Normal doğumla sezaryen arasındaki fark
Abone olNormal doğumda annenin istediği kadar çocuk doğurabileceği, sezaryenle ise bu sayının sınırlı olacağı belirtildi.<br/>Trabzon Özel İmperial ...
Normal doğumda annenin istediği kadar çocuk doğurabileceği,
sezaryenle ise bu sayının sınırlı olacağı belirtildi.
Trabzon Özel İmperial Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı
Op.Dr. Onur Dündar, doğum şeklinde öncelikli olarak normal doğum
olması gerektiğine dikkat çekti.
Sezaryenle normal doğum arasındaki farkı anlatan Dr. Dündar, şöyle
konuştu: “Normal doğum isminden de anlaşılacağı üzere fizyolojik
olan durumdur doğal olan yoldur. Eğer bebeğin geliş anomalisi
yoksa, kilosu iri bebek değilse (4.5 kg ve üzerinde) baş gelişi
ise, annenin pelvis kanalı dar değilse, doğum esnasında bebeğin
kalp atımları düşmüyorsa (fetal distress) doğum şekli normal doğum
olmalıdır. Bu şartlar oluşmuyorsa sezaryen endikasyonu var
demektir."
Doğum şeklinde önceliğin normal doğum olması olduğunu anlatan Dr.
Dündar, şunları söyledi: "Çünkü sezaryenle doğan bebeklerde
solunum, beslenme gibi problemler her zaman normal doğuma oranla
fazla olur. Normal doğum yapan annelerin hastanede kalma süresi
kısadır. Sezaryende bu süre uzun olmaktadır. Normal doğumda anne
istediği kadar çocuk doğurabilir. Sezaryende bu sayı sınırlıdır.
Çünkü insizyon yeri incelir ve her gebe kalmada rahimin rüptür
(delinme) riski artacaktır. Sezaryende normal doğuma oranla
hastanın kendini toparlanma süresi uzun olur ve kansızlık riski
artar.”
ANNE ADAYLARI NE YAPMALI
Anne adaylarının ne yapması gerektiği konusunda bilgi veren Dr.
Dündar, sözlerini şöyle sürdürdü: “Gebeliği süresince hekim ile
gebe çok iyi bir diyalog halinde olmalı. Hekim iyi bir danışman
olmalı, hastaya yapması gerekenleri çok iyi anlatmalı ve anne adayı
anlatılanları harfiyen yapmalıdır. Özellikle anne diyete uymalıdır.
Anne gebeliği süresince; yağlı, tuzlu, hamur işi yememeli. Kilosunu
7 kg-12 kg arasında tutmalıdır. Gebeliği boyunca tansiyon
değerlerini her kontrole geldiğinde ölçtürmeli. Asitli ve mideyi
yoracak diyetten kaçınmalıdır. Proteinde zengin, meyve ve sebze
grubu, süt ürünleri (süt, yoğurt, peynir) yemelidir. Günlük 1.5
litre su içmelidir. Kansızlığı önlemek için düzenli olarak kan
ilaçlarını almalıdır. Özellikle ilk 3 ayda folik asit desteği
gereklidir. Folik asit bebeğin spinal kanal defektlerini
önlemektedir. Gebelik boyunca kafeinli içeceklerden kaçınılmalıdır.
Sigara özel bir önem arz eder. Kesinlikle yasaklanmalıdır. Bebekte
gelişme geriliği, düşük doğum ağırlığı, düşük, erken doğum, bebeğin
eşinin önde yerleşmesi gibi patolojilere neden olabilir. Omega 3
mutlaka verilmeli. Bebeğin beyin fonksiyonlarının gelişmesinde çok
etkili olmaktadır.”
