Nuray Mert: Barışın da kötüsü bal gibi olur!
Abone olSırrı Süreyya Önder ve HDP eleştirileri ile dikkat çeken Nuray Mert, Mithat Sancar'ın Ezgi Başaran'a yaptığı açıklamalara da tepki gösterdi...
İNTERNETHABER.COM
Diken.com.tr yazarı Nuray Mert'in
HDP'li Sırrı Süreyya Önder ve
Kürt hareketinin çözüm sürecindeki politikalarını eleştiren
yazısıyla başlayan tartışma devam ediyor. Radikal
yazarı Ezgi Başaran'ın Akil İnsanlar Heyeti üyesi
Mithat Sancar ile yaptığı röportajda kendisine
dönük ifadelere jet yanıt veren Nuray Mert
eleştirilerine devam etti.
Mithat Sancar'ın "otoriter bir hükümetle de barış yapılabilir" dediği röportajda Nuray Mert'in yazısıyla başlayan tartışmaya dahil olmuştu. Sancar, Kürt hareketine dönük eleştirilerin sonuç olarak "masadan kalkın savaşın" anlamına geldiğini söylemiş, bunun ahlaki ve siyasi olarak yanlış olduğunu ifade etmişti. Röportaja sert tepki gösteren Nuray Mert ise eleştirilerinin savaş çağrısı olmadığını savunurker "kötü giden bir barış sürecinin alternatifi savaşa geri dönmek veya savaş çağrısı değil, sürecin sonuç verecek mecraya girmesi için çaba sarf etmek." dedi.
İşte Nuray Mert'in yazısındaki ilgili bölüm:
BARIŞIN KÖTÜSÜ OLMAZ'MIŞ! HİÇ DE ÖYLE
DEĞİL!
Ben kaldığım yerden devam edeyim. İsterseniz şu saçma klişeden
başlayayım; ‘savaşın iyisi, barışın kötüsü olmaz’mış. Hiç de öyle
değil, doğrusu şu: ‘Savaşın iyisi olmaz, ama barışın kötüsü olur.’
Tarih örnekleriyle dolu; en bilineni faşizmin yükselişi ve İkinci
Dünya Savaşı’yla hızla ters tepen Versay barışı.
Kaldı ki bizim barış süreci söz konusu olduğunda daha ortada kötü
diyebileceğimiz barıştan eser yok. Çatışmasızlık her halukarda,
titizlenmemiz, ısrar etmemiz gereken bir konu ama zaten asıl
korkum, barış sürecinin sorunlarını görmezden gelirsek
çatışmasızlık halinin riske girmesi.
BEDELİ BİZ
ÖDEMEYECEĞİZ
Böyle bir felaket olursa, ‘Ben öyle demiştim, sen böyle demiştin’
demenin kimseye faydası olmayacak. Biz gene rahat koltuklarımızdan
ahkam kesmeye devam edebileceğiz, ama bedelini bizimki kadar
konforlu bir dünyanın dışında kalanlar ödeyecek.
O nedenle, bu konu entelektüel bir tartışmanın konusu değil, bu
süreçte riskleri hesaba katıp mümkünse önüne geçmek için çaba
gerektiren bir vicdan, insaf, sorumluluk meselesi.
ALTERNATİF SAVAŞ ÇAĞRISI
DEĞİL
Son olarak, kötü giden bir barış sürecinin alternatifi savaşa geri
dönmek veya savaş çağrısı değil, sürecin sonuç verecek mecraya
girmesi için çaba sarf etmek. Sürecin sorunlarını samimi bir
biçimde dillendirmek bu yönde bir çabanın parçası olmalı.
Benim yapmaya çalıştığım da bu. Söylediklerimden çeşitli
nedenlerle rahatsız olanlar olabilir ama, anlamazdan gelmenin alemi
yok.
KÜRT TARAFINDA TOPLUMSAL PATLAMA
OLACAK
Ben diyorum ki ‘darbe tehdidi’, ‘paralelci parmağı’ bahanesine
sığınmadan iktidarın süreci yürütme biçimini sorgulamak lazım.
Yoksa, biz bahanelerle oyalanırken, Kürt tarafında toplumsal
patlama olacak.
Kobani olayları bu durumun sinyaliydi, bu sinyali iyi
değerlendirelim. Süreci provoke edenler olduğunu düşünüyorsa,
iktidara düşen bunları ortaya çıkarmak, önlemek. Arsa paylaşımından
kalan zamanlarını buna ayırsalar iyi olur.
YAZININ TAMAMI İÇİN