Niye Cizre? Cizre'nin sırları KCK Sözleşmesi'nde
Abone olCİZRE neden PKK için bu kadar önemli? PKK neden Cizre'yi özerk bölge ilan etmek istiyor? İşte PKK'nın Cizre planının detayları...
Hürriyet gazetesi yazarı Taha Akyol, Cizre'de yaşanan
olayları bugünkü köşesine taşıdı.
"Niye Cizre?" başlıklı bugünkü yazısında Taha
Akyol, PKK'nın Cizre planının sırlarının KCK Sözleşmesi'nde yazılı
olduğunu aktardı.
Kuzey Suriye'deki Rojava bölgesinde ilan edilen
'özerklik' planının da detaylarını hatırlatan Taha
Akyol,
NİYE CİZRE?
"Niye Cizre?
Bu soruya cevap vermek için hem Rojava yani Kuzey Suriye'ye bakmak,
hem hareketin anayasası niteliğindeki KCK Sözleşmesi'ni incelemek
gerekir.
ROJAVA'DA OLANLAR
Çünkü KCK Sözleşmesi'ndeki "demokratik özerklik"
sistemi Rojava'da uygulandı ve Suriye'den Türkiye'ye yaymak için
Cizre ve Yüksekova üs olarak seçildi.
KCK'nın Suriye kolu olan PYD hakkında Barzani'nin sözleri
şöyle:
"PYD, Kürt partileriyle Erbil'de yaptığımız anlaşmaya bağlı
kalmadı. Esad rejimiyle işbirliği yapıyorlar... PYD bölgeyi
kontrolü altına almakla kalmadı, diğer partilerin üyelerini de
tutuklamaya ve öldürmeye başladı... Kürdistan bayrağını da
yasakladı." {15 Kasıın 2013)
Çünkü Barzani'nin değil, PKK'nın simgelerini benimsiyorlar. Barzani
yanlısı Rutav adlı Kürtçe TV'yi de yasakladılar. Etnik temizlik
yaptılar, diğer Kürt gruplarını susturdular. Kurdukları sistem
KCK'nın "demokratik özerlik" adlı totaliter
sistemidir.
KCK SÖZLEŞMESİ
Defalarca yazdım, KCK'yı ve KCK Sözleşmesi'ni incelemeden, olup
bitenler anlaşılamaz, terörden ibaret zannedilir. Halbuki
terör yoluyla "alan hâkimiyeti" sağlamak ve orada
totaliter bir hâkimiyet kurmak, KCK sistemini inşa etmek
istiyorlar.
25 Mayıs 2007'de Kongra-Gel de kabul edilen KCK Sözleşmesi 47
maddelik uzun bir metindir:
"Kürdistan'da yaşayan herkes", zorunlu olarak
"KCK yurttaşı"dır,
"yükümlülükleri" vardır. (ınad. 10)
"Herkes meşru savunma için hazırlıklı olmakla ve
desteklemekle yükümlüdür." Bunlar arasında
"ayaklanma ve öz savunmaya dayalı gerilla
savaşları" da vardır, (mad. 31) "KCK
yurttaşları" yani hâkim oldukları yerlerdeki herkes
"vergi yükümlüsü" dür.
PKK'YA HARAÇ VERMEK ZORUNDALAR
KCK'nın kendi "yasama, yürütme ve yargı"
mekanizmaları vardır. Değerli tarihçi Şükrü Hanioğlu'nun
yazdığı gibi, Stalin'in "halk demokrasisi"ne
benzer bir modeldir bu.
Komünist Partisi'nin diktatörlüğü nasıl
"demokratik" idiyse, KCK'nın diktatörlüğü de
"demokratik özerklik"tir! Buna Kaddafi'den alınma
mahalle, semt. şehir komiteleri eklenmiştir.
KCK Sözleşmesi'nin 8 sayfalık "önsöz"nde Batı tipi
demokrasi açıkça reddedilmektedir.
TOTALİTARİZME KARŞI DEMOKRASİ
IŞİD canavarına karşı "Kobani savunması". Kürt
milliyetçiliğine muazzam bir psikolojik enerji kazandırdı. ISİD'le
savaştıklan için dünyadan destek de aldılar. Neticede Kuzey
Suriye'de Cezire, Kobani ve Afrin'de bu totaliter model
kuruldu. Cizre ve Yüksekova'da bunun tekrarını yapmak
istiyorlar. Fakat savaştıkları IŞİD değildir, meşru, anayasal bir
devlettir. Aynı desteği bulamadılar tabii.
Bu noktada Türkiye'nin demokratik hukuk devleti olmasının ona nasıl
bir manevi güç kazandırdığını hiç akıldan çıkarmamak
gerekir. Demokratlara yakışan, devleti terör ve totalitarizm
karşısında pasif kalmaya çağırmak değil, aksine totalitarizme ve
teröre karşı çıkmaktır. Hareketin bir Kürt milliyetçiliği
olduğunu elbette biliyorum, silahla yok edilemez. Fakat KCK.
Kürtlerin liberal özgürlükleri için de totaliter bir
tehdittir. Silah aradan çıksın. Batılı anlamdaki demokratik
usullerle çözüm nereye gidecekse, oraya kadar gitsin. KCK ise
ölüm ve totalitarizmle sonuç almaya çalışıyor. Hiçbir devlet bunun
karşısında pasil kalamaz.