Nihat Hatipoğlu bugün yazdı 3 kişinin duası geri çevrilmez
Abone olNihat Hatipoğlu bugün Sabah gazetesinde yayınlanan 'İslam alemi Uhud sonrası gibi' başlıklı yazısında duası geri çevrilmeyecek 3 kişinin kim olduğunu yazdı.
İlahiyatçı Prof. Nihat Hatipoğlu, Sabah gazetesinde bugün
yayınlanan köşe yazında Allah katında duası geri çevrilmeyecek olan
kişilere ilişkin hadislere yer verdi.
"Üç dua makbuldür" diyen Hatipoğlu şunları yazdı:
"Üç kişinin duası geri çevrilmez. Allah katında
makbul olur.
1- Babanın (evladına) duası. Babanın evladına duası,
Peygamber'in ümmetine duası gibidir.
2- Misafirin duası.
3- Mazlumun duası (Tirmizi, Birr,
7/1905)."
Nihat Hatipoğlu'nun bugünkü yazısının diğer bölümleri ise şöyle:
"Genelde İslam âlemi Uhud sonrası gibi. Uhud günü Hz.
Resulullah'ın (s.a.v.) emirlerini dinlemediği için stratejik yerler
-okçular tepesi- zafer coşkusuyla terk edildiği için müminler
müşriklerden ağır darbe yediler. Hz. Resul yaralandı. Sahabe 74
şehit verdi.
UHUD SONRASI AYETLER
Uhud sonrası yaraları sarar. Darbe yemiş Hz. Resul'ün ordusuna, gevşemeyin ve hüzne kapılmayın der.
Aynen şöyle ayet;
"Gevşeklik göstermeyin, üzüntüye kapılmayın. Eğer
inanmışsanız üstün gelecek olan sizsiniz." (Ali İmran,
139) Uhud sonrası yaralar sarılmalıydı. Hz. Hamza gibi, Hz. Mus'ab
gibi zirveler şehadete uçmuştu. Uhud'un üzerinde artık sahabenin
gölgesi vardı. Sonra bir ayet daha iniyordu:
"Size bir yara dokunduysa karşı topluluğa da benzer bir
yara dokundu." (Ali İmran, 140)
Kayıplarınız var, şehitleriniz de. Ama daha önce size düşmanlık edenler de yara almışlardı. Böyledir hakikat. Sıkıntılı ve sevinçli günleri. İnsanlar arasında dönüp durur. (Ali İmran, 140)
Genelde İslam âlemi Uhud sonrası gibi yaralı. Sıkıntılarımız
var. Darbelenmişiz. Gönlümüz yaralanmış. Ama her sıkıntıdan bir
çıkış vardır elbet. Kur'an "gevşemeyin"
buyuruyor.
'Üzüntüye kapılmayın. İnanıyorsanız üstünsünüz.'
Buyuruyor. İman ediyoruz. Kur'an'a ve Resulüne ahdimiz, misakımız, biatımız var.
Uhud olmasaydı, Uhud'dan ibret alınmasaydı, Mekke'nin fethi, Huneyn, Taif olmazdı. Risaletin nuru Kâbe'yi aydınlatmazdı. Onun için Kur'an-ı Kerim; inanıyorsanız üstünsünüz buyuruyor. İnanıyoruz, üstünüz.
***
Uhud sonrası Milad 628'de Hz. Peygamber (s.a.v.) Mekke'ye Umre
niyetiyle gitmiş, oraya alınmamış ve ama sağlanan ateşkesle büyük
bir tebliğ hareketi başlatmıştır. Bütün zaferler; Hayber'in fethi,
Mekke'nin fethi, Taif'in fethi, Tebük seferi, Hendek zaferi,
amahepsi Uhud yarasından sonra kazanılan büyük kalelerdir. Onun
için zaman artık, bilişme, bilenme, kucaklaşma, şuurlanma, dinin
yeniden kalplere sunulması, yüreklerin birleştirilmesi, nifakın
etkisizleştirilmesi zamanıdır.
Namazla sıkıntıları aşın: Allah çağırıyor gitmeyecek misin?
Namaz bir ibadettir. Kur'an'ın bir emridir. Rahatlama vesilesidir. Yüce Rabbe verilen söze sadık kalmaktır. Hayatı düzene sokmaktır. Ahiret nidasını dünyaya taşımaktır. Müezzin 'Hayye' dediğinde ayağa kalkmaktır. Secdeye durmaktır. Kıyama yeltenmektir. Sıratı geçmektir. Emana sığınmaktır
-Hayye; haydi diril, haydi kalk aynı zamanda
pişmanlıktır. Günahtan pişmanlık. Sonuçlarına erişemeyen tövbeden
pişmanlık. Kabul edilmeyen duadan pişmanlık. Harama uzanan elden
pişmanlık, kalbe sokulan Allah'tan gayrisinden
pişmanlık.
