Neden kilo alıyoruz?
Abone olSebeplerini öğrenin ki sorunu çözün. İşte şişmanlığa sebep olan gizli düşmanlar...
Bugüne kadar hesap basitti: Çok fazla yemek ve az hareket etmek
kocaman bir göbek demekti. Ancak bu bilgiyi küçücük çocukların bile
bilmesine rağmen değişen bir şey olmadı. Dünyada genel olarak
baktığımızda obezite azalmıyor tersine artıyor.
Ancak endokrinoloji uzmanları şişmanlığa sebep olan yeni faktörler
de keşfettiler. Bilimadamları ‘elbette ki insanların
yakabileceğinden daha fazla kalori edinmesi her zamanki gibi en
büyük problemimiz’ diyor ancak işin içinde başka faktörlerin de
olduğunu belirtiyorlar. İşte şişmanlığa sebep olan gizli
düşmanlar:
1. UYKU PROBLEMLERİ
Yapılan araştırmalar, günde 12 saatten az uyuyan okul çağı
çocuklarının, 12 saat ve daha çok uyuyanlara göre 3.5 kat daha
fazla obezite riskine sahip olduklarını ortaya koyuyor. İşin en
ilginci anne-babanın obez olması, hareketsizlik, uzun saatler TV
seyretmek gibi faktörlerin hiçbir bu çocuklarda uyku kadar etkili
olmuyor! Bilimadamları bunu uyku sırasında leptin hormonunun
seviyesinin düşmesine bağlıyor.
Çünkü leptin vücutta metabolizmanın hızlanmasına yardımcı oluyor ve
açlık hissini önlüyor. Bu süreç yetişkinlerde de aynı şekilde
işlediği için gece uykusuna özellikle dikkat etmeniz gerekiyor.
Uyku öncesinde yapacağınız ılık bir duş ve içeceğiniz bir bardak
sıcak süt sizi daha da rahatlatacak. Eğer kronik bir uyku
probleminiz varsa mutlaka bir doktora danışmalısınız.
2. GENETİK MİRAS
Gen araştırmaları şimdilerde şişmanlıkla ilgili araştırmaların en
önemli ayağını oluşturuyor. Çünkü açlığın sorumlusunun bazı genler
olduğu düşünülüyor. Tek yumurta ikizleriyle yapılan araştırmalar
gösteriyor ki vücut ağırlığının yüzde 70’ine kadar olan kısmını
genlerimize sadece yüzde 30’luk bir bölümünü ise çevre faktörlerine
borçluyuz. Bilimadamları şişmanlığa yol açan gen sayısının 30-100
arasında olduğunu söylüyor.
Hepsinin tek başına çok küçük bir etkileri var. Ancak bir araya
geldiklerinde tartının ibresini fırlatıveriyorlar. Buna göre iştahı
artıran genler, vücuda elma veya armut formunu veren genler,
metabolizmayı yöneten genler belirlenmiş durumda. Yuvarlak genlere
sahip olanların maalesef yediklerine çok dikkat etmesi gerekiyor.
Her şeyden önce özellikle yaşamın belli dönemlerinde özellikle
dikkat etmeniz gerekiyor. Örneğin hamilelik döneminde veya menopoza
girerken. Doktorlar gelecekte bu gen durumunu dengeleyecek
ilaçların çıkacağını söylüyor. Ama o zamana dek yapılacak şey
beslenme alışkanlıklarına dikkat etmek.
3. İLAÇLARIN ETKİSİ
Pek çok kadın bazı doğum kontrol ilaçlarının yarattığı kilo
problemlerinden haberdar. Aslında sadece doğum kontrol ilaçları
değil genel olarak pek çok ilaç fazla kiloya sebep olabiliyor. O
yüzden hastasına ilaç yazan bir doktorun bu konuda hassas
davranması gerekiyor. Örneğin bazı depresyon ilaçları 3-4 kiloya
kadar artışa sebep olabiliyor. Tansiyon için kullanılan kimi
ilaçlarsa ekstra 2 kilo anlamına gelebiliyor. Diyabet ilaçlarının
3-4, insülin şırıngalarının ise uzun vadede 10-15 kiloya kadar
artışa sebep olduğu biliniyor.
Bu yüzden özellikle diyabet problemi olanların erkenden spor
yapmaya başlamaları tedavi sırasında gelebilecek kilolara karşı
koymaları açısından önemli. Eğer ilaç kullanımında kilo alma gibi
bir endişeniz varsa bunu mutlaka doktorunuzla paylaşmalısınız.
Belki de daha ince bir alternatifiniz olabilir.
