ merkezde bulunan Mustafa Paşa Mahallesi'ndeki 5 katlı apartman çöktü. Binada bulunan Yıldız ailesi de enkaz altında kaldı. Baba Hüseyin Yıldız ve oğlu Onur'un hayatını kaybettiği depremde, yıkıntı altında kalan Ayşe Yıldız ve kızı Nüsra yaralandı.Enkazdan kurtarılmayı bekleyen anne ve kızı ile arama- kurtarma ekiplerinin diyaloğu ise herkesi duygulandırdı. Jandarma Yüzbaşı Yusuf Mataracı ve Jandarma Astsubay Çavuş Zehra Yıldız, enkaz altındaki anneye, "Seni kurtaracağız, seni almadan buradan çıkmayacağız" diyerek, umut verdi.JAK ekipleri, hem anneyi hem de 2,5 yaşındaki kızını depremden 24 saat sonra enkazdan çıkardı. Mucize kurtuluşun kahramanları, o anları DHA muhabirine anlattı. Jandarma Binbaşı JAK Tabur Komutanı Burak Özer, "Biz 60 kişilik ekiple hazırlandık. Uçaklarla buraya geldik. Hemen harekete geçerek enkaza müdahale ettik. Daha sonra her grup komutanı kendi kararını verdi. Enkazda açtığımız kuyu ile 3 tane ablamıza ulaştık" diye konuştu.2,5 yaşındaki kızıyla enkaz altında kalan Ayşe Yıldız'a seslenen Jandarma Yüzbaşı JAK Bölük Komutanı Yusuf Mataracı da "Bizim için çok meşakkatli 12 saat geçti orada. Yaklaşık 5 metre derine indik. Daha sonra ses aldığımız noktaya doğru 3 metrelik yatay hareket sergiledik. Orada Ayşe hanımın sesini duyduk. 12 saat boyunca kendisi ile olan diyaloğumuzu kaybetmedik. Kendisini motive ettik. O sırada sağlık durumu ile ilgilenildi. Bütün personel dişiyle tırnağıyla kazıyarak kendisini oradan çıkarttı. Çok şükür, hem kendisi hem de 2,5 yaşındaki Nüsra bebek sağ salim sağlık ekiplerine teslim edildi. 2'sinin hayatta olması bizler için en büyük sevinç kaynağı oldu" dedi.Kurtarma anlarını anlatırken gözyaşı döken Jandarma Astsubay Çavuş Zehra Yıldız ise "Yaklaşık 5 metre derinliğe indiğimizde sürünerek devam ettik. Sürünerek ilerlediğim sırada, profesyonelliği bir kenara bırakıp insani duygularıma kesinlikle hakim olamayacağım bir manzarayla karşılaştım. Bir baba, eşine ve çocuklarına siper olmuş bir vaziyetteydi. Üslerinde kolon ve çelik kapı vardı. Bu manzarayı görünce çok duygulandım. Fakat Ayşe ve kızına bunu hissettirmemeye çalıştım. Soğukkanlılığımı korudum. Hayatta kalması için elini tuttum. Ona da zaten, 'Seni almadan buradan çıkmayacağım' dedim. Benim sesimi duyduktan sonra üstündeki taşları temizlemeye çalıştı. Daha sonra içeride kendisine tıbbi destek sağladık. Bir kadın astsubay olarak böyle bir görevde bulunmaktan onur ve gurur duyuyorum. Gerçekten ne kadar profesyonel olsak bile duygularımızı gizleyemeyeceğimiz, sesimizi titreten, yüreklerimizi paramparça eden bir andı bizim için" diye konuştu.