Nikahsız kadına tazminat da yok
Abone olResmi nikah yaptırmadan imam nikahı ile evlenen kadınlar eşlerinden ayrılınca tazminat alamayacak. Bir kadının başına bu geldi...
Yargıtay 4. Hukuk Dairesi, resmi nikah yaptırmadan
davetliler huzurunda kendi rızasıyla evlenen 18 yaşından büyük bir
kadının, birlikteliğin sona ermesi halinde tazminat talep
edemeyeceğine karar verdi.
Görücü usulüyle Yavuz Ş. ile tanıştırılan Bahar E. resmi nikah
yaptırmadan davetliler huzurunda düzenlenen düğün töreniyle Yavuz
Ş. ile evlendi. Çift, Yavuz Ş'nin, ''emniyet mensubu
olması, izin almasının uzun sürebileceği bu nedenle resmi nikah
işlemlerini daha sonra yapma'' konusunda anlaştı.
Yavuz Ş. ile nikahsız bir süre yaşayan Bahar E, evden kovulduğunu
öne sürerek, ailesinin evine döndü. Bahar E, birlikte yaşadığı
Yavuz Ş. hakkında manevi tazminat davası açtı.
Davanın görüldüğü Tokat 1. Asliye Hukuk Mahkemesi, Yavuz Ş'nin,
resmi nikah kıydırmadığı Bahar E'yi evden ayrılmaya zorlayarak
onurunu incittiği, toplumda ''dul kadın'' gözüyle bakılmasına neden
olduğu ve böylelikle kişilik haklarına saldırıda bulunduğu
gerekçesiyle, manevi tazminat ödemesine karar verdi.
Tarafların kararı temyiz etmesi üzerine dosyayı görüşen Yargıtay 4.
Hukuk Dairesi, yerel mahkemenin kararını usul ve yasaya uygun
bulmayarak bozdu.
18 YAŞINI TAMAMLAMIŞ ERGİN KİŞİLİK
Daire kararında, davacı Bahar E'nin, düğün töreni yapıldığında ''18
yaşını tamamlamış ergin bir kişilik'' olduğuna
işaret edilerek, Bahar E'nin düğün töreni sonrası Yavuz Ş'ye ait
evde bir süre kendi rızasıyla kaldığı, nikah işlemlerinin hazırlık
aşamasında olduğu bir dönemde yine kendi rızasıyla anne ve
babasıyla birlikte evi terk ettiği belirtildi.
Bahar E'nin haklarını koruyabilecek, kendi kararlarını alabilecek,
Yavuz Ş'nin resmi nikah yapmayı geciktirmek için öne sürdüğü
nedenlerin doğruluğunu araştırabilecek yaşta olduğunu vurgulayan
Daire, Bahar E'nin ''kendi rızası ve bir takım ihmali
hareketlerle olayların gelişimine neden olduğunu''
kaydetti.
Daire, ''sorumluluk kuralları çerçevesinde kimsenin kendi
kusurlu hareketleriyle neden olduğu zararların tazminini
isteyemeyeceğine'' işaret ederek, manevi tazminat şartları
oluşmadığından tazminat talebinin tümden reddedilmesi gerektiğine
hükmetti.
Yerel mahkeme ilk kararında direnir ve bu karar da temyiz edilirse
dosya Yargıtay Hukuk Genel Kuruluna gelecek.