Kaybedenler Kulübü Yolda filminin bireyleri cinselliğe yönlendirdi konusunda ileri sürülen iddialara için Nejat İşler ve Hande Doğandemir şunları söyledi: "Bir şekilde bunu anlatmak zorundayız. Ekranda öpüşmek yasak ama silahlar serbest." İkinci filmde seyirciyi neler beklediği konusunda İşler şunları söyledi: " Yiğit Özşener’in, ‘Kaan ile Mete’ye tekrar uğradık işte’ sözünü seviyorum. Bizim için de öyle oldu. İlk filmde bahsettiğimiz yol hikayesini göreceğiz. Hande Doğandemir ise: " Fiziksel dışında, içsel bir yolculuk var. Karakterlerin içsel yolculuğuna şahit olacağız. Sevda, bir yola çıkıyor ama aynı zamanda hayatında önemli kararlar aldığı ve kendini keşfettiği bir yol süreci oluyor" dedi. Bir fenomen ve kült bir yapım haline gelen ilk film sonrası 'beklentinin yüksek olması sizi korkuyor mu' sorusuna Nejat işler şöyle cevap verdi: "Benim için evet. İnternet sayesinde oldu. Film 485 bin civarında izlendi, ama internet sayesinde onun üzerine çıktı. Filmden bağımsız bir şey de olmaya başladı. Zaman içinde, yerine oturtmaya çalıştık." İşte Nejat işler Hande Doğandemir roportajının devamı... 90’lı yıllarda Kent FM’de olan ‘Kaybedenler Kulübü’ programından yola çıkıldı ama film, üzerine çıkmayı başardı. Bu ilgiyi bekliyor muydunuz? N.İ.: Başından bu yana tamamen şaşkınım. Hiç böyle olacağını düşünmüyordum. Ana akım sinemanın dışında bir proje bu. Onun dışında olmasına rağmen, bu kadar sahiplenilmesi enteresan geliyor. Yedi yıl önce filmde seks ve argo kelimeler olduğu için tepki gelmişti. Bu durumun devam etmesi korkutuyor mu? N.İ.: Tepki gelsin. Buranın ekmeğini yiyip, suyunu içtim. Bu ülkede çalıştım. Türkiye’yi kaç defa yurtdışında temsil ettim. Yaşam şekli olarak muhalif durabilir. Ama böyle yaşamlar da var. H.D.: Böyle hikaye anlattık diye, ötekileştirilecek miyiz? Sinemada olduğu için rahatız. İlişkiye özendirmek eleştirisini nasıl karşılıyorsunuz? N.İ.: Bir şekilde bunu anlatmak zorundayız. Bu arada film, çok büyük bir olay değil. Bu yaptıklarımız zaten olan şeyler. Dünyanın en güzel şeyi, ilişkiye özendirmek. Lisede bir arkadaşım, ‘Milletin birbirini öldürmesi mi yoksa sevişmesi mi daha iyi?’ demişti. Durum bu. H.D.: Ekranda öpüşmek yasak ama silahlar serbest. Sevmek kadar güzel bir şey yok. Dizilere ara mı verdiniz? H.D.: Her an ekranda olma gibi bir kaygım yok. Bu işi seviyorum. Özledim ama içime sinen bir şey olursa, kabul ederim. N.İ.: Eskiden dizi ve sinema diye ayrı bakardım. Şimdi iş günü ve yoğunluğu olarak bakıyorum. Dizide oynarım ama bir sinema çekimleri süresinde olur. Daha uzun süre çalışamam. İlk projesiyle başarılı olan biri hemen star lanse ediliyor. Yıllardır sektörün içindesiniz, bu durum sizi üzüyor mu? N.İ.: Herkes hak ettiğini bulur. ‘Mankenden oyuncu olur mu?’ polemiğine geri dönmeyelim. Burada önemli olan devamlılık. Ona bakarsan sektörün en uyumsuzlarından biriyim, halen bana iş geliyor. İlk projesiyle başarılı olan biri hemen star lanse ediliyor. Yıllardır sektörün içindesiniz, bu durum sizi üzüyor mu? N.İ.: Herkes hak ettiğini bulur. ‘Mankenden oyuncu olur mu?’ polemiğine geri dönmeyelim. Burada önemli olan devamlılık. Ona bakarsan sektörün en uyumsuzlarından biriyim, halen bana iş geliyor. Gümüşlük’ten başka yere gitmeyi düşünüyor musunuz? N.İ.: Aslında yurtdışına gitmek istiyorum. Biraz bu konuda geciktim ama şu an mükemmelim, gezeceğim. Bodrum’a da bağlı değilim, ne evim, ne de köyüm var. Evlilik düşünüyor musunuz? N.İ.: Buna biriyle beraber karar vermek gerekiyor. Tek başına olmaz. ‘Böyle bir kuruma inanmıyorum’ saçma cümlesini kullanmam. Zaten biriyle olmak zor, evlilik daha da zor. Çocuk olursa, evlenirim. H.D.: Bana uzak gibi gelmiyor. Zamanı gelirse, hissedersem olur. - Sağlık durumunuz nasıl? N.İ.: Gördüğünüz gibi iyiyim. Sağlıklıyım. Problem yok. - Nejat İşler olmak nasıl? N.İ.: O adam ben değilim. Benimle hiç alakası yok. Beni tanıyan bilir. Zaten tanıyanlar, gülüyor. Ekranda ve beyazperdede göründüğü gibi mükemmel biri değilim