Malum son zamanlarda beyaz cumhuriyetin sarışın çocukları
Kandildeki eli silahlı Kürtlerden çok acayip bir aşk elektriği
almaktadır. Öyle böyle bir muhabbet değil. Nasıl doğdu, nereye
kadar uzanacağını tahmin etmek de mümkün değildir. Güzel. Bu aşk,
sosyolojik bir kategori olarak bütün Kürtlere yönelik mi yoksa
sadece elinde kan, taş, sopa, molotof ve silah olanlara karşı mı
sorusunu akla getiremeyecek kadar yüksek potansiyelli bir elektrik
içermektedir.Daha dün, Türkçe bilmediği için mecburen ve doğal
olarak Kürtçe konuşan muhatabının yüzüne tükürenler bugün birer
Kürt tarihçisi ve filoloğu oldular.
Dün en iyi Kürt ölü Kürt’tür diyenler bugün en iyi Kürt eli
silahlı Kürt’tür demektedirler. Bu kadar keskin bir değişim bir
gecede nasıl gerçekleşti acaba?Birileri bir rüya mı gördü de sabah
kalkıp gözünün önündeki perdelerin kalktığını mı fark etti? Niçin
ülkenin orta ve ortanın altı sınıfı “bazı etnikler gelip
Antalya’da, Alanya’da oteller yapıyor, iş yerleri açıyorlar ve bize
iş imkânı kalmıyor” diye dert yakınırken onların abileri ve akıl
babaları bu güzel insanları biz nasıl şimdiye kadar ihmal etmişiz
modundalar? Gerçekten ne oldu? Hangi hakikatle yüzleştiler de bu
ülkede farklı bir etnik yapının var olduğunu gördüler.
Uluslaşma sürecinin fikir babaları, Kürtleri
Türkleştiremedikleri için mi bu sevdadan vazgeçtiklerini
sanıyorsunuz? Ya da Türklüğü sadece ve sadece etnik içerikli bir
kategori haline getiren veya buna indirgeyen faşistlerin “bütün
dünya Türk’tür” sevdasından vazgeçtiğine mi inanalım? Aslında
kimsenin fikrinden ve tarihsel refleksinden vazgeçtiği yok.Yeni bir
dünya kuruluyor, Türkiye bu sürecin içinde kendi iç dinamikleri ile
bir gelecek planlamaya çalışıyor. Yeni dünyanın ve yeni Türkiye’nin
parametrelerini elinde bulundurmak isteyenler bu kez farklı bir
strateji izlemektedirler.Birinci dünya savaşı esnasında pek çok
coşturucu ümitlerle bu coğrafyanın halklarını peşinden
sürükleyenlerin savaştan sonra sıra egemenlik ve idarenin şekline
gelince nasıl diğerlerini masada ekarte ettiğini biliyoruz. Aynı
durum yeniden yaşanıyor.
Millet iradesini ortaya koymakta, birlikte yaşamaya ve
kardeşliğe ümitle sarılmaktadır. Toplumda farklılıklar birbirini
kabul etme ve tanıma aşamasına gelmiş ve birlikte yaşamaya dair
ortaya çıkan duyarlılık birilerini tedirgin etmektedir.Bu
coğrafyadaki insanlar kendi ortak geleceklerini sivil siyaset
üzerinden kurgulamaya çalışırken faşistler (Türk faşistler ile Kürt
faşistler) ittifak halindedirler. Kim bilir nasıl bir tezgah
kuruyorlar millete. Ama artık insanlar hangi delikte
yılanların-çıyanların olduğunu çok iyi biliyor. Şerbetliler.
Nişantaşı ile Kandil arasında doğan bu büyük aşkın elektriğini
toprağa verecek günü heyecanla bekliyoruz.