Numan Kurtulmuş'tan ABD'ye PYD yanıtı
Abone olBaşbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Numan Kurtulmuş, ülke gündemine ilişkin soruları cevapladı.
Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Numan Kurtulmuş,
referandum süreci sonrası ve Suriye'de yürütülen politikayla
ilgili merak edilen tüm sorulara cevap verdi.
Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Numan Kurtulmuş, Habertürk TV'de gündeme ilişkin açıklamalar yaptı. Aysun Torun'un sorularını yanıtlayan Kurtulmuş neler söyledi.
İşte Kurtulmuş'un açıklamaları;
"İçeriği anlaşıldıkça, ne getiriyor ne götürüyor anlattıkça benim gördüğüm sahadaki durum daha iyi bir noktaya doğru gidiyor. Vatandaşa eski sistemin çıkmazlarını hatırlattıkça, Türkiye'deki ekonomik pazarları, çift başlılıktan gelen siyasi türbülansları bilmeyenlere anlattıkça olumlu bir havanın yükselmekte olduğunu görüyoruz"
"BÜTÜN KRİZLERİ ARKADA BIRAKAN DEĞİŞİKLİĞE İHTİYAÇ
VAR"
"Anayasa değişikliği meselesi şimdi gündeme gelmedi. Biz bildik bileli Türkiye'de yeni sistem arayışı olmuştur. 1982 anayasasının getirdiği sistemin hastalıkları, yanlışlıklar siyaset tarafından eleştirilmiştir, bütün siyasiler Demirel de, Özal da, Erbakan da, Yazıcıoğlu da birçok siyasetçi sistemin değişmesiyle ilgili tekliflerde bulundu. 82 anayasası 18 kez değişti, bu 19. değişiklik. Askeri darbeler sonucu değil sivil irade tarafından da değişiklik yapılıyor. Türkiye'yi taşımıyor. Çevremizdeki tehditleri düşünün. 25 günlük hükümetlerle yönetilemeyiz artık. 2001 krizleri gibi krizlere artık Türkiye muhattap olmamalıdır. Bütün krizler, darbeleri arkada bırakan değişikliğe ihtiyaç var."
NASIL BİR SİSTEM DEĞİŞİKLİĞİ?
"Mevcut sistemin vesayetçiliğinden kurtulmak için, çift başlılığı ortadan kaldırmak için, ekonomik krizlerin önlenmesi ve siyasi krizlerin önlenmesi için anayasaya ihtiyaç var. Türkiye'deartık 5 yıldan 5 yıla hükümet kurulacak. Kimin hükümeti yöneteceğine seçim akşamı karar verilecek. Türkiye aylarca kurulamayan hükümet krizlerini yaşayan bir ülke. 7 Haziran'da koalisyon olmayınca aylarımızı kaybettik. Sistemin kilitlendiği noktalar var. Örnek 1980 darbesi öncesinde 5 buçuk ay parlamentoda cumhurbaşkanı seçilemedi. Askeri darbenin zemini hazırlayan bir şey olmuştur. Bu anayasanın içinde 2 madde darbeleri önleyecek."
"YENİ SİSTEMLE KİMSE DARBEYİ AKLINDAN GEÇİREMEZ"
"Eğer sistem kilitlenirse karar alamaz noktaya gelirse bu kilidi açabilmek için milletin iradesine başvurulması gerekiyor. Cumhurbaşkanı ya da parlamento milleti sandığa götürecek. Bu sistem çok kolay hükümet kurulmasını sağlayacak, seçimlerin ne zaman olacağını ortaya koyacak, aynı akşam yasama ve yürütme ortaya çıkacak, kilitlenme anında açma yetkisini sadece halka verecek. Hiç kimsenin askeri darbeyi aklından geçirmesinin imkanı olamaz. Birilerinin de 'bizim çocuklar darbe yaptı' diyecek gücü olmaz. Doğrudan doğru milletin seçtiği bir hükümet var. Asker, sivil ilişkileri de normalleştiği için kimsenin askeri kışkırtarak darbe olmasını sağlacak bir durumu olmayacak"
TEK ADAM ELEŞTİRİLERİ
"Son derece yersiz bir suçlama. Sorumluluğu sıfır olan bir cumhurbaşkanlığı tasarladılar. Tam da darbe sonrası askeri diktatörlüğe uygun şekilde hazırladılar 82 anayasasını. Yetkileri olan ama sorumsuz cumhurbaşkanı olmaz. Buna mukabil çok yetkisi olan bir cumhurbaşkanı ve sorumluluğu da çok olan bir hükümet ve cumhurbaşkanı. İki tarafta da çok yetkiler olduğu için çatışmalar olmadı mı? Türkiye'yi tek adamlıktan kurtarmak için yürütme yetkilerinin bir kişiye verilmesi, böylece cumhurbaşkanı hem yetkili, hem sorumluluk sahibi. Tam tersine tek adamlığa son vermek için yetkili ama çok sorumlu cumhurbaşkanı modelini ortaya koyuyoruz"
MHP İLE İTTİFAK KÜRT SEÇMENİ UZAKLAŞTIRDI MI?
