Numan Kurtulmuş'tan Sedef Kabaş tepkisi
Abone olAK Parti Genel Başkanvekili Numan Kurtulmuş, gazeteci Sedef Kabaş'ın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a yönelik sözlerini CNN Türk'te değerlendirdi. Kurtulmuş, muhalefete de tepki göstererek suça arka çıktıklarını ileri sürdü.
AK Parti Genel Başkanvekili Numan Kurtulmuş, Sedef Kabaş'ın
Cumhurbaşkanı Erdoğan'a yönelik sözlerine tepki göstererek milli
iradeye saygısızlık yapıldığını söyledi. Kurtulmuş, enflasyonda
mart ayından sonra düşüş beklediklerini belirtti.
Numan Kurtulmuş, CNN Türk'te Ahmet Hakan'ın gündeme ilişkin sorularını cevapladı. Gazeteci Sedef Kabaş'ın Cumhurbaşkanı Erdoğan'a yönelik sözlerini değerlendiren Kurtulmuş, o sözlerin sadece Erdoğan'a değil ona oy veren insanlara yönelik olduğunu da ileri sürdü.
İşte Kurtulmuş'un o sözleri:
"Çok ağır bir hakaret. Asla dile getirilmemesi gereken bir husus. Tabi Cumhurbaşkanının şahsı dışında ona oy veren insanlara da hakaret etmiş oluyorsunuz. Bu ülkenin Cumhurbaşkanına ağır bir benzetmeyle hakaret etmiş oluyorsunuz. Bütün milli iradeye saygısızlıktır, demokrasiyi ayaklar altına almaktır, bunun hakla hukukla alakası yoktur. Kabul edilemez. Hiçbir demokraside bu eleştiri sınırları içinde görülemez. Kendi şahsı bakımından mizansen. İnsanlar açık ve şeffaf bir şekilde takip ediyor. 'Dilimden kaçtı' denebilecek bir şey değil. Bunun karşılığı olacaktır.
Suç Cumhurbaşkanına hakaret olduğu için istenen ceza üst
sınırdır, bu kadar açık bir saldırıyı planlayan, ondan sonraki
adımlarıyla mizansen şekilde ortaya koyan birinin bunun suçunun ne
olduğunu bizim kadar iyi biliyordur. Cumhurbaşkanı makamı tüm
yurttaşlarımızın temsil edildiği bir yerdir. Siyasi edep bunu
gerektirir. O makamı eleştirebilirsiniz ama hakaret edemezsiniz.
Herkesin ittifak ettiği bir makamın, oranın izzetinin şerefinin
korunmasıdır.
Bu kadar bir ağır hakareti yapan bir hanımefendiye siz kalkıp destek olursanız siyasette ipin ucu kaçar.
"İşlenmiş suça arka çıkıyorlar"
Bütün milletin ortak olarak koruyacağı bir alan kalmalıdır. Zaten biz böyle çizgi dışı, saldırgan tutumlara karşı farklı partilerde olabiliriz ama biz rakibiz düşman değiliz. Ortak bir hissiyatın korunması lazım. Bunun muhalefet liderleri tarafından korunması gerekirdi. Ama onlar bu gazeteciyi korumak için demeçler vermiştir. Bırakın Cumhurbaşkanı olmayı, burada birisi Sayın Kılıçdaroğlu ya da Akşener'e böyle sözler söyleseydi. "Arkadaşım siz ne yapıyorsunuz. Onlar muhalefetin 1. partisi ve 2. parti başkanı. Ne yapıyorsunuz" derdim. Bu kadar bir ağır hakareti yapan bir hanımefendiye siz kalkıp destek olursanız siyasette ipin ucu kaçar. Burada dikkatli olmak lazım. Hem eleştiriye hem de haklı olunan yerleri gösterseler söyledikleri daha kıymetli olurdu. İşlenmiş bir suça böyle yaparak arka çıkıyorlar.
Bazen bazı şeyler; Bir şerden hayır doğar diye. Bu gazetecinin söylemleri muhalefete de bu zehirli zemini düzeltme imkanı vermişti. Maalesef muhalefet cephesinde şöyle bir anlayış var; Gezi eylemleriyle başlayan bir süreç ya da az evvel ki bir süreç. Tayyip Erdoğan nasıl giderse gitsin, kim kiminle eylem yapsın, kim sokağa çıkarsa çıksın. Yeter ki Erdoğan gitsin. Hatta bir ara giderse nasıl giderse gitsin. Yani demokrasilerde giden kişilerin nasıl gideceği bellidir. Bunu bile tartışmaya açacak saldırılar oldu. Burada ağır sorumluluk muhalefete düşüyor. 8-9 yıldır ağır bir üslupla, zaman zaman hezeyanlarla saldırıyı kendi içinde bir siyaset olarak görüyorlar.
Ortak olarak gelmesi gelen nokta şurasıdır; birbirimize karşı eleştiriler yapıyoruz, tartışıyoruz, asla hakareti, ötekileştirmeyi, bu gazetecinin yaptığı hakareti siyasetin amacı olarak görmeyiz. Eğer o gazetecinin yaptığını burada birisi Akşener'e ya da Kılıçdaroğlu'na yapsaydı ağzının payını verirdim. Bir gazeteci böyle bir laf söyledi. Onun arkasına takılırsak oylarımızı 3-5 artırırız zannediyorlarsa artmaz. Hatta destek onlara destek veren İnsanlar bu durumu gözden geçirirler."