Nurettin Canikli seçime bir hafta kala resti çekti!
Abone olGiresun milletvekili adayı Nurettin Canikli, CHP ve koalisyon hakkında çarpıcı bir iddida bulundu.
GİRESUN-HADİ ÖZIŞIK
AK Parti Giresun Milletvekili Nurettin Canikli "çok net söylüyorum
CHP ile koalisyon kurulamaz" dedi. Canikli, "CHP ile kuramayız
kesin çünkü hiçbir konuda ortak noktamız yok" derken, hükümetin
kurulsa dahi her gün yeni bir krizle uyanacağını
söyledi.
MHP ile de 4 şartı tekrar ileri sürdüğü
için koalisyon kurulamayacağını belirten, Canikli, Bahçeli'nin "AK
Parti tek başına iktidar olursa koas olur" sözüne, "Bu tehdittir bu
demokrasi dışı yaklaşımın tezahürüdür" diye tepki
gösterdi.
AK Parti'nin yüzde 45'in üstünde oy
alacağını iddia eden Canikli, AK Parti'nin seçim vaatleriyle ilgili
gelen eleştirilere de yanıt verdi.
Eski Gümrük ve Ticaret Bakanı ve AK Parti Giresun Milletvekili
adayı Nurettin Canikli İnternethaber.com'a çok özel açıklamalar
yaptı. Gazeteci-yazar Hadi Özışık'a konuşan Canikli, CHP ve MHP ile
neden koalisyon kurulamayacağının ayrıntılarını anlattı.
Giresun'da seçim çalışmalarını sürdüren Canikli'nin Özışık'a
yaptığı yankı uyandıracak açıklamaları şöyle:
SOSYAL MEDYAYA DİRENDİM
Şimdi ben sizi uzaktan tanıyorum daha çok büyük birşey daha
önce sosyal medyaya kapalı olduğunuzu biliyorum, büyük bir devrim
medyaya da çok kapalıydınız, işlerinizi hep kendi içinizde gösteriş
demeyelim de o şeylerden uzaktınız şimdi yepyeni sayfa açılmış
sosyal medyadan Facebook'tan halkla ilişkilerden Twitter'den büyük
bir devrim gibi birşey olmuş.
-Yani esasında uzun bir süre direndim. Direnmek kelimesini bilerek seçiyorum. Temel faktör zaman ayıramama kaygısı. Çünkü sonuç itibariyle insanlarla iletişime geçiyorsunuz yoğun bir iletişim kapasitesi ortaya çıkıyor. Ve buna yeteri kadar cevap veremiyorsanız, doyurucu, insanların beklentilerini sosyal medya üzerinden bu iletişim içeriğini talebini yeterince karşılayamazsanız sıkıntı olur. Bir burukluk olur bir hayal kırıklığı olur düşüncesiyle bir süre direndim. Fakat daha sonra zaten bir mekanizmamız var seçmenlerimiz bize mutlaka ulaşıyorlar bize bir şekilde. O kanallarımız açık taleplerini digital ortamda takip ediyor izliyor sonuçlandırıyor, seçmene dönüyoruz. Ekibin kuvvetlendirilmesi genişletilmesi halinde sosyal medya üzerinden gelecek olan talep görüşme ya da başka şekilde ortaya çıkan sorunları da bu mekanizmaya dahil ederek halledebilirim. Çok fazla zaman ayırma ihtiyacı duymadan. 7 Haziran'ın etkisi olmuş olabilir mi? Yok, Doğrudan bağlantısı yok tek hassasiyetim buydu. Çünkü insanlar bir talepte bulunduğu zaman sizinle görüşmek istediği zaman sosyal medya üzerinden görüşmek istediği zaman bir karşılık verebilmelisiniz. E tabi on binlerce belki yüz binlerce takipçi olacak e bunlara bu yoğunlukta ben orijinal olarak düşündüğüm anlamda cevap vermek imkansızdı. Tek hassasiyetim buydu. Ama tabi ciddi de bir imkan ortaya çıkarıyor aynı zamanda bunu da görüyoruz. Birçok düşüncelerimiz toplumla belli kesimlerle paylaşılması gereken düşünce kanaat önerilerimiz baktık yeteri kadar ulaşamıyor. Böyle bir birlikte kombine ettiğimiz zaman sonuç itibariyle sonuçta hayırlısı olur.