ANNE ADAYLARI NORMAL DOĞUMDAN KORKUYOR
Anne adaylarının normal doğumdan korktuğunu kaydeden Dr. Dündar,
sözlerini şöyle sürdürdü: “Anne adayları normal doğumdan
korkmaktadır. Bunu önlemenin yolu hekim hasta ile iyi bir diyalog
kurup normal doğumun faydalarını anlatmalı. Sezaryenin cerrahi bir
işlem olduğu ve yan etkilerini anlatmalı, hastanın korkusunu
yenmeli ve hastaya iyi bir güven vermeli ve en önemlisi normal
doğuma bizzat hekimin girerek bu konuda hastanın kendisini güvende
hissetmesini sağlamalıdır. Tabiki hekim bu görevleri yaparken
hekimi koruyacak yasaklar bir an önce çıkarılmalı, hastaların
hekimi zor duruma sokacak yaklaşımlarını minimalize edecek yasaklar
bir an önce çıkarılmalıdır. Hekim görevini yaparken rahat ve huzur
içinde yapmalıdır."
HAMİLELİKTE EŞLERE GÖREV DÜŞÜYOR
Hamilelik döneminde eşlere büyük görev düştüğünü ifade eden Dr.
Dündar, sözlerine şöyle devam etti: “Gebelik döneminde anne
adayları daha stresli olmaktadır. Psikolojileri olumsuz
etkilenmektedir. O nedenle baba adayları eşlerine daha şefkatli
yaklaşmalı, onları çok yormamalı, beslenmelerine dikkat etmeli,
istirahat etmelidirler. Anne adayı mümkün olduğu kadar istirahat
etmelidir. Günlük hafif egzersizler yapabilirler (yürümek, yüzmek,
bisiklet sürmek gibi). Ağır egzersizlerden kaçınmalıdır. Doğuma
yakın (35 hafta üzerinde) mutlak surette günlük yürüyüşleri
artırmalıdır. Çünkü normal doğumda karın kasları iyi gelişerek
bebeğin daha iyi doğmasına katkıda bulunacaktır. İlk 3 ay ve son 1
ay beraberlik yasaklanmalıdır. Özellikle çatlak kremleri üzerinde
durmak gerekiyor. Anne adayları gebeliği süresince çatlak kremi
sürmelerinin hiçbir faydası yoktur. Bunlar kan yoluyla bebeğe
geçtiği için bebeğe zararlı olabilir. Bu konuda anne adaylarını
uyarmalı ve bunu anlatmak gerekmektedir."
SAÇ BOYAMAK BEBEĞE ZARAR VERİR
Saça sürülen boyanın bebeğe zarar verdiğini söyleyen Dr. Dündar,
şöyle konuştu: “Saça sürülen boya aynı şekilde kan yoluyla bebeğe
geçtiğinden gebelik süresince saça boya sürülmemelidir.Gebelikte
ağır kaldırmak tehlikeli ve sakıncalıdır. Erken dönemde düşüğe, geç
dönemde erken doğuma neden olabilir.Gebelikte radyasyon çok
tehlikelidir. Mümkünse bir gebe film çektirmemelidir. Gereksiz ilaç
kullanımından kaçınmalıdır.Eşler arasında kan uyuşmazlığı varsa
bunu iyi takip etmek gereklidir. Tetkik yapıldıktan sonra (annede
indirect coombs testi negatif ise) anneye 28. gebelik haftasında
Anti-D Globulin kas içi 1 doz yapılır. Doğumdan sonra bebeğin kan
grubuna bakılır ve eğer bebek rh (-) ise ikinci bir doza gerek yok,
bebek rh (+) ise 1 doz daha Anti-D globülin yapılmalıdır. Bu durum
bir sonraki gebelik için gereklidir."
Bunun önemle anneye anlatılması gerektiğini belirten Dr. Dündar,
sözlerini şöyle sürdürdü: "Gebelik süresi boyunca gerekli tahlil ve
tetkik mutlaka yapılmalıdır ve gebelik boyunca zaman zaman
tekrarlanmalıdır. Böylece annede kansızlık, idrar yolu enfeksiyonu
gibi problemler daha iyi takip edilmiş olacaktır. Gebelik
zehirlenmesi (preeklamsi) konusunda aile ve hekim çok dikkatli
olmalıdır. Hastanın tansiyon, kilo ve beslenme takibi çok iyi
yapılmalı ve şüpheli durum varsa kan tahlilleriyle kontrol
edilmelidir. Böylece yakın takip anne ve bebek ölümlerinin önüne
geçecektir.”
(İHA)