Nükleere ABD denetimi

Abone ol

Türkiye ile ABD arasında Nükleer Enerji Anlaşması sessiz sedasız yürürlüğe girdi.

Türkiye ile ABD'nin 2000 yılında imzaladıkları "Nükleer Enerjinin Barışcıl Kullanımı Anlaşması", iki ülke başkentlerinin bürokratik süreçleri tamamlamalarının ardından geçtiğimiz hafta yürürlüğe girdi.

Anlaşma, nükleer enerjinin barışçıl kullanımı, geliştirilmesi ve denetiminde ikili işbirliği kurulmasını hedefliyor. Ancak anlaşmanın içeriği, Türkiye'nin ilerleyen tarihlerde nükleer teknoloji alanında yürüteceği çalışmalarının ABD denetimine olacağını belirliyor.

Geçtiğimiz hafta Türkiye ile ABD arasında Nükleer Enerji Anlaşması sessiz sedasız yürürlüğe girdi. Anlaşma ilk bakışta, eşit iki ülkenin anlaşması gibi gözükse bile, getirdiği yükümlülükler açısından bir anlamda ABD denetimli bir anlaşma.

ÇOK TARTIŞILACAK 

Çok tartışılacak olan bu anlaşmanın içeriği ise ana başlıklar halinde şöyle:

-15 yıl süreli anlaşma, 6 ay öncesinde yazılı bir bildirim olmaması halinde, 5'er yıllık dönemler halinde otomatik olarak uzayacak. Anlaşma süresinin "ucu açık" olmasının, ABD'nin Türkiye üzerinde sürekli denetim kurması anlamına geleceği yorumu yapılıyor.

-"İşbirliğinin kapsamı" başlıklı 2. maddede "Bu anlaşma hükümleri uyarınca bilgi, malzeme, teçhizat ve bileşenlerin aktarılması doğrudan taraflar veya yetkili kişiler aracılığı ile yapılabilir. Bu tür aktarımlar, bu anlaşmaya ve taraflarca üzerinde anlaşılabilecek ilave hüküm ve şartlara tabi olacaktır" hükmü yer alıyor. Bu hükmün "ABD'ye anlaşma dışında ilave şartlar ve hükümler getirme yetkisi verdiği" yorumu yapılıyor.

-Anlaşmanın 4, 5 ve 6. maddelerine göre ABD, Türkiye'ye gönderdiği nükleer malzemelerin nerede depolanacağı konusunda dahi söz sahibi olacak.
Türkiye, ABD'den gelen uranyumu zenginleştiremeyecek. 4. madde "Hassas nükleer tesis ve bunların başlıca kritik bileşenleri bu anlaşmada bir değişiklik yapılmadıkça transfer edilmeyecektir", 5. madde "... transfer edilen malzeme veya teçhizatta kullanılmış veya bunların kullanılmasıyla üretilmiş plütonyum, uranyum 233 ve zenginleştirilmiş uranyum sadece tarafların üzerinde anlaşacakları bir tesiste depolanacaktır" ve 6. madde "... transfer edilen malzeme ve teçhizatta kullanılmış veya bunların kullanılmasıyla üretilmiş malzeme taraflar anlaşmadıkça yeniden işlenmeyecektir" sınırlamaları getiriyor.

-8. madde nükleer malzemelerin askeri alanda kullanılmasını yasaklıyor. Söz konusu maddede "... transfer edilen malzeme, teçhizat ve bileşenlerde kullanılmış veya bunların kullanılması yoluyla üretilmiş malzeme herhangi bir nükleer patlayıcı cihaz, herhangi bir patlayıcı nükleer cihaz geliştirilmesi veya araştırılması veya herhangi bir askeri amaç için kullanılmayacaktır" ifadesi yer alıyor.

-Türkiye'nin nükleer silah üretimi yapmasını engelleyecek nitelikteki 11. madde ise şöyle:
"Eğer bu anlaşmanın yürürlüğe girmesinden sonra Türkiye Cumhuriyeti bir nükleer patlayıcı cihaz patlatırsa Amerika Birleşik Devletleri 1. paragraftaki haklara (işbirliğinin sona ermesi) sahip olacaktır... ABD, bu anlaşmaya göre transfer edilmiş malzeme, teçhizat ve bileşenlerin ve bunların kullanılmasıyla üretilmiş özel nükleer malzemenin geri gönderilmesini isteme hakkına sahip olacaktır."

-Anlaşma özellikle Türkiye'de nükleer enerji yatırımı yapmaya hazırlanan Amerikan şirketlerinin işini kolaylaştıracak. Aynı zamanda Türkiye'nin enerji portföyünü genişletmesine de destek olacak.
Günün Önemli Haberleri