SOSYAL MEDYADA ORJİNAL FİKİRLER DE ÇIKABİLİYOR
Siz daha çok sosyal medyayı daha çok ekibimizle buraya
geldik bir fotoğraf değilde daha çok size mesaj atan kişileri bulup
konuşmaya bulduktan sonra sorunuyla ilgilenip seçim sonrasında
istatistik olsun diye notlarda alıyorsunuz. Sizin takipçilerinize
hayranlarınıza mesaj attığınızda zor olmuyor mu?
-
Hepsine tam ulaşımıyorum tabi fırsat buldukça iki
günde en az iki buçuk 3 saatimi alıyor. Doğrudan ben ilgileniyorum.
Bana mesaj atan cevap bekleyen sorununu intikal ettiren insanlara.
Onlara ulaşmaya cevap vermeye çalışıyorum. Ama hepsine yetişmek
mümkün değil. Belki orada ekibimiz onlarla tek tek ilgileniyorlar
onu öncelikle söyleyeyim. Ama birçok vatandaşımız da doğrudan
bizimle irtibata geçmeye çalışıyor. Tabi bunu da anlayışla
karşılıyoruz. Buna bir irtirazımız yok. Bazısının sorunu
hallediliyor sadece sesimizi duymak istiyor. Yani bu talepleri de
normal karşılıyoruz. Zamanımız elverdiği sürece doğrudan iletişime
geçmeye çalışıyoruz. En azından orijinal düşünceleri fikirleri
olan ya da farklı gördüğüm daha özel olarak
ilgilenilmesi gereken dinlenilmesi gereken orijinal fikirler de
çıkabiliyor. Bakın bu da son derece enteresan. Onda da seçme
imklanım olabiliyor. Açıyorum bazen yirmi dakika konuşuyorum o
konuyla ilgili müzakere ediyoruz. Bizim de ufkumuzu açması
noktasında gerçekten devamlı katkı sağlıyor.
KILIÇDAROĞLU'NA KAYNAK ELEŞTİRİSİ
Kılıçdaroğlu 'sözüm söz' diyor ya Canikli de 'sözüm söz'
demiyor telefon açıyor hemen yapıyormuş.
Tabi kesinlikle yapıyor.
Sadece o değil hangi sorunu olursa olsun biz bütün
ziyaretlerimizde talepleri geliyor o anda.
-Ee tabi not alıp ertelemiyoruz, not alıp daha sonra
halledilmesi gerekenler oluyor ama çoğunu o anda kiminle bağlantıya
geçilmesi gerekiyorsa söylüyoruz. Çoğunluğunu bu şekilde çözüyoruz.
Böyle olması gerekiyor. Bakın yani etkili bir yönetim mantığı
açısından da uygulanabilmesi açısından da o anda vatandaş ile
aranızda bir güven köprüsü oluşuyor. Çünkü sorun o an çözülüyor
balkıyorsun vatandaş şaşırıyor. Bir de o anda cüzi bir zaman
harcayarak çözümlediğiniz bir sorunu başka bir zamana
ertelediğinizde o zaman daha çok gayret sarf etmeniz gerekiyor.
Verimlilik açısından da büyük katkı sağlıyor. Eskiden beri de bunu
kullanıyorum.
Kılıçdaroğlu konusunu açtınız madem özelikle 2011
seçimlerinden beri CHP'nin birçok vaadi vardı ve onların parasal
boyutu 220 katrilyon liraydı. Onun hesabını ben yapmıştım o
zamanlar. Mecliste çok tartıştık. E tabi şimdi on milyar değil
yirmi milyar değil konuştuğumuz konu 220 katrilyon lira ilave
kaynak bulmanız gerekiyor. Burda kritik soru şu böyle biri size
birşey söylediği zaman iyi tamam ama kaynak nereden bulacaksın?
Mesela bizim bu seçimde verdiğimiz bütün vaadlerin mali portresi 20 milyar liradır. Toplamı hepsi dahil. Emekliye vereceğimiz yıllık maaştan tutun da hibe, sıfır faizli krediler gençlere kadınlara vereceğimiz tüm bu vaadlerin toplamı 20 milyar lira. Ki onu da çok ince hesap yaparak onu bulabildik.
