Internet Haber Mobil Uygulama
Internet Haber mobil uygulamasını denediniz mi?
Internet Haber mobil uygulamasını denediniz mi?
Bazı yayın organları son dönemlerde anlaşmışcasına,
"Cumhurbaşkanı Erdoğan ve nefret dili" konulu
tartışma programları yapıyor.
Yine hepsi anlaşmışcasına, "Bu dil Türkiye'yi bölünmeye ve
kitleleri birbirine kırdıracak sürece götürüyor" diyerek
olayın vehametini anlatmaya çalışıyor.
Fakat dikkat ediyorum, ekrana çıkanların çoğundan fazlası, bugüne
kadar söylemleriyle toplumu kin ve nefrete sürükleyen isimlerden
oluşuyor. Çoğunun hayalinde bugün bile silahlar patlıyor, idam
sehpaları kuruluyor, iktidarlar devriliyor.
Nefret yüklü insanlarla barışın dilini yeniden oluşturma çabasına
girişmek, kuşları suda yüzdürmeye, balığı havada uçurmaya çalışmak
gibi bir şey...
Türkiye bunları elbette konuşabilmeli ve pek tabi ki Cumhurbaşkanı
da eleştirilebilmeli. İktidarın sokağında slogan atmakla suçlanan
ben bile, bunu zaman zaman yapıyorum. Lakin siyaha beyaz, beyaza
siyah demeye and içmiş bir zümre gibi değil, kendi hakkaniyet
terazimde tartarak yapmaya çalışıyorum bunu...
Şunu kabul ediyorum. Bizi biz ve bir yapan değerler, adına
siyasetçi ve gazeteci dediğimiz kasapların keskin dilleri arasında
lime lime edilip duruyor. Hepimiz bu süreçte tepemizde çınlayan
kılıçların, fırlatılan zehirli okların menzilinde kaldığımız için
darbeler alıyoruz.
Bizi yaralayan kılıç kimin elindeyse, bahsettiğim zehirli ok hangi
yönden gelmişse o yöne bakıp rica ve isyan karışımı çağrılarla
onlara tepkimizi gösteriyoruz.
Hal böyleyken, yukarıda saydığım medya kuruluşları kendilerinin hiç
kabaheti yokmuş gibi neden sadece Erdoğan'ı ve onun dilini
tartışıyor? Yıllardır dehşeti ve korkuyu halkın koynuna sinsi bir
yılan gibi sokanların geldiğimiz süreçte hiç mi kabahati yok?
Sözüm o medya mensuplarına...
Gelin bugün; Allah korkusunu, vicdan duygusunu ve ahlak olgusunu
bir kenara bırakmadan şu meseleyi konuşalım.
Yıllardır bu ülkenin medyası, Başbakan'ın ağzından çıkan her sözü
birer yasa, veyahut birer kanunmuş gibi halka aktarıp,
"Yaşam tarzına müdahale ediliyor. Ayaklan!"
diyerek şiddeti ve nefreti körüklemediniz mi?
Farzı misal...
"Türkiye'de alkol yasaklandı" diye saatlerce yayın
yaptınız, çarşaf çarşaf manşetler attınız, sayfalar dolusu yazılar
ve analizler yazdınız?
Alkol yasaklandı mı?
Çocuk istismarını engellemek ve porno yayıncılığın önüne
geçmek için çıkarılan yasayı "Türkiye'de internet
yasaklanıyor" yalanıyla köpürterek insanları sokaklarda
eylem yapmaya zorladınız.
İnternet yasaklandı mı?
"Türkiye'de kürtaj yasaklandı" diyerek yüzbinlerce
kadını sokaklarda eylem yapmaya zorladınız.
Kürtaj yasaklandı mı?
"Türkiye'de sezeryan yasaklandı" dediniz, yine
yüzbinlerce kadının bedeni üzerinden nefret tolumları
filizlendirdiniz.
Kürtaj yasaklandı mı?
"Öğrenci evleri yasaklanıyor" dediniz, onbinlerce
aileyi ve öğrenciyi ayaklanmaya çağırdınız.
Öğrenci evleri yasaklandı mı?
Erdoğan'ın 3 çocuk tavsiyesini sanki bir kanun maddesiiymiş gibi
duyuyarak insanların önüne hedef olarak attınız.
3 çocuk mecburiyeti getirildi mi?
"AK Parti giyim tarzına müdahale ediyor" dediniz,
sanki herkes zorla tesettüre sokulacakmış gibi vesvese
ürettiniz.
