Nihat Doğan: Erdoğan'ın yanında olmak bir şereftir
Abone olÜnlü türkücü Nihat Doğan, konuk olduğu Söylemezsem Olmaz programında, iktidar partisi ve Erdoğan'a öyle övgüler yağdırdı.
Ünlü türkücü Nihat Doğan, konuk olduğu Söylemezsem Olmaz
programında "Siyaset defterini kapatıp kapatmadığı" sorusuna çok
konuşulacak cevaplar verdi.
Canlı yayında gündem yaratacak açıklamalar yapan ünlü türkücü, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ı kastederek "Bu yürekli insanın yanında olmak bizim için bir şereftir" dedi.
Nihat Doğan'ın açıklamaları şöyle:
"AK PARTİ GENÇLİK KOLLARI'NDAN GELMEYİM"
Siyaset defterini kapattım. Hiçbir dönem de aday olmadım. Ben
demokrat bir insanım. Halkın %50'sinin oyunu almış bir partinin,
anayasa mahkemesinde halkın verdiği vergilerle maaşını alan on bir
tane anayasa memuru tarafından kapatılmasına, zincirlenmesineydi
benim tepkim. Ve o dönem Recep Tayyip Erdoğan'ın partisinin yanında
oldum. AK Parti Gençlik Kolları'ndan gelmeyim. "Türkiye artık muz
cumhuriyeti değildir. Yüzünü muasır medeniyetlere dönmüş Türkiye'de
parti kapatmak çağ dışıdır" dedim. AK Parti kapatılmayınca da "Üç
yıl boyunca çok yıprandım" dedim.
"EROL KÖSE'DEN YEDİĞİM FIRÇALARI BİR BEN BİR DE ALLAH
BİLİR"
Ben korku dağlarını kırdım. İnsanlar tuttukları takımı
söyleyemiyorlardı. Ben tuttuğum takımı söyledim diye prodüktörüm
Erol Köse'den yediğim fırçaları bir Allah bilir bir de ben bilirim.
Ben insanların tuttukları takımı bile söyleyemedikleri bir ortamda
tuttuğum partiyi söyledim. Açık ve net söylüyorum; ben seksen sene
boyunca tavrını mevcut sistemin karşısına koymuş insanların
pasifize olduğunu ve yok olduğunu bilerek, "Vesayetin sahibi
muktedirler seni iki senede yok ederler Nihat, ama en kötü gider
bir türkü barda türkünü söyler ekmeğini kazanırsın" dedim. Nitekim
halk da uyandı. Halkımız da kendi sorunlarına duyarlı olan,
kendisinin yanında duran sanatçılara karşı teveccüh göstermeye
başladı.
"BARIŞ SÜRECİ'NE DESTEK OLDUM"
Yarın bir gün yine toplumsal sorunlar olursa seve seve halkımın
yanında olacağım; ezilenlerin, mağdurların, zulme uğramışların
yanında olacağım. Ben Barış ve Referandum sürecine destek verdim ve
şarkılarımla destek oldum. Barış Süreci'nde Dolmabahçe'de
kahvaltıya çağrılmıştım. İlk defa ülkemizde bir iktidar elini taşın
altına koymuştu. "Ya ben bu savaşı yeneceğim ya da bu savaş beni
yenecek" diyen bir lider, bir yürekli adam çıkmış ve kırk yıldır bu
ülkenin kanını emen bir sorunu çözmek istemişti ve bu sorunu
çözerken hiç bilmediği bir ormana girmiş, hangi canavarlarla
karşılaşacağını da bilememişti. En yakın arkadaşları, dost
bildikleri tarafından sırtından vurulmaya çalışılıyor, küresel
güçler tarafından sırtından vuruluyordu. Vesayeti elinde bulunduran
oligarklar tarafından aşağı çekilmeye çalışıyordu. Ben bu yürekli
insanın, "Barış için gerekirse Baldıran Zehiri'ni içeceğim" diyen
bu yürekli insanın yanında olmak bizim için bir şereftir.
"EMRE KINAY ÇIKMIŞ 'KORKUYORUM' DİYOR"
Son günlerde sanatçı arkadaşlarım bir algı savaşı yarattılar "Biz
iktidardan korkuyoruz, biz iktidardan çekiniyoruz." diyerek. Bu
tarz yalanlara başvurulmasını kınıyorum. Emre Kınay çıkmış
"Korkuyorum" diyor. Ne korkusu yahu? Ben anlamıyorum. Türkiye
Cumhuriyeti'nin seksen - doksan yıllık tarihine bakarsak; bu ülkede
kravat takmadı diye insanlar asıldı, şapka takmadı diye insanlar
asıldı, sarığını çıkarmadı diye insanlar asıldı. Bu dönemde ben
kimsenin asıldığını görmüyorum. Şapka takmadı diye insan asanları
ilahlaştıracaksın. Her türlü özgür ifadenin söylenebildiği bir
ülkedeyiz. Ülkeyi demokratikleştiren, ülkeye barışı getirmeye
çalışan bir lideri de şeytanlaştıracaksın. Bu son derece
yanlıştır.