Şimdi bakın bu seçimde de yine CHP'nin ortaya koyduklarının
toplam gideri 187 milyar lira. bize diyorlar siz tek tek
karşı çıktınız şimdi siz yapıyorsunuz. Hayır biz vaadlere karşı
çıkmadık. Toplam bunun kaynağı ne nereden bulacaksınız bunu ortaya
koymanız lazım. Aksi halde altı boş olur. O yüzden
Kılıçdaroğlu izahta zorlandı. Çünkü böyle bir kaynak yok. Bir günde
ortaya çıkaramazsınız. 'Benim adım Kemal ben bulurum'. Biz de dedik
ki iktisatta böyle bir şey yok. İktisat biliminin temel cevaplamaya
çalıştığı soru sınırlı taleplerin karşılığı olan kaynakları
bulabilmek. İki, gelir dağılımını dağıtabilmek. Kaynak nereden
sağlanır nereden üretilir. Kimse 'benim adım Smith ben bulurum'
dememiş.
EMEKLİYE İKİNCİ YILLIK 1.200 TL MAAŞ
İki şeyi merak ediyorum. Geçen seçimde insanlar karşınıza
geçti dar gelirli asgari ücretli emekli hepsi dediler ki bizim
gönlümüz sizden yana. Ey Davutoğlu ey Canikli biz sizi istiyoruz.
Ama Allah aşkına biz biliyoruz CHP'nin vaatlerini yerine
getirmeyeceğini. Ama adamlar vaatlerini yerine getirirken bile
içimizi ısıtıyor. Asgari ücret emekliye maaş. Televizyonda program
yaptı polisler beni aradı 'AK Parti'ye yine oy vereceğiz ama
gerçekten bu adam bizi cezbediyor.' dediler. Siz geçen seçimde
madem bu rakamlar üzerinde oynuyordunuz. Size de bu talepler
gelmesine rağmen niye o şansı teptiniz?
MAAŞ ARTIŞI AYA BÖLÜNDÜĞÜ İÇİN GÖRÜLMEDİ
-Esasında biz geçen seçimde emeklilere yıllık bir maaş ikramiye
yani yıllık 1200 lira tutarında artış sağladık Temmuz ayında
ödenmek üzere. Bu seçimin öncesinde insanları iradelerini
yönlendirmek amaçlı olmasın diye de ödemesini seçim sonrasına
bıraktık. Kararı önceden verdik. Fakat bu yetmedi. Yıllık maliyeti
4.5 milyar lira civarında maliyeti var. Esasında verdik. Bir
defasında verseniz yıllık 1 maaş ikramiyedir. Defaten vermiş
olsaydık rahatlama sağlardı ama bu aya bölündüğü için hem çok
görülmedi hem ödemesi de seçimden sonra olduğu için insanlar bunu
hissetmedi. Ayrıca da yeterli görmedi..
EMEKLİ MAAŞLARINA AYDA 100 TL ZAM
Talepler yoğunlaştı şimdi biliyorsunuz biz ikincisine yıllık 1200
lira bütün emeklilerimize ki yaklaşım maliyeti 10 milyar lira.
Toplam taahhütlerimizin yarısına tekabül ediyor. 7 Haziran sonrası
bütçe performansı son derece iyi gidiyor. bütçe gelirleri
tahminlerin ötesinde gerçekleşiyor. İlk altı aya bakın bütçe fazla
verdi. Yıl sonu itibariyle 22-23 milyar liralık açık öngörülüyor.
Milli gelirin yüzde 1'ine geliyor. Dolayısıyla gelirlerin
tahminlerin de ötesinde artması yeni kaynak oluşturma imkanı
çıkardı. Kaynak dediğiniz bu olay sonuç itibariyle. Dolayısıyla
yeniden verme imkanı sağladı.
BÜTÇE PERFORMANSI KAYNAK OLUŞTURMA İMKANI
SAĞLADI
Gerçekten 7 Haziran itibariyle biz iki maaş olarak planlamış
olsaydık biz o zaman bütçe açığı öngörülenden daha fazla olacaktı
42 milyar liraya çıkacaktı bütçe açığı. Ekonomimizin temel
başarısının altında bütçe disiplini var. Zaten cari açığımız var
Biz de bütçe açığını aizin verirsek toparlayamayız. Haziranda sonra
bütçe performansı gerçekten kaynak oluşturma ve yeni ilave
emeklilerimize harcama kalemleri oluşturma imkanı sağladı.
