Nüfusu yine mi yanlış saydılar?

Abone ol

Geçen hafta Türkiye İstatistik Kurumu'nca açıklanan nüfus rakamları arasındaki çekişkili rakamlar yanlış sayım yapıldığı iddiasını gündeme getirdi

Çukurova Üniversitesi (ÇÜ) Eğitim Fakültesi öğretim üyesi Sosyolog Prof. Dr. Adnan Gümüş, Türkiye İstatistik Kurumu'nun (TÜİK) açıkladığı, "2010 yılı Adrese Dayalı Nüfus Kayıt Sistemi Sonuçları"ndaki bazı verilere dikkat çekerek, "Bilecik'in nüfusu 2010'da yüzde 11 artmış, Tunceli'nin ise yüzde 8 azalmış gözüküyor. Bu tür yıllık çok yüksek nüfus artış veya kayıpları ancak olağanüstü durumlarda olabilir" dedi.

Prof. Dr. Gümüş, TÜİK tarafından açıklanan verilere göre, 2009 yılı itibariyle 72 milyon 561 bin 312 kişi olan ülke nüfusunun 1 milyon 161 bin 676 artışla, 2010 sonunda 73 milyon 722 bin 988 kişiye ulaştığını belirtti.

Şehirleşme, evlilik yaşının yükselmesi ve ortalama eğitim süresindeki artışlarla, eğilim olarak giderek düşmesi gereken nüfustaki büyüme hızının beklenmedik şekilde her yıl arttığını ifade eden Prof. Dr. Gümüş, "2008 yılında Türkiye'nin yıllık nüfus artış hızı binde 13,1, 2009'da binde 14,5 iken 2010 yılında binde 15,8 oldu. Eğer sayımlarda bir yanlışlık yoksa eğilimlerde bir terslik var demektir. Bu artan hızın nedeninin açıklanması gerekiyor" diye konuştu.

BİLECİK'TEKİ NÜFUS ARTIŞI YÜZDE 11

Verilere göre bir ilin nüfusunun bir yılda yüzde 11 büyüdüğünün, bir diğerinin ise yüzde 8 küçüldüğünü anlatan Gümüş, "Bilecik ilinin nüfusu 2010 yılında yüzde 11 artmış, Tunceli ilinin nüfusu yüzde 8 azalmış gözüküyor. Bu tür yıllık çok yüksek nüfus artış veya kayıpları ancak olağanüstü durumlarda olabilir" diye konuştu.

2008 yılında küçülen Bilecik, Isparta, Erzincan, Karabük, Manisa, Kütahya ve Amasya'nın 2010'da en çok büyüyen 7 kent arasında yer aldığını anlatan Gümüş, şunları kaydetti.

"Bilecik 2008 yılında bir önceki yıla göre 10.608 kişi azalırken 2010'da 23.320 kişi artarak (yıllık binde 109 veya yüzde 11 oranında artışla) nüfus artış hızında birinci sıraya oturuyor. Çankırı, 2009'da binde 49,4 oranındaki nüfus artış hızı ile en çok büyüyen il iken, 2010'da binde 32,7 azalma ile 81 il arasında 80. sırada yer alıyor. Yani bir yıl önce en çok büyüyen il bir yıl sonra en çok küçülen iki ilden biri oluyor. Bir yıl büyüyüp diğer yıl küçülme durumuna deprem, savaş, afet gibi özel sebepler dışında pek rastlanmaz. Dolayısıyla ya sayımlarda hata var, ya da bilinen demografik eğilimler değişti. Her iki durumda da bunun neden böyle olduğunun açıklanması gerekiyor."

2009 yılında 14, 2010'da ise 28 ildeki nüfusun azaldığını belirten Prof. Dr. Gümüş, İstanbul'un 2008'de 123 binlik artışla 43. sırada, 2009 yılında ise 218 binlik artışla 20. sırada yer aldığını, 2010'da da 341 binlik nüfus artışı ile 13. sıraya yerleştiğini bildirdi.

55 İLİN TOPLAM NÜFUSTAKİ PAYI AZALIYOR

2010 yılında sadece 22 ilin nüfus artışının ülke ortalamasının (binde 15,88'inin) üstünde bulunduğunu vurgulayan Gümüş, "3-4 il de bu ortalamaya yaklaşıyor. Bu, geriye kalan 55 ilin bir yıl önceye göre gerilediği anlamına gelir. O zaman da iller arasındaki gelir ve kalkınma düzeyleri her yıl daha da farklılaşıyor, sosyal adalet giderek daha da bozuluyor demektir. Çünkü nüfus azalması veya artışları, buna bağlı göçler öncelikle kaynak ve kalkınma durumu ile ilişkili bulunuyor" diye konuştu.

Sosyolog Prof. Dr. Adnan Gümüş, Türkiye'de özellikle 1990 ile 2006 arasında sağlıklı bir nüfus sayımı yapılamadığını öne sürerek, sözlerini şöyle tamamladı.

"Bunda belde ve belediye nüfuslarına, bütçe paylarına, seçmen sayılarına yönelik kaygılar ve Güneydoğu'daki olaylar ile sayım şekli gibi pek çok faktör rol oynadı. 2007'de adrese dayalı nüfus sayım sistemine geçildi. Bu sistemin bugünkü bilgisayar ve veri tabanı teknolojileri dikkate alındığında hiçbir sorunun olmaması beklenir. Ancak sayım sonuçlarına bakıldığında, açıklanması pek mümkün olmayan bazı farklı sonuçlar ve yıllık dalgalanmalar var. Bu durum sayımların, dolayısıyla nüfus kayıt sisteminin sağlıklı işletilemediğini gösteriyor."

Günün Önemli Haberleri