Objeleri, nesneleri, duvarları, hatta bulutları bile bazen insan veya hayvan suratlarına benzetebiliyoruz. Bu durum psikolojide Pareidolia olarak adlandırılıyor. Pareidolia, eskiden bir rahatsızlık olarak tanımlansa da, daha sonra normal bir durum olarak görülmeye başlandı. Bu durumu geçmişteki bazı bilim adamları tesadüf olarak görse de, psikolojide bu durumun yaşanmasında önemli etkenler bulunuyor. İşte Pareidolia ile ilgili detaylar...Pareidolia, hatalı anlam yükleme anlamına gelmektedir. Görülen şey, benzetilen şeye aşinalık içerdiğinden, o şeyi aslında olmadığı bir şeye benzetiriz. Çocukluktan beri bulutları, yerdeki su lekesini, binaların duvarlarındaki pencereleri ya da herhangi bir nesneyi insan sureti, hayvan figürü gibi çeşitli görünüşlere benzetmemizin adı pareidoliadır. Çoğu kişinin, hayal gücünün bir ürünü olarak anlamlandırdığı bu durumun nedeni aslında farklıdır. Beynimizin, nesneleri bu şekilde algılamasının bir nedeni vardır.Net olarak görülemeyen şeyleri hiç olmadığı bir şeye benzetme, birinin dizkapağını ünlü bir isme benzetme ya da domatesin içinde Allah yazdığını düşünme gibi şeyler çok sık karşımıza çıkmaktadır. Ya da fotoğraflarda olmayan insanları, ruhani varlıkları da görüyormuş gibi olabiliriz. Tüm bunlara afofeni ismi verilir. Alakasız nesnelerle hiç ilgisi olmayan şeyler arasında bağlantı kurarak netlik kazanmaya çalışırız. Beynimizin bize oynadığı bir oyundur bu. Beyin, net olarak algılayamadığı şeyleri çözmek için kusurlu bir şekilde çözme eğilimi gösterir. Geçmişte Carl Sagan ve Julian Huxley gibi bilim insanları, pareidolianın insanın kendine benzeyen diğer canlıları ve varlıkları tanımlamak için kendi kendine evrimleştirdikleri bir özellik olduğunu savunmuştur. Geçmişte yaşan insanlar, doğada hayatta kalabilmek için bu özelliği evrimleştirmiş, bu sayede hayatta kalabilmiştir. Bu oldukça tartışmalı bir konudur. Bu psikolojik durumun genellikle nesneleri insan suretine benzetme ya da alakasız bile olsa bazı sesleri insan sesiymiş gibi algılaması şeklinde karşımıza çıkıyor oluşu, bilim insanlarının ortaya attığı fikirlerin doğru olabileceğini göstermektedir. Nesneleri olduklarından farklı şeylere benzetmemizin nedenlerinden biri de tamamen tesadüf. Bir bulutu hayvana, su birikintisini elbise giymiş bir kadına benzetmemizin nedenlerinden biri, kabul etmesi zor olsa da tesadüftür. Pareidolianın oluşmasını tesadüfler tetikler.Pareidolia, geçmişten günümüze çeşitli şekillerde evrimleşmiştir. İnsanların zihni, insan zihnine benzer şekiller görmek üzere özelleşmiştir. Çünkü evrimsel süreçte insan yüzlerini tanımak ve ayırt etmek, oldukça önemli bir avantajdı ve bizlere seçilim baskısı yaratıyordu. Vahşi doğada hangi insanın hangi kabileden olduğunu bilmek, onu tanımak ya da saldırmaya hazır bir insan olup olmadığını anlamak; hayati önem taşıyordu.Bu nedenle beyinlerimiz, özellikle insan yüzüne benzeyen şekillere fazlasıyla duyarlıdır. Bunun bir getirisi olarak insan yüzü olmayan ancak genel hatlarıyla benzeyen şeyleri de insan yüzüne benzetme eğilimi taşıyoruz. Anlayacağınız evrimsel süreçte belirsiz ses ve görüntüleri tanıdık şeylere benzetmeye çalışmak, hayatta kalmak için oldukça önemli. İşte Pareidolia durumu yaşayabileceğiniz bazı fotoğraflar...