Nema kredisine tefecilik suçlaması
Abone olNemaya karşılık verilmeye başlanan tüketici kredisi uygulamasına Bağımsız Kamu Görevlileri Sendikaları Konfederasyonu Genel Başkanı Resul Akay tepki gösterdi.
Kamuoyunda zorunlu tasarruf fonu olarak bilinen ve 1988 yılında
yürürlüğe giren 3417 Sayılı Çalışanları Tasarrufa Teşvik Hesabı
Kanunu ile tasarrufa mecbur edilen çalışanlardan katrilyonlarca
lira para toplanmıştır. Çalışanlardan zorla toplanan bu paralarla
kara delikleri yamayan, bütçe açıklarını kapatan, siyasi
yandaşlarına ucuz kredi veren hükümetler fonda biriken paraların
kaydının dahi tutulmadığını zaman zaman itiraf etmişlerdir. Fonda
biriken tasarruflar 5 Nisan 1994 tarihine kadar dövize
endekslendiği halde, 1994 krizinde dövizin tavan yapması ile
31,12,1993 tarihi itibari dövizden TL.ye çevrilmek suretiyle
çalışanlar trilyonlarca lira (o günkü para ile) zarara
uğratılmıştır. Bu tarihten itibaren iş başına gelen pek çok hükümet
fonu tasfiye edeceğini taahhüt etmesine rağmen 2003 yılına kadar
fon tasfiye edilememiştir. 2003 yılında işçi, işveren ve memur
sendikaları konfederasyonlarının sorumlu yaklaşımları sonucu fonda
biriken ana paranın 2003 yılında, nemalarının ise 2004 yılından
başlamak üzere üçer aylık dilimler halinde 10 taksitte ödenmesi
kararlaştırılmıştır. Konfederasyon başkanlarının ana para ve nema
ödemelerinin 3 yılı aşkın bir zamana yayılmasına rıza göstermeleri
ise, Devlet Bakanı Sayın Ali BABACAN’ın hazinenin ödeme güçlüğü
içerisinde olduğunu, anlayış gösterilmesi gerektiğini sıkça
vurgulamasından kaynaklanmıştır. Sonuçta, Sayın BABACAN’la,
Konfederasyon Başkanları arasında varılan mutabakat, 29 Nisan 2003
tarihli Resmi Gazetede yayımlanan 4853 sayılı Kanunla yürürlüğe
girmiştir. Bu düpedüz tefeciliktir. Hazinede para yok diyerek
çalışanları ve kamuoyunu aldatan hükümetin Ziraat Bankası aracılığı
ile çalışanların nemalarına karşılık tüketici kredisi vermesi
düpe-düz tefeciliktir. Bunu bir banker yapsa, bir tefeci yapsa, bir
batık bankacı yapsa ayıplarız, hatta lanetleriz. Bu uygulamayı
Hukuk Devleti olarak tanımlanan Türkiye Cumhuriyeti Devletini
yönetenler yaparsa ne diyeceğiz. Kısacası tuz kokarsa ne yapacağız.
Bu uygulama tuzun koktuğunu açıkça göstermektedir. Geçim darlığı
çeken bir vatandaşımızın yaşamakta olduğu sıkıntıyı fırsat bilerek,
onun elindeki vadeli çekini, senedini, tahvilini, bonosunu
değerinin altında kırarak alan tefecinin yaptığı eylemin meri
hukukumuzdaki ve kamu vicdanındaki yeri ne ise, çalışanların 15 ay
vadeli tasarruf nemalarını (18 ay değil) yüzde 25 kırımla
alınmasına onay veren Hükümetin uygulaması da aynıdır. Aralarında
biçimsel ve hukuksal anlamda hiç hiçbir fark yoktur. Oysa tefeci
ile hukuk devleti anlayışı birbiri ile asla bağdaşamaz. Hukuk
Devleti vatandaşını tefeciden, vurguncudan, soyguncudan,
kap-kaççıdan korur. Tefeci ise, Hukuk Devletinin boşluklarından
yararlanarak sıkıntı içerisindeki vatandaşlarımızı kündeye getirmek
suretiyle çarpar. Bu olayın en ürkütücü boyutu ise Hukuk Devletini
yönetenlerin tefeci ve vurguncu mantığı ile hareket etmeleridir.
Düşününüz ki, alacaklı olduğunuz bir kimse, ödeme güçlüğü
içerisinde olduğunu ve alacağınızı uygun taksitlerle 3 yılda
ödeyebileceğini söylüyor. Sizde, bu kişinin durumuna inanarak
iyilik yapıyorsunuz. İyilik yaptığınız bu kişi borcunun bitmesine
15 ay kala sizin zor durumda olduğunuz bir esnada alacağınızın
kalan taksitlerini yüzde 25 eksiği ile ödemek istediğine dair bir
öneri getiriyor. Bu kişi ile Hükümetin yaptığı eylem arasında
hiçbir fark yoktur. Bu bir fırsatçılıktır. Bu fırsatçılığı birileri
yapabilir, ancak Hukuk Devletini yönetenler böyle bir fırsatçılığı
bırakınız yapmayı, akıllarından bile geçirmemelidirler. Hükümetin
bu uygulaması Borçlar Kanununa açıkça aykırıdır. Hükümet,
çalışanları kümesteki kaz gibi görmekte ve çalışanların müzayaka
(zor durumda olması hali) halinden yararlanmak istemektedir. BASK
Konfederasyonu bu uygulamayı yapanlar hakkında suç duyurusunda
bulunacaktır. Çalışanların kaz gibi yolunmasına engel olmak için
AİHM’e başvuru yolu da dahil tüm hukuki yollara başvurmak için
girişimlerimizi başlatacağız.