Neşet Ertaş'ın müzik kaygısı
Abone olTürk Halk Müziği Sanatçısı Neşet Ertaş, ''Para için müzik yapılmaz. Müzik, sanatçının kendi yüreğinde hissettiğini aktarmak istediği sürece önemlidir'' dedi.
AA muhabirinin sorularını yanıtlayan Neşet Ertaş, ekonomik
faktörlerin ve kaygıların sanatçıları yönlendirebildiğini söyledi.
Ancak kendisinin para için müzik yapmadığını belirten Ertaş, ''Para
için müzik yapılmaz. Para için yapılan müziğin değeri kalmaz.
Müzik, sanatçının kendi yüreğinde hissettiğini, içinden geçeni
aktarmak istediği sürece önemlidir. Ama bugün müzik ticari
ilişkilere dayanıyor. Kaset firması 'bu böyle olursa daha fazla
satarım' diyor. Sanatçıya bu şansı vermiyor'' diye konuştu.
Türkülerin hatırı sayılan, yalansız müzik olduğunu ve şu anda
hakettiği yerde bulunduğunu ifade eden Ertaş, şunları söyledi:
''Türkülerin dile getirildiği bazı saygın programlar var. Aklı
başında, gerçekten saygıdeğer programları yapmak TRT'ye düşüyor.
Ancak TRT'deki sanatçılar isteksiz ve hevessizler. Bu nedenle
üretemiyor ve yozlaşıyorlar. Bu da maaşlı olmalarından
kaynaklanıyor.'' -''TÜRKÜ KİM SEVERSE ONUN OLUR''- Bugüne kadar
yaptığı türküleri sahiplenmek isteyenler olduğunu bildiren Ertaş,
şöyle devam etti: ''Bu hoş değil, ancak önemsemiyorum. Sözlerimin
kullanılmasına razı olmuyorum. Havalarımızın üzerine söz
katıyorlar. Bunlar da hoş olmuyor. Noterden türkülerimizi
üzerlerine kaydedenler de oldu. Yeni bir türkü yazdın mı o halka
ait olur, hiç kimsenin değildir. Türkü, kim severse onun olur.
Hiçbir eserime sahip çıkmadım. Halkımız havasından anlıyor. Bu
yüzden şahide ihtiyaç duymuyorum.'' Telif hakları konusunun Türkiye
yavaş yavaş etkinlik kazandığını ifade eden Ertaş, bir kaç kuşak
sonra telif hakkı aramanın doğru olmadığını savundu. Önceden kimin
ne isterse onu okuduğunu belirten Ertaş, ''Sanatçı olup da türkümü
okumayan kalmadı. Bana danışıp sormadılar bile. Sözlerini
değiştirir, müziğini eksik çalarlar. Bunlar bugüne kadar hep böyle
oldu. Ama bazıları, kurnazlıkla bundan yararlanmak istiyor. Telif
Hakları Kanunu çıktığı için bunlar, dedesinin dedesinin havası
olmasına rağmen, eseri okuyanları mahkemeye veriyor. Ondan, hakkı
olmayan bazı şeyleri alıyor'' dedi. Ertaş, televizyonlardaki türkü
yarışmalarını da ''ticari'' ve ''tuzak'' olarak nitelendirdi.