Nihat Hatipoğlu'ndan kurban uyarısı!
Abone olProf. Dr. Nihat Hatipoğlu, kurban kestirme yerine para vermek isteyenlerin merak ettiği soruları yanıtladı.
Bayram arefesinde Prof. Dr. Nihat Hatipoğlu merak edilen
soruların cevabını verdi.
Kurbanın manevi boyutu hakkında bilgi veren Prof. Dr. Hatipoğlu,
kurban kesmek yerine para bağışı yapmak isteyenlerle ilgili olarak
da net konuştu... İşte önemli sorulara Nihat Hatipoğlu'nun verdiği
cevaplar...
- Kurban ibatenin yardımlaşma boyutu çok konuşulur, ama
manevi boyutu üzerinden baktığımızda Hz. İbrahim ve Hz. İsmail
kıssasında insanlığa verilen mesaj nedir?
- Olaya İsmail'i öldürme değil, öldürmeme, feda etmeye müsaade
etmeme diye bakıyorum. Hz. İbrahim ve Hz. İsmail olayında gözden
kaçırılan bir nokta var. O da Allah'ın rahmeti! 'Öldür!' diyen de
Allah, 'Öldürme' diyen de. Allah'ın rahmetinin tecellisine dikkat
etmek lazım! Bu hadisede İsmail'in teslimiyetinden önce Allah'ın
kuluna karşı, bir babadan daha merhametli olduğunu, teslimiyetin
nasıl kayıtsız ve şartsız olması gerektiğini anlıyoruz. Bu kıssada
bir babanın teslimiyeti, bir çocuğun itaati var. Kur'an'da 'En
sevdiklerinizden feda etmedikçe bir iyiliğe ulaşamazsınız' der.
- İnsanın dünyaya olan sevgisini Allah'a feda etmesi
diyebiliriz o zaman.
- Kurban'da Allah'ın müsaade ettiği şekilde bir can alıyorsunuz.
Belki çok daha zor bir imtihanla mecbur kılınabilirdik. Hepimize
'Hz. İbrahim gibi olun' da denebilirdi. Böyle bir emir verilse
kaçta kaçımız Hz. İbrahim gibi olabilirdi, kaçımızın evladı Hz.
İsmail gibi davranabilirdi? Bunları düşünmek lazım! Teslimiyet
olmadan fedakarlık olmaz. Hz. İbrahim için Allah 'Halil' diyor.
Yani dost. Dost için en sevdiğinden vazgeçebilmek! Onları örnek
alacağız ama hiçbirimiz Hz. İbrahim ya da Hz. İsmail değiliz. Kolay
mı İsmail olmak? Söz de, edebiyat da, mecaz da kolaydır, kalemde
kolaydır. İsmail'e İbrahim'e soyunmak kimsenin harcı değil.
GÖSTERİŞ İÇİN KURBAN
KESİLMEZ
- Peki Türkiye'deki kurban geleneğini nasıl
değerlendiriyorsunuz, asıl amacından uzaklaşıyor mu
sizce?
- Son yıllarda tembellikten kaynaklanan bir kaçış var. Değişik
müesseselere parayı vererek kurban ibadeti yapılıyor. Keşke kolaya
kaçmasak, zaman ayırsak. Kurbanlık, Allah onu niye yaratmışsa,
isyan etmeden yerine getiriyor. Peki bizler yaradılış gayemize
teslim olabiliyor muyuz? Kurbanın etini yiyen bizler, acaba o eti
yemeğe layık mıyız, değil miyiz? Muhasebe yapmak gerek. Takva
olmadan kurban kabul edilmez. Gösteriş için, birileri görsün
diyeyse kıymeti yok. Bu ibadeti hak etmek, şükrünü yerine getirmek,
etini doğru dağıtmak lazım.
- Şu an İslam âleminin durumunu nasıl
değerlendiriyorsunuz?
