Numan Kurtulmuş'tan IMF açıklaması
Abone olKÜLTÜR ve Turizm Bakanı Numan Kurtulmuş, dövizdeki hareketliliğin arkasında Türkiye’nin üretim gücünün kırılması niyeti bulunduğunu savunarak, “Sık sık duymaya başladığımız kur krizi lafı tipik bir algı operasyonu terimidir. Bu geçici bir durum ve telaşa gerek yok” dedi.
KÜLTÜR ve Turizm Bakanı Numan Kurtulmuş, "Hiç kimse,
Türkiye’yi IMF’nin önünde diz çökecek bir noktaya
getiremeyecektir." dedi. Ankara Palas’taki iftarda medya
kuruluşlarının Ankara temsilcileriyle buluşan Kurtulmuş, sorulara
şu yanıtları verdi:
ÇANTADA KEKLİK DEĞİL
“Biz bu kadar büyük bir siyasi tecrübeye sahip olan bir kadro
olarak şunu biliyoruz; hiçbir seçim çantada keklik değildir. Hiçbir
seçim masada kazanılmaz. Seçimin kazanıldığı yer seçim meydanları
ve halkın arasıdır. Sandık gününe kadar yapılan çalışmalar,
sandıkta aldığınız oyları koruyabilme başarısı seçimi hep beraber
getirecek olan bir süreçtir.
SPEKÜLATİF HAREKETLİLİK VAR
Son günlerde döviz üzerinde spekülatif bir hareketlilik var. Para
üzerindeki spekülatif hareketlerin arkasında Türkiye’nin üretim
gücünün kırılması niyeti bulunuyor. Son birkaç günde kullanılan
terminolojinin de bir algı operasyonunun parçası olduğunu
görüyorum. Bunlardan birisi kur krizi lafıdır. Sık sık duymaya
başladığımız kur krizi lafı tipik bir algı operasyonu terimidir.
Buradan da kastedilen şey, özellikle özel sektörün yüksek
borçluluğu işaret edilerek son zamanlarda gerçekten üretime doğru
yönlendirilmiş olan özel sektörün daha fazla üretim yapmasının
sakıncalı olacağı şeklinin ortaya çıkarılmasıdır. Türkiye
ekonomisinde kurun bu kadar hızlı şekilde oynak olması sadece
içeride teknik tabiriyle oynak olması bireysel spekülatörlerin
yaptığı işlerin sonucu da değildir. Burada Türkiye ekonomisine
karşı planlı hareketin olduğu anlaşılıyor. Ekonomiyi yöneten kurum
ve kuruluşların elinde enstrümanlar kullanılıyor, kullanılacaktır.
Türkiye ekonomisinin yapısal olarak bazı sorunları olsaydı, diyelim
ki mali yapısı bozuk, kamu borçluluğu çok ağır olsaydı, enflasyon
oranları 2012 öncesindeki gibi yüksek olsaydı bütçe dengelerinde
olağanüstü büyük bir bozukluk olsaydı, bir ekonominin ana yapısını
oluşturan bu rakamlarda bozukluk olsaydı bu spekülatif
dalgalanmalardan endişe edilirdi.
BU DALGA ATLATILIR
Türkiye ekonomisi yapısal yönden sağlamdır. 24 Haziran
seçimlerinden sonra Türkiye’de ekonomi dünyasında da ciddi bir
güven ve istikrar yakalandığı zaman bu tür spekülasyonları
yapanların da hiçbir sonuç almayacağını görüyorum. Sağdan soldan
bütün bu spekülatif hareketlere bakıp, el ovuşturup Türkiye’nin
yeniden IMF’ye muhtaç hale geleceği günleri arayan bazı yorumların
yapılmakta olduğunu görüyoruz. Bunun son derece yanlış bir heves
olduğunu ifade etmek isterim. Hiç kimse, Türkiye’yi IMF’nin önünde
diz çökecek bir noktaya getiremeyecektir. Bu istikamet devam ettiği
sürece, Türkiye’nin ekonomisinde milli gücünü artırma hevesleri
sürdüğü sürece, Türkiye ekonomisi yapısını sağlamlaştırarak yolunu
devam ettirdiği sürece Allah’ın izniyle o dönemlere geri dönüş
olmayacaktır. Birilerinin böyle bir hayallerinin olduğunu yavaş
yavaş görmeye başlıyoruz. Bu dalga atlatılır, Türkiye çok daha
kuvvetli bir şekilde yoluna devam eder.
MHP’NİN KENDİ ÖNCELİKLERİ VAR
(Bahçeli’nin af çıkışı ve Çakıcı ile verdiği fotoğraf) AK Parti ile
MHP birleşip tek parti olarak seçime girmiyor. AK Parti ve MHP,
seçim programları da, parti programları da, siyasi öncelikleri de,
stratejik bakış açıları da birbirinden farklılıklar içeren iki
farklı siyasi parti bir seçim ittifakı yapıyor. MHP’nin kendi
öncelikleri var, istediği gibi hareket eder. Şimdi Sayın Bahçeli
niye öyle bir fotoğraf verdi? Tamamen kendisinin bileceği iş,
kendisinin vereceği bir karar, buna bizim söyleyecek bir şeyimiz
yok. Biz bir koalisyon yapmıyoruz, bir seçim ittifakı yapıyoruz.
Partilerin farklılıkları kendilerini bağlar. Sayın
Cumhurbaşkanımız, Başbakanımız, ben de, af konusuyla ilgili
görüşlerimizi söyledik. Bizim görüşümüz belli, Bahçeli’nin durduğu
yer belli. Dolayısıyla birbirimizin bu konudaki önceliklerini
değiştirecek noktada değiliz.” (Hürriyet)