Nevruz istismar ediliyor
Abone olBaşbakan Erdoğan, Nevruz kutlamalarının bazı kesimler tarafından istismar edildiğini söyledi
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Nevruz kutlamalarını istismara
yönelik adımlar atıldığını belirterek, “Buna gölge düşürmek
isteyenler, burada yanlış bir platforma girmiş olurlar ki, bu
uyarıyı da bir başbakan olarak yapmak zorundayım” dedi.
Erdoğan, Topkapı Eresin Otel'de gerçekleştirilen AKP Fatih İlçe
Teşkilatı 2. Olağan Kongresi'nde yaptığı konuşmada, yolsuzluk,
yoksulluk ve yasaklarla mücadelesini anlattı. Başbakan Erdoğan, bu
dönemin istismara açık bir dönem olduğunu, şu anda Nevruz
kutlamalarının yapıldığını belirterek, şöyle dedi:
“Nevruz kutlamaları bizde bir bayramdır. Bunda maalesef istismara
yönelik adımlar atılıyor. Biz, nevruz etkinliklerinin bir bayram
şenliği şeklinde kutlanmasından yanayız. Buna her türlü desteği
veriyoruz, vereceğiz. Ama şimdi bu etkinliği istismar ederek yasal
imkanlardan da istifadeyle bunu bir gün olmaktan çıkarıp bir
haftaya yaymakla da kalmayıp farklı bir şekilde değerlendirmek
amacı içinde olanlar varsa, bunlar bilsin ki, bizden bekledikleri
bu desteği bulamayacaklardır. Bu desteği veremeyiz. Biz, ülkede
barışı ki, Nevruz barıştır, biz ülkede sevgiyi ki, Nevruz sevgidir,
biz ülkede saygıyı ki, Nevruz saygıdır, biz ülkede birlikte
güçlenmeyi ki, Nevruz birlikte güçlenmedir. Buna gölge düşürmek
isteyenler, burada yanlış bir platforma girmiş olurlar ki, bu
uyarıyı da bir Başbakan olarak yapmak zorundayım.”
22 BANKA FON'A DEVREDİLDİ
Bir önceki iktidar döneminde 22 bankanın fona devredildiğini ve
bunun Türkiye'ye maliyetinin 50 milyar dolar olduğunu ifade eden
Erdoğan, “Bu para kasada kalsaydı pik yapardık, kimse tutamazdı”
diye konuştu. Erdoğan, şimdi kendilerine bir yerlerden vurmak
isteyenlerin yatıp kalkıp Maliye Bakanı hakkında 6 ay içinde 3 tane
gensoru önergesi verdiklerini belirterek, şunları söyledi:
“Son gensoruda bakanım dedi ki 'Bir hafta sonra tekrar gelirsiniz'.
Gensoru müessesesi de sulanıyor. Ne yazık ki, atıyor çamuru ama bu
arada kendisi de batıyor. Bir genel başkan kalkıp da orada cevap
verebiliyor mu? Bir bakanın bakanlığına ait lojmanda kalmasını
eleştiriyor. Buna yasal olarak hiçbir mani yok. Bakanı eleştiriyor
da, başbakan başbakanlık konutunda kalmıyor diye onu takdir ediyor
musun? Biz bunu bunlar böyle diyecek diye yapmıyoruz. Bizim
buradaki derdimiz başka. Biz istiyoruz ki, halkımızın bizzat içinde
bulunalım, onlarla birlikte havayı teneffüs edelim. Attığımız adım
da bu. Milletvekili arkadaşlarımız büyük bir anlayışla milletvekili
lojmanlarında oturmamayı kabul ettiler. Bunun her birine maliyeti
bin YTL'dir. Bu ayrı sıkıntılar da getiriyor. Bunu da biliyoruz ama
buna rağmen kabullendiniz. Şimdi kalkıp bunlar üzerinden
spekülasyonlar yaratıyorlar. Bir de baktık ki, yeni yeni şeyler
çıkıyor. Siz de televizyondan dinlediniz. Siz dinlediyseniz ben bir
daha söylemeyeyim. Siz gerekli yerlerde anlatırsınız.”