"Özellikle son zamanlarda terörle mücadelede alınan başarı bölge halkı tarafından takdirle izleniyor. Evlerinin kapısının önünde bombalar patlıyordu, haraç vermek zorunda kalıyorlardı. Vatandaşlarımız derin bir nefes aldı Doğu ve Güneydoğu'nun birçok yerinde. Sivil bir siyasetin açılma imkanını görüyorlar. Bölge halkı rahatlıyor. Bu parti ya da şahıs meselesi değil. Türkiye'nin daha güçlü yönetilmesiyle ilgili bir mesele. HDP ve CHP'ye oy veren kardeşlerimizden de 'Evet' diyecekler çıkacaktır. Hangi halk istemez ki ortaya sandık kurulacak ve o akşam ülkeyi kimin yönetileceğine karar verecek. Cumhurbaşkanı'nı halk seçiyor. Yine meseleye sahip çıkacak halk. Bir daha pazarlıkların kirli oyunların olmayacağı şekilde temiz bir siyasetle milletin oyunun çoğunu alacak kişi ülkeyi yönetecek. Kasıtlı propagandaların tesiri azaldıkça, Hayır cephesinde kimlerin yer aldığı ortaya çıkınca milletimiz 'Evet' cephesinde konsolide olacak"
"HAYIR ÇIKARSA Kİ BÖYLE BİR İHTİMAL YOK..."
"Evet çıkarsa Türkiye artık demokrasini kılıcı gibi darbe tehdidinin olmadığı, kısa sürelerde erken seçimlerin olmadığı, ekonomik krizlerle karşılaşılmadığı, çok etkin karar alabilen, hesap verebilen yönetim modeline kavuşmuş olacak. Hayır çıkarsa ki böyle bir ihtimal yok, Türkiye mevcut sistemin hatalarını sürdürecek demektir. Milletimizin böyle bir şeye izin vereceğini sanmıyorum. Evet oyları önde ve trendi yükseliyor. Vatandaşımıza anlatıldıkça daha iyi anlıyor. İlk kez seçim yapmıyoruz."
AVRUPA İLE GERİLİMİN SEBEBİ NE?
"İlk kez hariçten gazel okuyanlar var bu ülkedeki seçimle ilgili. Rotterdam'da milletimizin üzerine atlarıyla, köpekleriyle saldırıyorlar insanları yaralıyorlar. Bu da yetmiyor, İsviçre'deki bir gazete Türkçe manşet atıyor. Sana ne kardeşim, İsviçre için anayasa değişikliği yapmıyoruz ki burnunu niye sokuyorsun? Güçlü ve büyük Türkiye'den korkuyorlar. Bizim bakanlarımıza milletvekillerimize orada müsaade etmeyenler PKK'nın teröristlerine Almanya'nın göbeğinde miting yapma izni veriyorlar. Bunların hepsini bir araya getirdiğimizde dışardan müdahaleler başladı. Hayır oyu verecek vatandaşlarımız da bizim vatandaşımız. Ama Türkiye düşmanları var Hayır oyu verenler içinde. Durum tespitidir. Milletimiz bunu gördükçe 'Evet' oylarının artacağını düşünüyorum"
BULGARİSTAN'DAKİ ENGELLEMELER
"Dışişleri Bakanımız Bulgar mevkidaşıyla görüştü. Burada yaşayan Bulgaristan kökenli vatandaşlarımız geçen seçim oy kullandılar. Orada hemen giriş kapısında bazı aşırı ırkçı unsurlar vatandaşlarımıza engel çıkartıyor. Bulgaristan'ın resmi bir engeli değil. Sivil ama Bulgar derin devletinin destekleri olabilir. Vatandaşlarımızın orada oy kullanmasına mani olmaya çalışıyorlar. Demokrasiye aykırıdır fakat sadece Bulgaristan'la kısıtlı değil. Zaman zaman söylediğimzide Avrupalı dostlar alınıyor ama zor bir sürece girdi Avrupalılar. Neo-faşist dediğimizde kızıyorlar. Avrupa'yı kötü bir tehlike bekliyor diye söylüyoruz. Göçmenler geliyor bir taraftar kitlesinin karşısında onlarla sanki hayvan gibi dalga geçiyorlar. Yani göçmen düşmanlığı üzerinden özel olarak Müslüman ve Türkiye düşmanlığı üzerinden kampanya yürüyor"
"AB'Yİ BEKLEYEN SÜRPRİZ" NE?"
