Nevruz Bayramınız kutlu olsun
Abone olDoğu halklarının ortak bayramı olan Nevruz, aynı zamanda baharın gelişini de müjdeleyen bir gün olarak biliniyor...
Nevruz Bayramı ya da kısaca Nevruz (Farsça: نو روز - Nou ruz,
Kürtçe: Newroz, Özbekçe: Navruz, Türkmence: Nowruz, Kazakça:
Naurız, Kırgızca: Nooruz, Azerice: Novruz, Kırım Tatarcası: Navrez)
Farslar, Kürtler, Zazalar, Azeriler, Anadolu Türkleri, Afganlar,
Arnavutlar, Gürcüler, Türkmenler, Tacikler, Özbekler, Kırgızlar,
Karakalpaklar, Kazaklar ile beraber neredeyse tüm kuzey yarımküre
tarafından kutlanan geleneksel yeni yıl ya da doğanın uyanışı ve
bahar bayramı.
Yazılı olarak ilk kez 2. yüzyılda Pers kaynaklarında adı geçen[3]
Nevruz, İran ve Bahai takvimlerine göre yılın ilk gününü temsil
eder. Günümüz İran'ında, her ne kadar İslami bir kökeni olmasa da
bir şenlik olarak kutlanır. Bazı topluluklar bu bayramı 21 Mart'ta
kutlarken, diğerleri kuzey yarım kürede ilkbaharın başlamasını
temsilen, 22 veya 23 Mart'ta kutlarlar.
NEVRUZ İSMİNİ NEREDEN GELİYOR? |
Kelimenin aslı eski Farsça'dan gelir: Yeni
anlamındaki nava ve gün ışığı/gün anlamındaki rəzaŋh birleşerek
oluşturmuşlardır. Anlamı "yeni gün/günışığı" dır ve günümüzün
Farsçasında da hâlâ aynı anlamda kullanılmaktadır (nev: yeni + ruz:
gün; anlamı "yeni gün") İrani dillerdeki Gün anlamına gelen Ruz (Farsça), Roç (Beluçca), Roc (Zazaca) ya da Roj (Kürtçe) sözcükleri Proto-İranicenin "Rauça"sından gelir. Bu da eski Hint-Avrupacanın manası Işık olan *Leuk- kelime köküne dayanmaktadır. Şu en eski şekilden Rusçadaki Luç, Almancadaki Licht, Yunancadaki Leukós, Latincedeki Lux, İngilizcedeki Light ve Ermenicedeki Luy da oluşmuşlar. Proto-Iranicede Rusçadaki gibi bir k > ç ses ertelemesi ortaya çıkmışdır ve ayrıca 'L' sesi 'R'ye dönüşmüştür. Eski İrani dili olan Avesta dilinde Raôçah zamanında esasdan Işık demekti. Eski hint-ari dilindeyse (Bugünkü Kuzey Hindistanda varolan dil grubu) Roçiş kulanılmaktadır. Nevruz teriminin tarihte ilk yer aldığı kayıtlar, M.S. 2. yüzyıldaki Pers İmparatorluğu kayıtlarıdır, ancak bundan çok daha öncesindeki (yaklaşık M.Ö. 648 ve 330 yılları arasında) Pers İmparatorluğu altında yaşayan değişik milletlerin Pers Şahına Nevruz gününde hediyeler getirdiğine dair bilgiler mevcuttur Nevruz diğer Türk devlet ve topluluklarında da kutlanılır. Bunlardan Azerbaycan'da Novruz, Kazakistan'da Navrız meyrami (Наурыз мейрамы), Kırgızistan'da Nooruz, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nde Mart dokuzu Kırım Türklerinde Navrez, Batı Trakya Türkleri'nde Mevris adları ile anılır. Farsça'da yazılışı Nouruz'dur. Türk kökenli bir devlet olan Kazakistan'da (Наурыз мейрамы) Navrız meyrami adı ile kutlanan Nevruz Arnavutluk'ta ise Sultan Nevruz olarak isimlendirilir. |
Aynı zamanda, Zerdüştlük, hem de Bahailer için de kutsal bir
gündür ve tatil olarak kutlanır. Kürtlerde, Nevruz bayramının Kürt
mitolojisindeki Demirci Kawa Efsanesi'ne dayandığına inanılır.
Anadolu ve Orta Asya Türk halklarında ise baharın gelişi olarak
kutlanır.
2010'da Birleşmiş Milletler Genel Kurulu, 3000 yıldan beri
kutlanmakta olan Pers kökenli bu şenliği, Dünya Nevruz Bayramı ilan
etmiştir.