Bugüne kadar kimin kılığına kıyafetine karışıldı?
Hadi diyelim ki Erdoğan nefret dili kullanıyor tezinizi kabul
edelim.
Peki Erdoğan'a ve Erdoğan'ın şahsında kendisine oy veren seçmen
kitlesine yönelik kullanılan dile ne diyeceğiz? Ülkenin bu hale
gelmesinde acaba medyanın hiç mi suçu günahı yok? Medya olaylara
tam anlamıyla tarafsız gözle bakabildi mi?
İki tarafın da değerlerini ve mukaddeslerini yeterince gözetebildik
mi? Gözetmekten de vazgeçtim, bu kutsallara küfredilmesinde adeta
aracılık etmedik mi?
Kıyaslamak doğru değil ama, yaşandığı için yan yana yazacağım.
Biri diğerinin Ramazan ayına saydırdı, öteki berikinin 19 Mayıs
kutlamasına hakaret etti. Biri 23 Nisan'a saldırdıysa diğeri kandil
gecesine... Biri 10 Kasım'a, diğeri Kutlu Doğum Haftası'na... Biri
Cumhuriyet Bayramı'na, diğeri Kurban Bayramı'na sövüp durdu.
Biri laikliği hedef alınca diğeri İslam Dini'ni, biri Anayasa'yı
hedef alınca diğeri Kur-an'ı Kerim'i hedef aldı. Biri,
"Atatürk alkolikti" deyince öteki, "Senin
peygamberin de sübyancıydı" diyerek saldırdı.
Yaptığınız şey bu savaşı, "Atatürk'e hakaret" ve
"Şeriat geliyor" diyerek yaymak oldu. Bununla da
yetinmeyip daha fazla hakareti sizler etmediniz mi?
Her yıl ramazan ayında "Oruç tutmuyor diye saldırıya
uğradı?" diyerek yalancı bir mağdur üretenler kimlerdi?
"Kurban bayramında hayvanları kesmek barbarlıktır"
diyerek bir inancı ve o inancın mensuplarını barbar gibi gösteren
gazeteciler nerede yazıyordu?
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ve Başbakan
Erdoğan'ın eşlerine sırf başörtülü oldukları için,
"Koyun başlılar" diye
hakaret eden gazeteci Cüneyt Arcayürek hangi gazetede
yazıyordu? "Bunlar menfaati için anasını bile
satar" diyerek Erdoğan ve ekibine
"namussuz" damgası yapıştıran yazar, kimin baş
yazarıydı?
Yıllar yılı gerek kamuda, gerekse eğitimde başörtüsü yasağını
savunarak toplumu bölen manşetleri kimler atıyor, programları
kimler yapıyordu? "411 el kaosa kalktı" diye
manşet atan gazete hangisiydi?
Daha sayayım mı?
Hür ve özgür iradesiyle seçtiği partiye oy veren büyük kitlelere,
"Göbeğini kaşıyan adam, bidon kafalı, makarnacı, kömürcü,
cahil, koyun" demek, AK Parti'ye oy veren başörtülü
kadınları "Erdoğan'a şevhetle bakan varoş tipli
cariyeler" diye aşağılamak nefret dili kapsamına girmiyor
mu?
Türkiye Cumhuriyeti'nin Cumhurbaşkanı'na gazetelerinde ve
televizyonlarında, "Yezit, Ebu-Cehil, Hırsız, Tiran,
Nemrut, Münafık" diyen sizler değil misiniz?
"Kaçacak, asılacak, sürüne sürüne ölecek, kellesi
kesilecek" diyenler kimler?
Dünya üzerinde namusu da dahil olmak üzere tüm değerlerine bunca
küfür ve hakaret edilen bir başka lider daha yoktur.
Kabul!
Gelin Erdoğan'ın nefret dili kullanıp kullanmadığını hep beraber
tartışalım. Ama öyle bir kenara çekilip masum rolü oynamayacaksanız
tartışalım. Meşhur bir söz vardır: "Fısıltıyla söylenen bir
yalan, bir milleti öldürür" diye.. Siz yalanları
fısıltıyla değil, bağıra bağıra söylediniz yıllarca...
Gerek Erdoğan'a karşı olanların, gerekse bizzat Erdoğan'ın
kullandığı dilin tek nedeni bizzat sizsiniz!
NOT: Kabataş'ta saldırıya uğradığı iddia edilen
başörtülü kadın meselesi, bugünlerde medyada yeniden köpürtülüyor.
Pazartesi günü bu meseleye dair benim de söyleyecek sözüm
olacak.