"Bu süreç böyle devam etmez bunu söylemek istiyor cumhurbaşkanımız. Hollanda'daki tavır anlayış kabul edilebilir. Diğer taraftan Norveç. FETÖ'cü adam siyasi iltica veriyor. Tam tersi olsa Norveç'te darbe olsa adamlar Türkiye'ye sığınsa hoşlarına gider mi? Bu devam etmez. Türkiye Asya kökenli Avrupa devletidir. Osmanoğulları devlet kurmadan önce Gelibolu'ya geçmiş ve Avrupa'ya gitmiş. Budapeşte'de 140 sene kalmış bir milletiz. Coğrafi olarak da kültürel olarak da hem Avrupalı hem Asyalıyız. Kaldı ki yeni zamanlarda da 5 milyon Türkiye vatandaşıdır. Bundan 60 sene evvel gittiklerinde Almanların, Fransızların beğenmediği insanlar değil onlar, helal kazançlarıyla Avrupa toplumunun bir parçası oldular. Bunu silmeye kimsenin gücü yetmez. Avrupa Türkiye ile iyi ilişkiler geliştirmek zorundadır. Türkiye'yi Avrupa ülkesi olarak görmek lazım. Eğer Avrupa ortak bir Avrupa ordusu kuramazsa dağılma sürecine girer dedik. Ruslar Ukrayna'da ileri adım attı Avrupa seyirci kaldı."
HAVADA KABİN KISITLAMASI
"Ticari kaygılarla alınmış görünüyor. Terörü önlemeye yönelik aldık diyorlarsa buna hizmet etmeyen düşüncesizce atılmış bir adımdır. THY tedbirlerini alır. Yakın zamanda bu karar geri alınır ve İstanbul üzerinden yapılacak uçuşlarda bu yasaklamanın kaldırılacağını düşünüyorum. Sonuç alacağımızı düşünüyorum"
AFRİN'DE RUS ÜSSÜ İDDİASI
"Türkiye'nin tavrı açıktır. Her ortamda söylüyoruz. Terör örgütlerine karşı amasız ortak insanlık cephesi açılmalıdır. Teröre karşı işbirliği yapabilmek için bütün ülkelerin, ABD'si, Rusya'sı şu örgüt kötü bu iyi. Böyle bir şey olmaz. Hepsi insanlık düşmanıdır ortak tavrı göstermemiz lazım. Türkiye için PKK neyse PYD odur. Aynı örgüttür. Bunu her platformda söylemeye devam ediyoruz ve ikna edeceğiz. Meşru güçlerle terör örgütlerinden temizlenmesini sağlayacağız ve o şehrin halkı gelip oturacak. Bizim modelimiz çalışan model. Rakka yüzde yüze yakın Arap olan şehir. DEAŞ'ı kovacaksınız, DEAŞ baskı yapıyordu. Ama PYD geldiği zaman da "PYD gelirse Arapları atacaklar" diye korkuyor oradaki halk. ABD ve Rusya'nın buna zemin hazırlamaması lazım. Yerel güçlerle o örgütlerin temizlenmesi lazım. Hem Rusya hem ABD'nin tercih yapması lazım. Bu tercihin belki siyasi münazaralarla, belki sahada ne yapmaları gerektiğini bilmemelerin verdiği kararsızlıkla PYD'ye destek veriyor görünüyorlar. Türkiye'yi rahatsız edeceğini anlayacaklarını düşünüyorum"
ABD PYD'Yİ TERCİH EDERSE NE OLUR?
"ABD PYD'yi tercih ederse yanlış bir tercih olur ABD için, o tercihin de kuşkusuz yanlış sonuçları olur. O bölgede terör örgütlerinin varlığı Türkiye için ulusal güvenlik meselesidir. ABD ve Rusya için Suriye'deki Irak'taki yangın karşı mahallede uzaktaki evin yanması gibidir. Bizim için hem de yanımızdaki komşuda başlayan yangındır. Bitişik nizam apartmanda çıkmış yangın olarak düşünün. Bizi birinci derecede ilgilendirir"
OHAL UZATILACAK MI?
"OHAL var ama bu OHAL sokaktaki kimseyi ilgilendirmiyor. Siyasi partileri ilgilendirmiyor. Hayır diyenler istediği yerde toplantı yapıyor. Gazetelerinden istedikleri şekilde kampanyaya destek veriyorlar, yetmiyor dışarıdan destek de alıyorlar. Pratik olarak 'Hayır' kampanyası yürütmekte zorluk yok. OHAL referandum kampanyasını etkilemiyor. Hiçbir hükümet OHAL olsun istemez. Bu OHAL keyfe keder şekilde ortaya konulmuş bir şey değil. Türkiye uçurumun kenarından döndü. Türkiye'nin son 2 yıldır yükselterek sürdürdüğü terör örgütleriyle yaptığı mücadele var. Bunun doğası gereği bazı konularda adım atabilmek için ihtiyaç vardı ve devam ediyor. İsteriz ki bir an evvel bitsin ve bu adamların devletin içinden ayıklanmasını bitirelim. Ama çok uzun bir süre. Bazı sahalarda daha rahat çalışılabilmesi için KHK'larla düzenlemeler yapılıyor. Henüz gündeme gelmedi ama ihtiyaç sonucudur. Hiçbir hükümet istemez. Ama bu bir gerekliliğin sonucudur. Yeni OHAL kararnamesi için hazırlık sürüyor"