Hayye ile güne başlayan kabirde
sıkılmayacaktır. Ölümde çile çekmeyecektir. Ölürken susamayacaktır.
Hayattan haz alacaktır. Duası reddedilmeyecektir. İyilerin
defterine yazılacaktır. Cehenneme uzak olacaktır. Cennetten yer
beğenecektir. Sadece girmeyecek. Yer beğenecektir.
Hayye denildiğinde ateşe kapalı olan dairenin
tam ortasındasın.
Namaz Rab ile sohbettir. Derdini açmaktır. Kulluğa
dönmektir. Batıl ve batak felsefelerden, boş kurgulardan, kibir ve
riyadan, büyüklenme duygusundan rahmana sığınmadır.
Hayye ilahi randevudur. Hazır mısın? Sözüne sadık mısın? Bak! Müezzin Allah'ın evine çağırıyor. Gidecek misin? Allah seni çağırıyor! Hâlâ duracak mısın! Hâlâ bakacak mısın?
BATI İSLAM'I DİN OLMAKTAN ÇIKARMAK İSTİYOR
Görünen o ki İslam'ın rağbet edilen, en azından, ırkçılığa, katı kapitalizme karşı sınıfsız bir toplum, hakkaniyet ve adalet düzlemi içinde saygın bir gelecek vaat eder görüntüsünü kabullenmek istemeyen batı, İslam âlemine örgütlerin felsefesi noktasından bakmak istiyor. İslam'ı din hüviyetinden arındırıp; radikal örgütlerin felsefesiyle tarif etmek istiyor. Toplumuna öyle takdim ediyor. Bu kendilerince bir emniyet, belki yalnızlaştırma politikası belki başka gerekçelere dayanıyor. Ama bu hasta yapının insancıl olmadığı, ahlaki olmadığı ortada.
İslamofobi bugün geçer akçe. Bugün böyle. Ama bu yarın böyle
olmayacak. Bu tuzak ters bir kapan gibi, kapanı kuranın elini
kıstırabilir.
Dinlerin genleriyle oynayanlar, kendi dinlerinin lehine bir başarı
kazanamazlar. Sistemin tümünü bozarlar. İlahi bir hesaba
çarpılırlar. Zira şiddet ve hiddet sarmalına kapılmış insanların
sonraki nesilleri babalarına, atalarına hazırlanan kaderi sorgular.
O zaman da yüzyıllarca devam edecek bir hiddet kapımıza her mevsim
gibi fütursuzca girer. Batıdaki aklı başındaki insanlar bu oyundan
vazgeçmeliler.
İslam'la uğraşmaktan, Müslüman gençleri terörize edecek yapılardan
vazgeçmeliler. Müslümanlarla hakkaniyet ölçüsünde iki taraf gibi
oturmalılar.
Efendimiz'in (s.a.v.) penceresinden...
- Sünnetimden ayrılan benden değildir. (Müslim, Buhari)
- Günahından ötürü endişeye kapılmış kişiyi Allah affeder. Mağfiret
dilememiş olsa bile (zira onun endişesi ve pişmanlığı tövbe
sayılır).
- Mezarımı ziyaret edene şefaatçi ve şahit olacağım.
- Kim kardeşinin namusunu (hatasını) kapatırsa Allah da ahirette
onun avretini (iffetini) kapatır.
- Kim gerçek bir secdeyle Rabbe secde ederse birden kurtulmuş
olur.
- Kim Allah'tan razı olursa Allah da ondan razı olur.
- Kim yoldan bir taşı kaldırırsa, ona bir iyilik yazılır.
- Kim bir Müslüman'ı kâfirlikle suçlarsa, onu öldürmüş gibidir.
(Buhari, Ahmed bin Hanbel)
- Kim ihtiyacı olmadığı halde isterse, ateşten bir kor yemiş
gibidir.
- Kim Allah ve Resulü tarafından sevilmek istiyorsa Kur'an-ı
Kerim'i okusun.
- Kim Yüce Allah'a razı olarak varmak istiyorsa bana bolca salat
getirsin.
- Kim bir mümini sevindirirse Yüce Allah'ı sevindirmiş olur.
- Kim dünyada içki içerse ahirete susuz olarak gelecektir.
Kötüler hayatta mutlu olabilir mi?
Kötülerin görünen mutlulukları ve rahatlıkları onların helakı demektir. Yüce Allah ayetlerini inkâr edenleri derece derece helaka, yok olmaya sürükler. İbret alıp da kendilerine gelenler belki kurtulurlar. Ayet böyle buyuruyor: "Ayetlerimizi yalanlayanları hiç bilmeyecekleri yerden yavaş yavaş helaka götüreceğiz." (A'raf,182)