Neşter davası sanığından suçlama
Abone olNeşter Davası'nda çıkar amaçlı suç örgütünün lideri olduğu belirtilen İbrahim Özgüven siyasetçileri suçladı.
SSK, Bağ-Kur ve Emekli Sandığı'na iyileştirici tıbbi malzeme alımında yolsuzluk yapıldığı iddialarına ilişkin ''Neşter Davası''nda, çıkar amaçlı suç örgütünün lideri olduğu belirtilen İbrahim Erdoğan, devletin zarara uğramasında SSK'nın kusurlu olduğunu ileri sürdü. Ankara 2 No'lu DGM'de bugün başlayan davada, sanıkların kimlik tespitlerinin ardından Mahkeme Başkanı Yunus Karabıyıkoğlu, SSK'nın müdahale dilekçesi verdiğini söyledi. Mahkeme heyeti, DGM Cumhuriyet Savcısı Ömer Suha Aldan'ın da görüşü doğrultusunda, suçtan zarar görme ihtimali nedeniyle SSK'nın müdahilliğine oybirliğiyle karar verdi. Daha sonra Savcı Aldan, iddianameyi özet olarak okudu. Çıkar amaçlı suç örgütü kurup yönetmek, rüşvet vermek, kamu kurumunu dolandırmak, sağlık malzemesinin satışından kaçınmak, ihaleye fesat karıştırmak suçlarından 64.5 yıla kadar ağır hapis istemiyle yargılanan SESA firmasının sahibi İbrahim Erdoğan, savunmasında suçlamaları reddetti. Tıbbi malzeme sektöründe geniş alanda faaliyet gösterdiklerini anlatan Erdoğan, kalp stentinin bu faaliyetlerinin küçük bir bölümünü oluşturduğunu söyledi. Stent fiyatlarının yıllar geçtikçe düştüğünü, ancak kamu kurumlarının gelişmeleri takip etmediği için protokol fiyatlarını yenilemediğini ifade eden Erdoğan, SSK'nın alım yöntemi konusunda tavrını belirlememesinin de sıkıntı yarattığını belirtti. Fiyatların düşmesinde patent fiyatlarının etkisi olduğunu savunan Erdoğan, yüksek patent bedeli ödeyen 8 firmanın, sonradan piyasaya giren firmalar karşısında zor durumda kaldığını, bunun için bazı girişimlerde bulunduklarını anlattı. Erdoğan, Mahkeme Başkanı Karabıyıkoğlu'nun, neden bu duruma gelindiği yönündeki sorusu üzerine şunları söyledi: ''SSK, 1999'a kadar çok iyi bir kurumdu. Teknolojik yeniliklere yetişkin personeliyle ayak uydurabiliyordu. Bu tarihten sonra SSK'ya siyasilerin dışarıdan ekipleri gelmeye başladı. Lise mezunu insanlar müdür oldu. SSK'nın yeniden yapılanmasına ilişkin bazı belgeler de yok oldu. Türkiye siyasilerden çekiyor. Protokol fiyatları her yıl yenilenseydi böyle olmazdı. Ben suç işlemedim. Bazı sıkıntıların yarattığı panikle kanunsuz iş yaptıysam onun cezasını da şerefimle çekerim.'' EDİN'İN İFADESİ Onmed firmasının sahibi Mehmet Nazif Edin de savunmasında suçlamaları kabul etmedi. ''Distribütörü olduğumuz tıbbi malzemeleri seçerken, anne ve babalarımıza rahatça verebileceğimiz kriterlerde olmasını gözettik'' diyen Edin, kendi firmasının ithal ettiği malzemelerin kaliteli olduğu için pahalı olduğunu iddia etti. Edin, kalp stentlerini 1750 dolara sattıklarını, tekrar tıkanma riskinin yüzde 10 olduğunu ifade ederek, SSK'nın aldığı malzemelerdeki riskin yüzde 40 olduğunu ileri sürdü. Yolsuzluğun boyutunun katrilyonlarla ifade edildiğini anımsatan Edin, SSK'nın 2001 yılındaki 1.2 katrilyon liralık harcamasının yüzde 90'ını ilaçların oluşturduğunu, tıbbi malzemelerde bu boyutta yolsuzluk olamayacağını söyledi. Sahibi olduğu Onmed firmasının SSK'ya defalarca indirim teklifinde bulunduğunu, ancak kurumun anlaşmaya yanaşmadığını savunan Edin, kuruma verdikleri dosyaların da kaybolduğunu iddia etti. Edin, faaliyetleri gereği bazı doktorları yurtdışı kongrelere gönderdiklerini anlatarak, ''Türk örf ve adetlerine göre önemli günlerde de bazı hediyeler aldık. Ben bunları rüşvet olarak kabul etmiyorum'' diye konuştu. Edin, mağdur olduğunu belirterek, tahliyesini istedi. ''BENİM İÇİN İŞİM, AİLEM VE BEŞİKTAŞ VAR'' Medikim firmasının sahibi Cezmi Mutlu da savunmasında, ticari kariyerine ağırlık verdi. ''Hayatta en çok işime, eşime, aileme ve Beşiktaş'a önem verdim'' diyen Mutlu, her zaman ticaret hayatını sürdürmek için çalıştığını söyledi. Çıkar amaçlı suç örgütünün içinde barındığı ileri sürülen Sağlık Gereçleri Üreticileri ve Temsilcileri Derneği'nin (SADER) yasal bir sivil toplum örgütü olduğunu belirten Mutlu, kartel oluşturmadığını, mal satmaktan kaçınmadığını öne sürdü. Mutlu, 1 Ocak 2000 tarihinden geçerli olmak üzere SSK'dan 1 trilyonun üzerinde alacağı olduğunu, taahhütname gereği de SSK'nın kendisinden 600 bin dolar alacağı olduğunu anlatan Mutlu, ''SSK'ya (alacağınızı tahsil edin) diyoruz, onu bile yapmıyorlar'' dedi. Mutlu, 6 aylık tutukluluğunun mağduriyetine yol açtığını savunarak, tahliyesini istedi. Duruşmaya, öğleden sonra devam edilmek üzere ara verildi. Sanıklar, ''çıkar amaçlı suç örgütü kurmak ve yönetmek, bu örgüte üye olmak, rüşvet vermek ve almak, resmi artırma-eksiltmeye hile karıştırmak; sağlığın korunmasında, tedavide ve tıpta kullanılan ilaç, kimyevi madde, alet ve diğer şeylerin satışından kaçınmak, kamu kurum ve kuruluşlarını dolandırmak, görevi kötüye kullanmak, teşekküle yardım, cürüm işleyenleri saklamak ve cürümün delillerini yok etmek'' suçlarından 1 yıl ile 64.5 yıl arasında değişen ağır hapis cezaları istemiyle yargılanıyor.