Polislerin 2000 bin olan katsayısını 3000 bine çıkarıyoruz
emekliliğine yansıyacak katsayı biliyorsunuz bu gösterge. Hepsinin
kaynağı sağlanmış. Sayın Kılıçdaroğlu atıyor, nasıl olsa iktidara
gelme durumu söz konusu olmadığı için hesabı verme dengeyi sağlama
gibi bir hassasiyeti kaygısı problemi düşünmüyor. O sadece vaatte
bulunuyor. Ama biz onun fonunu bulmamız gerekiyor.
57. HÜKÜMETİN VEKİLLERİ 3.5 YIL SONRA SOKAĞA
ÇIKAMIYORDU
AK Parti'nin 1. parti olmasının etkisi büyük herhalde.
İktidara yakın parti ve reel rakamları telaffuz etmek gerekiyor ki
vatandaşın karşısında yarın mahçup olmasın.
-Zaten bize şunu söylüyorlar. Söz ver yeter. İnanın her gittiğimiz
yerde. Giresun için söylemiyorum. Çünkü biliyorlar hangi alanda
olursa olsun bütün yatırımlarda eğitim sağlık hangisinde olursa
olsun bütün illerimizde bu verdiğimiz sözleri yerine getirdik.
Elbette eksiğimiz olabilir yanlışımız mutlaka vardır onu
sıfırlayamazsın. Ama genel olarak bu kanaati taşıyor zaten.
Dediğiniz gibi onun hesabın kitabını yapmak durumundayız biz. 13
yıl sonra vatandaşın arasına giriyoruz itibar görüyoruz. 2002
seçimlerinde 57. hükümetin milletvekillleri sokağa çıkamıyordu çok
iyi hatırlıyorum. 99'da iktidara gelmişlerdi 3.5 yıl sonra böyle
duruma düşmüşlerdi. 'Biz de bu duruma düşeceksek bu makamları nasip
etmeyin' diye inanın çok dua ettik.
Kendi içinizde yaptığınız bir eleştiriydi mesela ben sizi tanıyorum mütevazılık noktasında. Canikli'nin yeri başka ama AK Parti'nin içeresinde kendiniz de itiraf ettiniz kibir vardı ben bakıyorum dünden beri dolaşıyorum Trabzon'da. Eskiden tepeden bakma vardı şimdi bakıyorum son noktaya kadar adam talepte bulunuyor, ya da adam arkasını dönüyor. Sizden hoşlanmıyor 'aman boşver' filan yok. Ben dün gördüm adamı kolundan tuttular, 'bir dakika' dediler. 'Tamam bize kızabilirsin bize oy da vermeyebilirsin ama bir Allah'ın selamını bizden esirgeme. Bu da bizim hediyemiz olsun gülümüz olsun.' Ben orda baktım ki bu ifade bu tarz o adamın ben kesin AK Parti'ye oy vermeyecek adam fakat adamın yüzünün gülümsemesine neden oldu. Ben o kibrin yok olduğunu görüyorum. Bunun da yansıması var mı?
KENDİMİZİ GÖZDEN GEÇİRDİK
-Esasında sistematik bir şey değildi ama farkında olmadan
ilişkilerde nasıl söyleyim. Deforme oldu, ideal ilişki tarzından
uzaklaşıldı. Farkında olmadan hata yapıyorsunuz. 7 Haziran
seçimleri sonrası bütün bunları bizim yeniden dışarıdan sanki film
izliyorsunuz gibi bakıp değerlendirme üçünçü bir faaliyetlerini
izliyorsunuz gibi değerlendirme imkanı sağladı doğru. Bazen biz bu
muyuz acaba nasıl böyle bir tavır içine girdik bazen insan kendine
şaşırıyor. Çünkü ne düşüncesinde öyle bir şey var ne kasıt var. 13
yılda kalmanın bunda etkisi olabilir. O nedenle kendimizi yeniden
şarj ettik. 'İlk günkü aşkla sloganı' zaten tesadüf değil. Bütün
hepsini gözden geçirme listeler dahil olmak üzere. Vatandaşımız ne
yaparsan yap sonuçta eğer yüzümüz gülmüyorsa, o hizmetlerin hiçbir
anlamı yok milletimiz çizip atıyor inanın.
Zaten millet bizin hizmetlerinizden yorulmuş, ben şimdi
bakıyorum tüneller yollar kendim dua ediyorum. Ama millet yorulmuş
o asgari ücreti sizden duymak istiyordu. Şimdi ben yansımasını
söylüyorum. 'İktidara en yakın parti kim?' sorusu soruluyor. AK
Parti. Asgari ücrete ne vaat ediliyor? 1.400, 1.500, 1.300 ama ben
1.300 lirayı sağlama alayım da zaten gerisi gelir.
