Nijerya'da kaçırılan denizci yaşadığı korkuyu anlattı: Bataklık gibi görünen yere götürdüler
Abone olNİJERYA açıklarında kaçırılan ve 21 gün esir tutulduktan sonra kurtarılan 15 Türk denizciden Halil Gülçür, devlet büyüklerine teşekkür etti. Gülçür, korsanların kendilerini etrafı bataklık gibi bir yere götürdüklerini, çok fazla şiddet görmediklerini söyledi.
23 Ocak’ta Nijerya’nın Lagos kenti açıklarında korsanlar
tarafından kaçırılan 15 Türk denizci 21 gün esir kaldıktan sonra
kurtarılan denizcilerden biri olan Halil Gülçür, memleketi
Mersin’in Tarsus ilçesindeki evinde konuştu. Halil Gülçür, devlet
büyüklerine teşekkür etti.
"6-7 saat uğraştılar"
Gülçür, “Olay günü liman da işimizi bitirdik, gemiyi limanda
çıkardık. 23 Ocak sabahı geminin saldırıya uğradığını haber
verdiler, yani alarm verdiler. Daha öncede konuştuğumuz gibi
aşağıya indik. 5-10 dakika sonra adamlar bizi bulmaya çalıştılar.
Biz kendimize göre önlemimizi almıştık. 6-7 saat sonra uğraştıktan
sonra bize ulaşmaya başardılar." dedi.
"Etrafı bataklık gibi görünen yer gibiydi"
Gülçür, "Bizi gemiden alıp, kendi geldikleri tekneye bindirip, ada
gibi bir yere götürdüler. Etrafı bataklık gibi görünen yer gibiydi.
21 gün orada kaldık, kalmak zorunda kaldık. Ondan sonraki süreçte
devlet sağ olsun, gerekli girişimleri yaptılar. Bu sıkıntıyı
bitirdiler. Bu işle ilgilenen sayın Cumhurbaşkanı, Dışişleri Bakanı
ve emeği geçen herkese teşekkür ediyorum. Şuan evimdeyim, mutluyum,
çocuklarıma kavuştum. Diğer arkadaşların da aynı. Allah bir daha
yaşatmasın” diye konuştu.
"Şansımızdan iyi adamlara düştük"
Çok fazla şiddet görmediklerini belirten Gülçür, “Belki kötüsü de
vardı, şansımızdan iyi adamlara düştük. Bizi almaya gelen ekip 9
kişiydi, götürdükleri yerde tahmin ettiğim kadar 25-30 kişiydi.
Ailelerimizle görüşmedik, ancak serbest bırakıldıktan sonra sağ
olsun Nijerya Büyükelçiliğinde görüşebildik” şeklinde konuştu.
"Birbirimizin moralimizi sürekli yüksek tutmaya
çalıştık"
Kurtulacaklarına inandıklarını ifade eden Gülçür, “Yani
kurtulacağımızı tabi düşündük, ama o stresle adamların tavırlarına
göre ister istemez bazı korkular yaşadık. Pazarlıkla başladığı
zaman adamları tavrı değişir mi değişmez mi, iş istedikleri gibi
yürür mü? Olaylar bizim dışımızda gelişiyordu, ne olup ne bittiğini
bilmiyoruz, yani o korkuyu yaşadık. 15 kişinin oturup kalkabileceği
baraka tipi bir yerdir. Birbirimizin moralimizi sürekli yüksek
tutmaya çalıştık" sözlerini söyledi.
"O zaman işin şokundaydık"
Kargaşada ikinci mühendisin vurulduğunu öğrendiklerini belirten
Gülçür, “3-4 el ateş etti, belki de daha fazlaydı, o zaman işin
şokundaydık, stresini yaşadık. Karşıdan kimin geleceğini bilmedik,
o kargaşada ikinci mühendisin vurulduğunu öğrendik. Zaten yanımıza
vefat etti, Allah rahmet eylesin. Çok şükür bitti evimdeyim”
şeklinde konuştu.
Çağlayan Mahallesi Muhtarı Faruk Yorgun, geçmiş olsun ziyaretinde bulunarak, devlet büyüklerine teşekkür etti.