Nurettin Karsu'dan Eymür'e cevap
Abone olEski MİT mensubu Mehmet Eymür'ün CHP eski Erzincan milletvekili Nurettin Karsu hakkındaki iddialara tepki var. Karsu, Eymür'ün sözlerinin yalan olduğunu söyledi.
Mehmet Eymür’ün 6-7 eylül 2004 tarihli basın yayın organlarında
çıkan beyanatlarında, 1980 öncelerinde Manisa’da bir yerde
çalışırken MİT elemanı olduğum ve MİT’e raporlar yazdığım öne
sürülmektedir. Mehmet Eymür’ün şahsımla ilgili beyanatı yalan ve
iftiradır. Konuyla ilgili açıklamalarım aşağıdadır. Ayrıca, yaşamım
boyunca hiçbir zaman Manisa’da çalışmadım ve bulunmadım. CHP'li
milletvekili olduğum 1980 öncesi MC iktidarları döneminde, yani
demokratların ve sol görüşlülerin çok ezildiği, alevilerin
Maraş'ta, Çorum'da, Sivas'ta, Malatya'da, Erzincan'da, Tunceli'de
vurulup yakıldığı dönemlerde; TBMM'de ve CHP grubunda en çok
mücadele eden bir milletvekili olarak meclis kürsülerinde konuşarak
iktidarı yoğun olarak eleştirdiğim sıralarda, MİT'in Mehmet
Eymür'ün şefi olduğu 4 kişilik ekibi, (geceyarısından sonra saat
1.30 sularında) üniversitede okuyan ve hiçbir yasadışı eyleme
bulaşmamış olan oğlumu kaçırdıklarını ve işkence ettiklerini o
zaman ortaya çıkardığım için, Savcılık ilgili MİT ekibini mahkemeye
vermiş ve bu kişilerin yargılanmalarına Ankara Mahkemelerinde
başlanılmıştı. Bu ekibin ilgili mahkeme tarafından tam
cezalandırılacağı sırada, 12 eylül darbesi ile Ulusu hükümeti
kuruldu.(CHP'de ben ve benim gibi mücadele eden arkadaşlarım ise 12
eylülcüler tarafından hapse atıldık) . Başbakan Ulusu tarafından
mahkemeye yazılan yazıda, bu ekibin MİT tarafından devlet görevi
ile görevlendirildikleri ve yargılamanın yapılmaması emri üzerine
dava düşürüldü. Mehmet Eymür yargılanma aşamasında, Meclis'te bana
gelerek özür diledi ve bağışlamamı istedi. Hatta bana, '' tam daire
başkanı oluyordum, beni MİT'ten İstatistik (DİE) emrine
attırdın.Hayatım kaydı.Üzüntümden saçlarıma kıran girdi '' diye
söyledi ve saçlarını gösterdi. Şimdi sığındığı ABD'de, daha önce
işlediği suçların telaşıyla, hezeyan içinde, kime nasıl çamur
atacağının gayreti içinde bulunmaktadır. Eymür, MİT'e elyazısıyla
mektup gönderdiğimden söz etmektedir. Ben, 1952 yılında mühendis
olduğum günden itibaren, alevi, sosyal demokrat ve Atatürk
devrimcisi olduğum için, ve bundan dolayıda potansiyel suçlu
sayıldığım için, sürekli olarak MİT mensupları tarafından takip
ediliyordum. Bir devlet kuruluşu olan İller Bankasında ve TCDD'de
Daire başkanı olduğum dönemlerde, bu kuruluşlarca verilen
görevlerle yurtdışına heyet başkanı olarak gitmem gerektiğinde,
herkese pasaport verilirken bana verilmedi. Durumu, o dönemin
Emniyet Genel Müdürü Sn. Nakiboğlu'yla görüşerek güçlüklede olsa
pasaport alabildim. Bu takiplerden ve güçlük çıkarmalardan bıktığım
ve tepki duyduğum için, MİT Müsteşarına ozaman bir mektup yazarak;
ülkemize ve ulusumuza karşı ihanet içinde olmadığımızı, ülke
bütünlüğü ve ulus birliği hakkındaki düşüncelerimizden kimsenin
şüphe dahi edemeyeceği bir yapıda olduğumu, alevi olduğumu ve
alevilerin Atatürk devrimlerine bağlı, tutuculuktan uzak, Türkmen
boyları olduklarını bildirdim ve bu konuları bilmeyen önyargılı
insanları peşimize düşürmemelerini talep ettim. Bu konuları ileriki
dönemlerde, TBMM'de milletvekili olduğum dönemlerde de vurguladım
ve mücadelemle de kanıtladım. MİT mensuplarının, yukarıda
belirttiğim, yanlış ve önyargılı uygulamaları nedeniyle, (o zaman
yaptığım şekilde) MİT'i doğrudan eleştirmek ve yaptıkları
uygulamaların yanlışlığını ortaya koymak, Eymür'ün çamur atmaya
çalıştığı gibi MİT'e rapor vermek değil tam tersine, yaptıkları
yanlışlıkları ve ihlalleri kendilerine karşı doğrudan eleştirmek
cesaretliliğidir. Eğer bu suç ise, bugün de bu suça katılıyorum.
Mehmet Eymür ve ekibinin çocuklarımı kaçırma olayına dönersek, bu
olayın MİT mensuplarınca yapıldığı ortaya çıktığında dönemin MİT
Müsteşarlığı olayın faillerinin isimlerini vermek istemedi. Hatta,
dönemin Başbakanı Sn. Ecevit'de olanlara önce inanmak istemediğini
söyledi. Sn. Ecevit'e milletvekilliğinden çekilirsem kabinenin
düşeceğini söyleyince zorunlu olarak işe ciddi olarak sarıldı ve
MİT müsteşarına talimat vererek, ''Sn. Karsu'nun çocuklarını
kaçıran MİT timinin ismini bana mutlaka vereceksiniz!'' diye kesin
tavır koydu. Bunun üzerine ve de devam ettirdiğim kararlı tavrım
üzerine, Mehmet Eymür ve 3 arkadaşının ismi, çok zor da olsa,
istenmeye istenmeye MİT tarafından bildirildi. Eymür, bugün
işlediği suçların telaşı ve vebali altında ezildiği için Türkiye'de
kalamıyor. Bana yalvardığını ve saçının kırana uğradığını unuttu.
Benim geçmişim ve bugünüm ise herkesçe bilinmektedir. Eymür'ün
attığı çamur bende kalacak yer bulamaz. Halkım için çalıştım ve tüm
yaşamım boyunca Atatürk ilkeleri rehberim oldu. Saygılarımla,
Nurettin Karsu 15. ve 16. Dönem CHP Erzincan Milletvekili