Numan Kurtulmuş zeytinlikte vahşi kapitalizi gördü!
Abone olNuman Kurtulmuş, termik santral inşaatı için 6 bin zeytin ağacının kesildiği Yırca'daki olayları değerlendirdi: Çevreyi vahşi kapitalizmin kurallarına terk edemeyiz
Başbakan Yardımcısı Numan Kurtuluş, “Santrallara
ihtiyacımız var ama zeytin de zor yetişir. Çevre ile kalkınma
arasında bir yol bulmak lazım. Çevreyi vahşi kapitalizmin
kurallarına terk edemeyiz” dedi.
Avrupa’ya işçi göçünün başlamasının 50. yılı etkinliklerine
katılmak için Avusturya’ya giden Kurtulmuş, kahvaltıda buluştuğu
gazetecilerin güncel konularla ilgili soruları yanıtladı.
Deniz Zeyrek’in Hürriyet’teki haberine göre, köylülerin zeytin
ağaçlarının yok edilmesiyle madencilik gibi işlere mecbur
bırakıldığı görüşüne katılan Kurtulmuş, “Termik santral kurmak için
6 bin zeytin ağacı kesildi. Engel olmak isteyen köylüler darp
edildi. Bunu nasıl değerlendiriyorsunuz” sorusuna şu yanıtı
verdi:
“Santrallara ihtiyacımız var ama zeytin de zor yetişir. Çevre ile
kalkınma arasında bir yol bulmak lazım. Çevreyi kontrolsüz bir
şekilde bozacak projeler yapmamak lazım. Ekonomiyi gerekçe yaparak
çevreyi vahşi bir şekilde doğayı tahrip etmemek lazım. Çevreyi
vahşi kapitalizmin kurallarına terke demeyiz.”
FAZ DEĞİŞTİRMEK
ZORUNLU
Kurtulmuş, Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun ilgili bakanlarla birlikte
açıkladığı ekonomide dönüşüm programıyla, Türkiye ekonomisinin faz
ve rota değiştireceğini ifade etti. Kurtulmuş’un bu konudaki
görüşleri ise söyle:
“Geçen 12 yıldaki ekonomi politikalarında, faz değiştirme
zorunluluğumuz var. Geçen dönemde yüksek faiz gibi faktörlerle
dışarıdan para geldi ama bunun bir sonu var. Bundan sonra başarılı
olmak için üreterek, büyümek lazım. Katma değeri yüksek olan
ürünler konusunda atılım yapmadan başarı şansı yok. Açıklanan
planların altı doldurulacak. Ekonomide bir rota değiştirme demek
bu. Daha zor bir sürece giriyoruz. Her bakanlık seferberlik ruhuyla
çalışacak. Devlet özendirecek, teşvik edecek.
Köşk sorusu yanıtsız
Kurtulmuş, Yeni Cumhurbaşkanlığı sarayı ve uçağı ile ilgili
tartışmaları da değerlendirdi. Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’ın
‘israf’ açıklaması da hatırlatılmasına rağmen Kurtulmuş Köşk ile
ilgili yorum yapmadı. Ancak uçak konusunda şöyle konuştu:
“Bu tartışmanın bu şekilde yapılması, doğru ve olumlu görmüyorum.
Hem Cumhurbaşkanı hem Başbakan, hem bakanlar çok uzun seyahatler
yapıyoruz. Bazen devletin elindeki uçaklar yetmiyor. Dolayısıyla
uzun yolculuklarda toplantı yapılabilecek bir uçağın olması
fonksiyonel olarak faydalı. Büyük bir kolaylık, yapacağınız iş
açısından da büyük bir kolaylık.”
ÇÖZÜM SÜRECİNDE
İYİMSER
Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, çözüm sürecine ilişkin
soruları yanıtladı. 6-7 Ekim olaylarına rağmen iyimser
tarafta durduğunu söyleyen Kurtulmuş, çözüm sürecinin, devlet, PKK
ve HDP için geri dönülemez bir noktada olduğu görüşünü yineledi.
Barış dilinin kullanılmasının ve korunmasının şart olduğunu
vurgulayan Kurtulmuş şunları söyledi:
“Sokağı karıştırmak isteyen barış dilinin kekeme olmasını
isteyendir. Anahtar sözcük ‘Kürtlerin onuru, Türklerin gururu’dur.
İkisini birlikte sağlayacak bir dil gerekiyor. Siyaset böyle bir
dil ile yaklaşırsa sokağın eli zayıflayacaktır. Bizim siyaset
olarak yapmamız gereken sokağı siyasete çekmektir.
Barış yapmamanın maliyetini düşünemiyorum. Türkiye bunu başarırsa,
kanlı bir sorununu çözmekle kalmayacak. Bölgenin de dirliği ve
birliği bakımından çok güzel bir örnek olacak. Mesele şu: Sokak mı
siyaset mi? Siyasetin dili sokağın ve dağın dilini yenecektir.”
Dönüşüm programının 3 temel alanı var
Numan Kurtulmuş ekonomide dönüşüm programının üç temel
alanı olduğunu söyledi. Bu üç alan şöyle:
1) Ekonomik üst gruplar, yani büyük müteşebbislerin küresel
rekabette önünün açılması. Ar-Ge’nin desteklenmesi, özel sektörün
dünya liginde oynamasının sağlanması.
2) Orta sınıfın güçlenmesi. Ekonominin yüzde 65’ini KOBİ’ler
oluşturuyor. Bunların güçlenmesi, desteklenmesi lazım.
3) Alt gelir grupları. İhtiyacı olanın sosyal yardıma devam etmesi
ama aynı zamanda istihdam alanları üretmek lazım. Yılda 700 bin
istihdam gerek. Bunun için de en az yüzde 5 büyüme lazım.”
TÜSİAD ÜLKENİN BİR
GERÇEĞİ
Türkiye’nin tasarruf eksiği olduğunu söyleyen Kurtulmuş, dışarıdan
gelen yabancı yatırımın en az yarısının reel yatırıma gitmesi
gerektiğini vurguladı. 2008’e kadar dünya piyasalarındaki
rahatlığın Türkiye’ye de yansıdığını anımsatan Kurtulmuş,
Türkiye’nin artık dışarıdan gelen sıcak parayla değil, kendi
kaynaklarıyla yatırım yapmaya ihtiyacı olduğuna dikkat çekti.
Şirketlerin ve ekonomi alanındaki sivil toplum kuruluşlarının
hükümetle ilişkilerine göre sınıflandırıldığı iddiasının doğru
olmadığını belirten Kurtulmuş, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Bir atılım yapılacaksa birlikte yapmalıyız. TÜSİAD da bu
ülkenin bir gerçeği, değeri, MÜSİAD da ... Ancak, hiçbir
sivil toplum kuruluşu da kendisini siyasi aktör gibi görmemeli.
Siyaset adına görüşlerini sonuna kadar dinleriz ama yönlendirici
olmak istemesini doğru görmeyiz. Önümüzdeki dönemde Türkiye için
elini taşın altına koyan herkesle birlikte çalışacağız. Bu atılımı
yapmazsak orta gelir tuzağına düşeriz. Bu da kimseye yaramaz.
Kazanacaksak hep beraber kazanacağız.”