Nöroloji hastalarına yeni bir teknik
Abone olNörolojik yoğun bakım servislerinde, hasta takiplerinin nöromonitörizasyon tekniği ile yapılması halinde ölüm riski %30 oranında azalıyor. Prof. Dr, Ender Korfalı bilgi verdi
Uludağ Üniversitesi, Nöroşirüji Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr.
Ender Korfalı, nöroloji-nöroşirüji yoğun bakım servislerinde
özellikle ağır kafa travmalı hasta takiplerinin beyin içi basınç
monitorizasyon tekniği ile yapılmasının hastaların ölüm riskini %30
oranında azaltılabildiğini, gereksiz ameliyatların da
önlenebildiğini belirtti. Kafa travması geçirmiş şuuru kapalı bir
hastanın, intrakranial kan basıncı, beyin doku oksijen basıncı,
serebral kan akımı ve mikrodializle, travma sonrasında beyin içinde
ortaya çıkan basınç artmasının, kan akımı azalmasının ve travma
veya iskemik sonrası açığa çıkan maddelerin yoğunluğunun ölçülüp,
buna göre tedavi edilmesi gerektiğini belirten Prof. Dr. Ender
Korfalı, bu takiplerin bütününden oluşan nöromonitorizasyon
tekniklerinin artık, çağdaş bir yoğun bakımı servisinin olmazsa
olmazı haline gelmesi gerektiğini ifade etti. NASIL UYGULANIYOR ?
Beyinde oluşan herhangi bir travma, damar tıkanıklığı veya beyin
tömörü gibi nedenler yüzünden şuuru kapanmış bir hastanın beyninde,
dalgalar halinde belirli aralıklarla basıncın arttığını ve erken
fark edilmediği taktirde ölümle sonuçlanabileceğini vurgulayan
Korfalı, 1 mm çapında bir basınç ölçüm kateterinin beyinin yaklaşık
yarım santimetre içine konulup monitöre bağlanmasıyla, cihazın
herhangi bir basınç artışı durumunda alarm vererek tam zamanında ve
etkin müdahaleye olanak sağladığını belirtti. Ayrıca beyinde oluşan
hasar sonrası, beyine giden kan akımının azalması nedeniyle bir
takım zararlı maddelerin ortaya çıktığını belirten Prof.Dr. Ender
Korfalı, intraserebral mikrodiyaliz yöntemiyle de bu maddelerin
yoğunluğunun ölçülebileceğini ve fırtınanın geleceği hissedildiği
anda olayı önlemeye yönelik tedbirler alınabileceğini belirtti.
Uludağ Üniversitesi Nöroşirürji Yoğun Bakımında yatan hastalara
nöromonitorizasyon yöntemleri uygulayarak hastanın basınç
değerlerinin kontrol edildiğini, basıncı tolere edebilecek derecede
olan hastalara gereksiz yere ameliyat yapılmadığı söyledi. Şuuru
kapalı bir hastanın herhangi sözlü bir uyarıya cevap veremediğini
sadece nörolojik muayene gibi muayene yöntemleriyle yapılan
kontrollerde hastanın durumunda oluşan değişikliklerin ancak hasta
kötüleştikten ve en son noktaya gelindiğinde farkedildiğini
belirten Ender Korfalı sözlerine şöyle devam etti : “ Yoğun bakım
servislerinde hasta takibi, hemşirelerin dikkatine ve ihtimamına
bırakılıyor. Hemşire yaklaşık on beş dakikada bir hastanın yanına
giderek, hastayı ağrı yada başka tekniklerle uyarıp reflekslerini
kontrol ediyor. Bu hem hemşirelerin yükünü arttırıyor, hem her 15
dakikada bir ağrılı uyaran verilmesi hastaya zarar veriyor hem de
zamanında müdahale şansını çok azaltıyor. Oysa intrakranial basınç
monitörizasyon tekniği ile ölçüm yapılması halinde, çok daha
sağlıklı, doğru ve zamanında teşhis konulup, zamanında tedavi
yapılıyor. Basınç monitörizasyon cihazı, hastanın durumundaki
herhangi bir değişikliği alarmla hemen haber veriyor. Bu sayede
hastaya verilecek ilacın zamanlaması bile en doğru şekilde
ayarlanıyor ve tedavinin etkinliği arttırılıyor. Beyindeki herhangi
bir basınç değişimini hemen engellenip hasta beyninin yeni bir
darbe alması önlenebiliyor. Dolayısıyla, yoğun bakım hemşirelerinin
de yükü azalıyor. Bu tekniği kullanabilmek için doktor ve
hemşirelerin iki günlük bir kurstan geçmesi yeterli oluyor.
Hastahanelerin de bu tekniği kullanabilmesi için çok büyük
yatırımlar yapmasına gerek yok, kaldı ki insan sağlığının maddi
değeri ölçülemez. Bu yöntem Amerika’da 1980 li yıllardan itibaren
kullanılıyor. 1998 yılında Amerika’da kullanılma yüzdesi %98
civarındaydı. Türkiye’de ise 1991 yılından itibaren düzenli olarak
sadece Uludağ Üniversitesi’nde Nöroşirürji yoğun bakımda
kullanılıyor. Oysa tüm hastanelerin yoğun bakım servislerinde bu
yöntemin kullanılması, hastanın sağlıklı ve doğru tedavi
edilebilmesi açısından şart. HANGİ GRUP HASTALARDA KULLANILIR ?
Uludağ Üniversitesi Nöroşirüji Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr.
Ender Korfalı, beyin içi basınç monitörizasyon tekniğinin; beyin
kanamalı ve damar tıkanıklığına bağlı inmeli hastalarda, ağır kafa
travmalı hastalarda, şuuru kapanıklığı neden tam olarak
anlaşılamayan hastalarda, örneğin alkol almış ve kafa travması
geçirmiş olanlarda, durumunu açık ve doğru bir şekilde ifade
edemeyen yaşlı hastalarda ve çocuklarda kullanılabileceğini
belirtirken, basınç nöromonitörizasyon tekniği ile ilgili
yaptıkları bir takım klinik çalışmaları şöyle açıkladı: “
Nöromonitörizasyon cihazına bağlı hastaların bir birimden diğer bir
birime nakilleri sırasında verdikleri tepkileri inceledik.
Hastaları sedyeden sedyeye koyarken bile, beyin içi basınçları
artıyor. Bu çalışma sonucunda, hastanın sedyeden sedyeye naklini
kaldırdık ve hastayı yoğun bakım yatağı ile diğer birimlere
gönderiyoruz. Ayrıca bazen hastanın kafa duruş şeklinin ufak bir
bozulmasında bile basınç artıp cihaz alarm verebiliyor. Ve hastanın
duruş şekli düzeltiğinde basınç normale dönüyor. Bunun gibi ufak
detaylar bile hastanın yaşamını devam ettirebilmesi beynin yeni bir
darbe almaması açısından çok önemli. Dolayısıyla sağlıklı ve çağdaş
bir yoğun bakım takibinin yolu artık nöromonitörizasyondan
geçiyor”.