- Durum pek iç açıcı değil. İnsanlar yok ediliyor, çocuklar
öldürülüyor. Büyük bir karmaşa var. Irak, Suriye, Mısır'da olanlar
İslam âleminin Kurban'dan önce çok kurban verdiğinin işareti. Kimse
bunları görmüyor maalesef. Hayvanın kurban edilmesine takılıyoruz
ama dünyada akan kanı göremeyenler de var. Çocukların nasıl
öldürüldüğünü, insanların nasıl toptan imha edildiklerini
göremiyorlar. Bu sadece Müslüman'ın Müslüman'ı tekbir getirip
öldürmesi fecaati değil. Kenya'da elinde silah olanların, insanları
bu Hıristiyan, bu Yahudi, bu Müslüman diye ayırıp taraması, bu
olabilir mi? Bu din adına bir cinayettir! Masum olan kadını,
çocuğu, insanları, tekbir getirip öldürürsen tekbire karşı
yapabileceğin en büyük ihanettir bu!
- Bu problemlerin çözümü için neden bir araya
gelinemiyor?
- Burada problem şu: Biz İslam alimleri olarak söylenmesi gerekeni
söylüyoruz, ama Batı'da bir ikiyüzlülük var. Konuşması gereken din
adamları, yetkililer bu konularda bizim kadar hassas değiller.
Bütün dinler arasındaki kardeşlikten önce din adına konuşanların
insanlığı anlaması lazım. Müslüman, Hıristiyan, Yahudi kanı önemli
değil. Bu kanı durduralım, kan akmasın! Ölen çocuğun kimin çocuğu
olduğunun ne önemi var? Çocuk masumdur, öldürülemez!
YARIN ANNENİZİ
BULAMAYABİLİRSİNİZ
- Bayramlaşma kültürü açısından baktığımızda aile
birlikteliği ve ziyaretlerler, yitiriliyor mu
sizce?
- Yitirildiğine inanmıyorum ama hassasiyet noktalarını yeniden
yeşertmemiz gerek. 50 gün önce annem vefat etti. O dönemde beni
arayan herkese 'Anneniz sağ mı?' diye sordum. 'Vefat etti' diyen de
oldu 'Yaşıyor' diyen de. Sağ olduğunu söyleyenlere 'Gidin annenizin
elini, ayağını öpün! Yarın göremeyebilirsiniz. Şu an bulmuşken
değerlendirin' dedim. Yaşlılar, büyükler ziyaret edilmeli. Onlara
merhamet etmeden merhamet bulamayız.
- Sizce bayramlar bize neyi hatırlatmalı?
- Gülümsemedir aslında bayram. Fark edemediklerimizi fark etme
imkanıdır aynı zamanda. Ben ailece oturup o eski bayramları
hatırlamak, çocukluğumuza dönmektir belki de. Günümüzde bayramda
tatile gitme eğilimi var. Tatile de gidelim ama bir muhasebe de
yapalım. Hayatın telaşesinde eşimizle oturup sohbet etmeyi bile
unutuyoruz. Zamanımızı esir aldı televizyon, bayramda televizyonu
biraz kapatalım. Muhabbeti, dayanışmayı, paylaşımı hatırlamak
gerek.
PARA BAĞIŞI KURBAN YERİNE
GEÇMEZ
- Kurban'da 'Hayvan hakları ihlal ediliyor, katliam
yapılıyor' diyenler de var. İslam bunu nasıl
açıklıyor?
- Bunu söyleyenler için otu koparmak da katliamdır, onun da bir
canı var çünkü. Allah, yarattığı hiçbir şeyi boşuna yaratmadı, her
varlığın bir görevi var; hayvanları da sadece yaşamlarını sürsün
diye değil, ihtiyaçlar için yarattı. Bunları söyleyenlerin yüzde
90'ının bifteği iştahla yediğini biliyorum.
- Kurban yerine 'Kurban parası ihtiyaç sahiplerine
verilirse olur' deniliyor. Bu mümkün mü?
- Kişi 'Ben kurbanın ibadet olduğunu kabul ediyorum ama bunu yapmak
yerine kurbana harcayacağım parayı ihtiyaç sahibine vermeyi tercih
ediyorum' diyerek kurban ibadetini yerine getirmiş olmaz. Diğer
yönden ihtiyaç sahibine yardım ettiği için sevap kazanır ama bunu
başka zaman da yapabilir. Aslında bu düşünce şuna benzer:
'Bankamatikten para çekmek istiyorum ama kalkıp bankamatik bana
un-şeker veriyor. Sen bu ay git maaş yerine bunu al!' demek gibi
bu.