28 Eylül - 2 Ekim 2009 arasında Abu Dhabi'de hükümetler arası
toplanan Birleşmiş Milletler Manevi Kültür Mirası Koruma Kurulu,
nevruzu Dünya Manevi Kültür Mirası Listesi 'ne dahil
etmiştir.2010'dan başlayarak Birleşmiş Milletler Genel Kurulu 21
Mart'ı "Dünya Nevruz Bayramı" olarak kabul etmektedir.
DEMİRCİ KAWA
EFSANESİ
Kürtlerde nevruzun Demirci Kawa Efsanesi'ne dayandığına inanılır.
Kürt mitolojisindeki Kawa efsanesine göre, günümüzden 2500 yıl
öncesinde Zuhak (Bazı kaynaklara göre Dehak)adında Asurlu çok ama
çok zalim bir kralın altında yaşayan Kawa adında bir demirci vardı.
Bu kral tam bir canavardı ve efsaneye göre her iki omuzunda da
birer yılan bulunuyordu. Her gün bu iki yılanı beslemek için
Kürtlerden iki genci sarayına kurban olarak getirtip aşçılarına bu
iki çocuğu öldürtüp beyinlerini yılanlarına yemek olarak
verdiriyordu. Aynı zamanda bu canavar kral ilkbaharın gelmesini de
engelliyordu. En sonunda bu zulümden bıkan ve bir şeyler yapmak
isteyen Armayel ve Garmayel adlı iki kişi kralın sarayına mutfağa
aşçı olarak girmeyi başarırlar ve Kralın yılanlarını beslemek için
beyinleri alınarak öldürülen çocuklardan sadece birini öldürüp
diğerinin gizlice saraydan kaçmasına yardımcı olurlar. Böylece
ellerindeki bir insan beyni ile kestikleri bir koyunun beynini
karıştırarak yılanlara vererek her gün bir çocuğun kurtulmasını
sağlamış olurlar. İşte bu kaçan kişilerin Kürtlerin ataları
olduğuna inanılır ve bu kaçan çocuklar Kawa adlı demirci tarafından
gizlice eğitilerek bir ordu haline getirilirler. Böylece Kawa'nın
liderliğindeki bu ordu bir 20 Mart günü zalim kralın sarayına
yürüyüşe geçer ve Kawa kralı çekiç darbeleri ile öldürmeyi başarır.
Kawa etraftaki tüm tepelerde ateşler yakar ve yanındakilerle
birlikte bu zaferi kutlarlar. Böylece Kürt halkı zalim kraldan
kurtulmuş olur ve ertesi gün ilkbahar gelmiş olur.
TARİH VE GELENEK
Nevruz geleneğinin tarihin en son Buzul Çağı'nın bitmesinden hemen
önceki günlere yani 15.000 yıl öncesine kadar uzanır. Efsanevi Pers
Kralı Cemşid, Indo-Iranlıların avcılıktan hayvacılığa ve yerleşik
yaşama geçişini temsil eder. O çağlarda mevsimler insanoğlunun
hayatında günümüzdekinden daha yaşamsal bir önem arz ediyordu ve
yaşamla ilgili her şey dört mevsim ile çok yakından ilgiliydi. Zor
geçmiş bir kışın ardından gelen bahar, tabiat ananın çiçekler,
yeşillenenen bitkiler uykusundan uyanması ve sığırların
yavrulaması, insanoğlu için büyük bir fırsat ve bolluğun canlanması
demekti. İşte böyle bir dönemde bu Nevruz kutlamalarını başlatanın
Kral Cemşid olduğu söylenir.
İran evrenbiliminin mimarlarından ve Zerdüştlerin Peygamberi olan
Zerdüşt birçok bayramın kurumsallaşmasını sağlayan kişidir. Nevruz,
"belki de" Zerdüşt tarafından kurumsallaştırılan bayramlardan
biridir.
Persepoliste krala hediyelerin sunumuBundan 12 yüzyıl sonrasında,
M.Ö. 487 yılında, Büyük Darius, Persepolis'teki yeni inşa edilmiş
olan sarayında Nevruzu kutluyordu. Son araştırmaların sonuçları bu
kutlamaların çok özel bir anlam ifade ettiğini göstermektedir.
Sadece Nevruz gününde sabah saatin 06:30'unda güneşin ilk ışıkları
gözlemevindeki büyük kabul salonuna denk geliyordu ve bu olay
sadece 1400 yılda bir gerçekleşiyordu. Bu durum aynı zamanda
Babillilerin ve Yahudilerinde yeni yılı ile çakışıyordu ve bu
nedenle, bu kutlamaların eski toplumlar için çok uğurlu ve önemli
sayıldığı açıktır. Persepolis yerleşkesinin ya da en azından
Apadana'non sarayının ve "Yüz sütunlu Salonun" Nevruzu kutlamak
amacıyla inşa edildiği sanılmaktadır. Ne yazıkki eski kitabelerde
Nevruzdan bahsedilmemektedir.