ASGARİ ÜCRETİN YÜKSELMESİ FİİLİ DURUMU HUKUKİ DURUMA
EŞİTLEME OPERASYONU
-Orada çok ince hesap yaptık. Sonuç itibariyle beklentiler çok
yükseldi. 2002'deki beklentilerle Giresun ve Türkiye için şu andaki
beklentiler arasında dağlar kadar fark var. O zaman en temel
ihtiyaçları alamayan insanlarımızın beklentileri de şekilleniyor.
Giresun'da turizm odaklı yayla yolların tamamını sıcak asflatla
kapladık. Artık köylerimiz duble yol istemeye başlayacaklar. O
kadar bir beklenti söz konusu. Aynı şey asgari ücret için de
geçerli. Esasında ilk geldiğimiz yıllarda Giresun'da bir çok yerde
asgari ücret onun altında ödeme yapılıyordu tam olarak o bile tam
ödenmiyordu. Özel sektör için söylüyorum. Hatta asgari ücretin
üstünde ödeme yapılıyor ama gösterirken resmiyette asgari ücretten
gösteriliyor. Bu rakam dikkate alınarak yükseltildiği zaman aslında
sektör de rahatlayacak. Ciddi anlamda illegal marj var. Yani bin
300 bin-400 lira ödüyor net olarak ama bin lira gösteriyor, asgari
ücretten gösteriyor. Vergisini SSK pirimini ona göre ödüyor. Onları
da rahatlatacak. Mecbur asgari ücret yükselince fiili duruma biraz
hukuki durumu eşitleme operasyonu da diyebilirsiniz. Beklentiler
yükseldiği için onlara da cevap vermek gerekiyor. Bazı sektörlerde
'biz bunları nasıl ödeyeceğiz nasıl rekabet edeceğiz bizim
ücretlerde yüzde 30 maliyet artışına yol açacak' dediler. Biz de
dedik yüzde 30 maliyet artışına yol açmayacak çünkü siz zaten
ödemelerinizin kaçta kaçı asgari ücretin üzerinde yüzde 70'i yüze
80'i. Peki resmiyette ne kadarınızı gösteriyorsunuz? Yüzde 80'ini
tam tersine gösteriyor dolayısıyla o kadar maliyet artışı yol
açmayacak. Onun hesabı kitabı hepsi yapıldı bir de kurdaki artış da
dikkate alındı. Kurdaki artış ihracata dayalı sektörlerde garanti
ve güvence sağladı. Onların da gelirlerini artırdığı için onları da
hesap ettik.
YÜZDE 45'İN ALTI OLMAZ
Peki bütün bunlardan sonra tahmininiz nedir? Türkiye
genelinde yüzde olarak.
-Arazide ortaya çıkan tablo ile anketlere yansılanlar arasında
farklılık olduğunu görüyorum. 10. seçimimiz biz de tecrübe
kazandık. İnsanların tepkilerinden yaklaşımlarından aşağı yukarı
ölçülebiliyor. Arazi ankete göre daha yüksek. Bilemiyorum onu ama
45'in altında olmayacağını tahmin ediyorum. Bana göre tek başına
iktidarı yakalıyor. Zaten yakalamamız da gerekir. Elbette iktidar
olmak istiyoruz ama onun da ötesinde benim şöyle bir iddiam var
benzer bir tablo çıkarsa kaolisyon yine kurulamaz. Çok net
söylüyorum. Siyasi istikrarsızlık anlamına geliyor çünkü CHP ile
koalisyon kuramayız. Bunu gördük. Çok ayrıntılı şekilde masaya
yatırıldı. Her konu ama bir koalisyon oluşumu için gereken asgari
müşterek hiçbir konuda hemen hemen yakalanamadı. MHP ile ortak
noktamız var çok fazla. Seçmenimiz de istiyor MHP seçmeni de
istiyor kurmak istedik. Ama biliyorsunuz 'CHP ile kurun' defalarca
söyledi. Bir de kabul edilmesi hepsi için demiyorum ama kabl
edilmesi mümkün olmayan 4 şart.