YATIRIMA GİDECEK PARALAR
Başbakan Erdoğan, yolsuzlukla mücadelede atılan adımlardan en
önemlilerinden bir tanesinin de sadece imarzedelere ödenen 8.5
milyar YTL olduğunu, ayrıca görev süreleri içinde çalışanlardan
nema adı altında toplanan 14 milyar YTL'yi de ödediklerini anlattı.
Erdoğan, ”Onların bıraktıkları pislikleri bu iktidar temizliyor.
Farkımız bu. Yalnız bu 2 ödeme yaklaşık 22-23 katrilyon. Türkiye'ye
yaptığımız yatırımların neredeyse tamamı. Bunlar olmasaydı, bu
paralar da yatırıma gidecekti” diye konuştu.
Erdoğan, kendilerinin “IMF'ye kurban, köle gibi gösterildiğini” de
belirterek, şunları kaydetti:
“Biz Allah'tan başka kimseye köle değiliz. Biz IMF'nin 29 kurucu
ortağından birisiyiz. Bunlar hep hedef saptırıyor. Başta CHP...
Hepsi geçmişte kuzu kuzu masaya oturup IMF ile stand-by anlaşması
imzaladılar. Ama o zaman bunları söylemediler. Şimdi bizim için
konuşuyorlar. Biz göreve geldiğimizde IMF'ye borcumuz 23 milyar
dolardı. Şimdi 14.5 milyar dolar. Onu da ödüyoruz. Münasebetlerimiz
de gayet onurlu ve ciddi bir şekilde sürüyor. Ülkenin
menfaatlerinden de asla taviz vermiyoruz.”
DÜŞÜNCE, DİN VE VİCDAN ÖZGÜRLÜĞÜ
Yoksulluk ve yasaklarla ilgili yaptıkları çalışmalar hakkında da
bilgi veren Erdoğan, düşünce, din ve vicdan özgürlüğünden dolayı şu
anda cezaevinde kesin hükümle yatan kimse bulunmadığını
söyledi.
Bu noktaya Kopenhag siyasi kriterleri çerçevesinde yapılan
düzenlemelerle gelindiğini anlatan Erdoğan, “Türkiye bir
özgürlükler ülkesi olma yolunda. Bitti mi? Bitmedi. Daha yapacak
çok şey var. Her şey olacak. Bazı eksiklikler, aksaklıklar yok mu?
Var. Bunlar olacak. 'Her şey dört dörtlük oldu' da demiyorum.
Bunlar uygulamada ortaya çıkacak. Bunları gördüğümüz zaman
düzelteceğiz” diye konuştu.
Özgürlüklerin muhakkak bedelinin olduğunu ve bu bedeli hep beraber
ödeyeceklerini ifade eden Erdoğan, Türkiye'yi kimsenin özgürlükler
nedeniyle dünyada mahkum edemeyeceğini söyledi. Başbakan Erdoğan,
özgürlüklerle bir istismar alanı yaratılmaması gerektiğini ifade
ederek, şöyle devam etti:
“Sizin özgürlüğünüz benim özgürlük alanım kadardır. Eğer benim
özgürlük alanımın içine girerseniz, bu benim özgürlüklerime saldırı
olur. Bunu da iyi hesap etmek zorundayız. Aksi takdirde bu
özgürlükler noktasında yeni bir tartışmayı başlatır ki, biz buna da
'evet' diyemeyiz. Bunun da tanımını iyi yapmak gerekir. Burada, bu
ülkenin düşünürlerine, bilim adamlarına, siyasetçilerine görev
düşmektedir. Bu noktada da itidalin, dayanışmanın olduğu bir dönem
olacaktır.”