Nedim Şener ve Ahmet Şık tahliye edildi
Abone olTutuklu gazeteciler Nedim Şener, Ahmet Şık, Sait Çakır ve Coşkun Musluk, yargılandıkları mahkeme tarafından 'suç vasfının değişme ihtimali' ve 'tutuklu kaldıkları süre' dikkate alarak tahliye edilirken hükümet sözcüsü Arınç 'Doğru olan budur' dedi.
İstanbul 16'ıncı Ağır Ceza Mahkemesi, tutuklu gazeteciler Nedim
Şener, Ahmet Şık, Sait Çakır ve Coşkun Musluk'un tahliyelerine
karar verdi.
Mahkeme kararına gerekçe olarak 'suç vasfının değişme ihtimalini' ve 'tutuklu kaldıkları süreyi' gösterdi.
Mütalaasını açıklayan Savcı Ufuk Ermertcan, Odatv yazarı Sait Çakır'ın tahliyesini isterken, diğer dokuz sanığın tutukluluk halinin devamı yönünde karar verilmesini istemişti.
45 günlük aranın ardından bugün devam edilen dava kapsamında Silivri Cezaevi'nde tutuklu bulunan Oda Tv Genel Koordinatörü yazar Doğan Yurdakul, 21 Şubat'ta sağlık sorunları nedeniyle tahliye edilmişti.
Özel yetkili İstanbul 16'ıncı Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen
davanın 11 duruşmasına aralarında Nedim Şener, Ahmet Şık ve Hanefi
Avcı'nın da bulunduğu tutuklu 9 sanık katılırken ikinci Ergenekon
davasının tutuksuz sanığı bu davanın tutuklu sanığı Yalçın Küçük
ise duruşmaya katılmadı.
Duruşmada, Ahmet Şık'ın avukatı Fikret İlkiz ek savunmasını yaptı. "Şüpheliler gazeteci olmasına rağmen iddianamenin özü örgüt yaratmaktır" diyen İlkiz, iddianamenin suçlu göstermek için özel bir niyetle hazırlandığını savunarak suçlamaların somut olmadığını iddia etti.
İlkiz, "Bu dava gazetecilerin yargılandığı davaysa biz de yargılanan gazeteciyiz. Gazeteciler yalan haber yaptıkları için değil gerçekleri yazdıkları için tutuklu olduklarını biliyorlar" dedi.
Türkiye'nin 'basın özgürlüğüne yönelik kısıtlamalara yöneldiği' suçlamalarına örnek gösterilen davada özel yetkili İstanbul Cumhuriyet Başsavcı Vekilliği'nce hazırlanan iddianamede, sanıklara yöneltilen suçlamalar arasında 'silahlı örgüt kurmak ve yönetmek', 'kaos ortamı oluşturmak amacıyla halkı kin ve düşmanlığa tahrik etmek', 'devletin güvenliği veya iç ve dış siyasal yararları bakımından niteliği itibarıyla gizli kalması gereken bilgileri temin ekmek', 'yasaklanan bilgileri temin etmek', 'adil yargılamayı etkilemeye teşebbüs etmek', 'özel hayatın gizliğini ihlal etmek' gibi unsurlar öne çıkıyor.
6 sanığa tahliye yok
Mahkeme aralarında Yalçın Küçük ve Soner Yalçın'ın da bulunduğu 6 tutuklu sanığın ise tutukluluk halinin devamına hükmetti.
Mahkeme kararına, 'tüm deliller birlikte değerlendirildiğinde kuvvetli suç şüphesini gösteren olguların bulunması, delillerin henüz tamamen toplanmamış olması ve dosyadaki dijital verilerle ilgilii henüz bir bilirkişi raporunun sunulmamış olmasını' gerekçe gösterdi.
Mahkeme kararını açıklamak için sadece sanık avukatlarını salona alırken sanık yakınları ve basın mensupları içeri girmesine izin verilmedi.
Mahkeme ayrıca, dava dosyasındaki dijital verilerle ilgili bilirkişi raporu hazırlayacak olan TÜBİTAK'a olası gecikmenin önlenmesi amacıyla raporun en hızlı şekilde hazırlanması için yeniden müzekkere yazılmasına karar verdi.
Duruşma 18 Haziran'a ertelendi.
Arınç: Doğru olan budur
Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Bülent Arınç, tutuklu gazeteciler Nedim Şener, Ahmet Şık, Sait Çakır ve Coşkun Musluk'un tahliyelerine karar verilmesiyle ilgili olarak, "Tahliyelerden sadece memnuniyet duyulur. Özellikle gazeteci kimlikleri olan arkadaşlarımızın 375 gündür yani bir yıldan daha fazla içeride tutuklu kalmış olmaları üzüntüye muciptir" dedi.
Arınç, "Doğru olan budur. Bugüne kadar bunun uygulanmamış olmasını aslında sorgulamak gerekir. Kişisel düşüncem olarak söyleyeyim, suç vasfının değişme ihtimali ceza hukukunda çok önemlidir. Tutukluluk süresinin bir hayli uzun olması ceza hukukunda çok önemlidir. Toplanan deliller ve diğer sebeplerle de bir şüphelinin sanığın tahliyesine karar veriliyorsa bunun çok önemli bir karar olduğunu söylemek isterim.'' dedi.
AB karardan memnun
Avrupa Birliği, "Ergenekon" soruşturması kapsamında Odatv'de yapılan aramalara ilişkin açılan davanın tutuklu sanıkları gazeteciler Nedim Şener, Ahmet Şık, Sait Çakır ve Coşkun Musluk'un tahliye edilmesini memnuniyetle karşıladığını bildirdi.
AB'nin genişlemeden sorumlu komisyon üyesi Stefan Füle'nin sözcüsü Peter Stano, yaptığı açıklamada, mahkeme kararıyla ilgili "memnun edici bir adım" ifadesini kullandı.
Stano, ifade özgürlüğü, özgürlük ve güvenlik hakkı ve adil yargılanma hakkını tehlikeye atmaya devam eden yapısal sorunların çözülmesi çağrısında bulundu.
Sözcü Stano, "Bilhassa Türk Ceza Kanunu, Terörle Mücadele Kanunu ve Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu'nda ifade özgürlüğünü kısıtlayan hükümlerin değiştirilmesi gerekmektedir'' dedi.
Sözcü, Odatv davasında yakın takibi sürdürerek sonbaharda yayımlayacakları ilerleme raporunda bu konuya yer vereceklerini söyledi.