CHP İLE YAPISAL KÖKLÜ PROBLEMLER VAR
'Çözüm süreci' diyor, 'Cumhurbaşkanı' diyor
-Özellikle Cumhurbaşkanı ile talebi yani siz düşünebiliyor musunuz
diyor ki Cumhurbaşkanı anayasal sınırlar içerisinde kalacak. Ya
Allah aşkına böyle bir talebi olabilir mi? Buna kim karar
verebilir? Hangi genel başkan Cumhurbaşkanına siz şurda
kalacaksınız bunu garanti edebilir ya da zaten şey içerisinde
hiçbir şekilde sınırı aşması söz konusu olamaz. CHP ile kurulamaz
yapısal köklü problemler var. Daha doğrusu aykırılık ve uyuşmazlık
söz konusu. Diğer üçü kurabiliyor mu kuramıyorlar. MHP son
zamanlarda 'biz koalisyona hazırız' söylemleri var. Onun ben sadece
seçimlere yönelik olarak gündeme getirildiğini düşünüyorum. Çünkü
çok eleştiri alınca ama dikkat edin 4 şartımızı da kabul etmeleri
halinde. Hani reklamlar olur ya bazı şeyler ince yazıyla yazılır.
Bunu da öyle söylüyorlar. Peki 4 şart nedir? Bir tanesi dediğim
olay. Bunu kim sağlayabilir? Cumhurbaşkanımızın faaliyetleri
hareketlerini kendisi belirler. Onu koalisyon şartı olarak getirip
bir siyasi partinin genel başkanından böyle bir taahhüt almaya
çalışmanız kabul edilebilir bir şey değil. Bu ne demektir ben
koalisyon kurmayacağım demektir. Onun için söylüyorum. CHP ile
kurulamaz biz kuramayız.
CHP İLE KOALİSYONDA TÜRKİYE HER GÜN BİR KRİZLE
UYANACAK
Şimdiden onu görüyor musunuz?
-Kesin çünkü hiçbir konuda ortak noktamız yok. Temel bütün her
konuda mesela sivil anayasa yapalım diye ikimiz de aynı görüşteyiz
ama içini doldurmaya çalıştığınızda hiçbir ortak noktamız hemen
hemen yok gibi. Nasıl kuracaksınız hükümeti. Yarın kurdunuz icraat
yapacaksınız. Alacağınız her karar tartışma konusu olacak, bir kriz
nedeni olacak. Diyelim ki CHP'li Dışişleri Bakanı bir karar aldı.
Tabi alacağı karar bizim partimizin temel ilkelerine temelden
aykırı olacak. Kendi programını uygulayacak o. Dolayısıyla Türkiye
her gün bir krizle uyanacak. Yürümesi de mümkün değil. MHP de
tekrar 4 şartı ileri sürdüğü için halen ısrar ettiği için
kurulamaz.
BAHÇELİ'NİN 'KAOS OLUR' SÖZÜ TEHDİTTİR
Devlet Bey dün akşam şeyi söyledi. 'AK Parti seçimlerde tek
başına iktidara gelirse kaos olur.'
-Yani hiç bir şey olmaz. Demokrasi nedir demokraside kurallar
bellidir. Kuralları da biz koymadık. Yüz yıllardan beri kurallar
böyle işliyor. Çoğunluğu sağladığınız zaman kurarsınız ve
yönetirsiniz. Ne demek kaos olur? Bu tehdittir bu demokrasi dışı
yaklaşımın tezahürüdür. Ayrıca koalisyon kurmuyorsunuz
yanaşmıyorsunuz diğerleriyle de hiçkimseyle kuramıyorsunuz. Biz
zaten CHP ile kuramıyoruz. Koalisyon oluşamıyor, tek başına gelme.
Ne olacak Allah aşkına. Başka bir düşünce mi var kafalarında. Yani
toplum geçmiş dönemlerde olduğu gibi koais ortamları ve sonrasında
bir takım demokrasi dışı yönetim tarzlarıyla mı yönetilmeye
başlansın bunu mu istiyorlar. Bir siyasi partinin genel başkanı
çözüm bulması lazım ve kendisi buna katkı sağlaması lazım. Çok net
şekilde koalisyona hazırım mesela ama kayıtsız şartsız. Kırmızı
çizgiler şartlar olmadan. Hiç bütün bunlara yanaşmıyorsunuz bir de
diyorsunuz ki tek başına gelirse kaos olur. Bu açıkça anti
demokratik en hafif ağır kelime kullanmıyorum anti demokratik
yaklaşımdır. Ve bu demokrasi dışı başka mekanizmaların
çağrılmasından ibarettir.