Norveçte Müslüman ayrımcılığı
Abone olTürk göçmen Gülay Tetik 15 aydır çalıştığı çocuk yuvasından Lutheran Hıristiyan olmadığı gerekçesiyle kanundışı bir şekilde işten çıkarıldı. Olay geniş yankı uyandırdı.
Avrupa’da Müslümanlara yönelik ayrımcılık ve din ırkçılığına bir
örnek Norveç’te yaşandı. Türk göçmen Gülay Tetik 15 aydır çalıştığı
çocuk yuvasındaki görevini dini gerekçe gösterilerek işine son
verildi.
8 yıl önce Türkiye’den göçen Tetik, Bergen Indermisjon çocuk yuvası
hakkında konuşmaktan kaçınıyor. Onun savunmasını ise daha önce
beraber çalıştığı Norveçli Mona Blanco üstlenmiş. Tetik, yasalara
aykırı şekilde, işine son verildiği gün yuvadan ayrılmak zorunda
bırakılmasını Blanco, “utanç verici ve korkunç” olarak
niteliyor.
Tetik’in dini gerekçelerle işten kovulmasının kanıtları ise
kendisine verilen Tavsiye Mektubu’nda ortaya çıktı. Müdür Ase
Johannessen mektubunda, Tetik’in sakin ve harika karakteriyle
görevindeki başarısını överken, yuvanın sahibinin çalışanların
Lutherian Hıristiyan olması zorunluluğu yüzünden son verildiğini
bildirdi.
Tavsiye mektubuna göre, Tetik Bergen yuvada Ağustos ayından beri
kadrolu olarak görev yapıyor. Ocak’tan Aralık’a kadar halk sosyal
servisinden ödemesi yapıldı. Ocak’tan itibaren yüzde 40 geçici
yüzde 60’da yedek olarak görev yaptı.
“Bu nasıl komşunu sev?”
Tetik, yuvayla asla yazılı bir anlaşma yapmadığını teslim ediyor.
Norveç kanunlarına göre, kurumlar Tetik gibi zamanın yüzde 40’ını
geçici kadro olarak geçirenlere yazılı sözleşme yapma zorunluluğu
bulunuyor.
Tetik’in yuvadaki sorumlulukları, çocuklara göz kulak olarak
onlarla oynamak, yiyecek hazırlamak ve altlarını temizlemek gibi
görevler içeriyordu. Tetik, inancının Hıristiyan toplantılarına
katılmayı engellemediğini hatta Noel’den önce kiliseye gittiğini
söylüyor.
Türk göçmene, yaz tatilinden sonra Ağustos’un 4’ünde yeniden
başlayacağı bildirildiği halde Mayıs ayında işine son verildi.
Tetik’e kanunların zorunlu kıldığı ihbar da verilmedi. Tetik ve
Blanco, iş görüşmelerinde asla Norveç kilisesine bağlı olmak
şartının kendilerini bildirilmediğinin altını çizdiler. Blanco’nun
bu konudaki sözleri çok anlamlı: “Eğer bu Hıristiyanlıksa ve bu
‘komşunu sev’se, Norveç Kilisesi’nden ayrılmayı düşünebilirim”.