4. KLİMALAR
Üşüdüğümüzde veya terlediğimizde vücudumuz ısıyı ayarlamak zorunda
kalır ve bunun içinde enerjiye ihtiyacı olur. Klimalar ise işte bu
görevi üstlenirler. Hayvanlar üzerinde yapılan bir deneyde sıcakta
veya soğukta kilo verdikleri gözlemlenmiş. Gün boyunca sabit olarak
ısıtılan veya klimayla soğutan mekanlarda yaşıyoruz. Bu ısı
ortalama 26 derece civarında. Ve tam da bu ısıda ekstra hiçbir şey
yakmak mümkün değil. Bu yüzden vücudunuza rahat vermeyin ve onu
zaman zaman ısı değişimlerine maruz bırakın. Mesela saunaya girin
ardından buz gibi havuzda yüzün. Hatta bazı geceler pencereler açık
olarak uyumaktan korkmayın. Bu sizin bağışıklık sisteminizi de
harekete geçirecek emin olun.
5. EVLENMEk
Sadece kişisel tecrübeler değil bilimsel araştırmalar da evliliğin
yemek alışkanlıklarını hem kadın hem de erkek açısından bilinçsizce
değiştirdiğini ortaya koyuyor. İngiltere Newcastle Üniversitesi
bilimadamları, yaptıkları çalışmalarda evlendikten sonra erkeklerin
daha sağlıklı beslendiklerini, kadınlarınsa yemelerine çok fazla
dikkat etmeyip kilo aldıklarını ortaya çıkarmış. Uzmanlar bunun
sebebini kadınların daha fazla et ve büyük porsiyonlarda yemek
yemesine, evlilikle ilgili strese daha yatkın olmalarına ve genel
olarak sağlıksız beslenmelerine bağlıyor.
Peki bu konuda ne yapılabilir? Bilimadamları esprili bir cevap
veriyor ya bekar kalacaksınız ya da eski sabit beslenme
alışkanlığınızı devam ettireceksiniz.
6. NİKOTİN
Her geçen gün daha çok insanın sigaradan vazgeçmesi sağlık
açısından çok güzel bir şey. Ancak bunun etkilerini sadece
ciğerlerde ve deride değil maalesef tartıda da görüyorsunuz.
Amerika’daki Michigan Üniversitesi bilimadamları sigarayı
bıraktıktan sonra sanıldığından da çok kilo alındığına dikkat
çekiyor. Diyelim sigara içerken 2-6 kilo fazlanız varsa sigarayı
bıraktıktan sonra bu fazlalık rahatlıkla 7-8 kiloyu bulabiliyor.
Çünkü nikotin iştahı kesiyor ve metabolizma çalışmasını
hızlandırıyor. Ancak kilo bile alsanız yine de değer çünkü sağlığa
nikotinden daha fazla zarar veren bir şey yok.
Uzmanlar sigarayı bırakanların özellikle ilk 6 ay çok dikkat
etmeleri gerektiğini söylüyor. Kilo alımını önlemek, kilo almaktan
daha kolay. Önemli olan bunun bilincine içtiğiniz son sigarada
varmak ve buna göre bir bilanço yapmak. Yani daha az yemek ve daha
çok spor yapmak.
7. YAŞ
Araştırmalar, insanoğlunun 20 yaşının ortasına kadar
her ay 300 gram aldığını gösteriyor. Yaşlandıkça da kas grubundan
kaybediyoruz. Ancak bu kas grubu önemli çünkü tek başlarına bile
kalori yakmak için onlara ihtiyacımız var. 25-30 yaşlarında kilo
daha da çok artıyor. Bu 40 yaşına kadar böyle gidiyor. Menopoz
döneminde östrojen azaldığı için ekstra kilolar alınıyor. Bu yüzden
yaşlandıkça kas egzersizlerine önem vermelisiniz. Ayrıca protein
tüketimini de artırmalısınız. Çünkü kas gücünü artırmak için
proteine ihtiyacınız var.
8. STRES
Bütün bir gün etrafta koşuşturursak aslında kilo vermemiz gerek
değil mi? Ancak Amerika’daki Chicago üniversitesi’nde yapılan bir
araştırma bunun aksini gösteriyor. Özellikle kadınlar stres
zamanlarında lüzumsuz bir şekilde kilo alıyorlar. Üstelik stres
faktörleri ne kadar artarsa o kadar çok kilo alıyorlar. Çünkü stres
sırasında kortizol denilen bir madde salgılıyoruz. Bu da yağ
hücrelerini harekete geçiriyor ve enerjinin görevini yapmasını
engelliyor.
Bu stres yükü haftalar boyu sürerse o zaman vücut, yağ deposu
rezervini artırıyor. Bu yüzden kendinize zaman zaman mutlaka özel
vakit ayırın. Stresinizin üstesinden gelebilmek için birileriyle
konuşmak ya da düşüncelerinizi yazıya dökmek de iyi gelebilir.
Boston Üniversitesi’nde yapılan bir araştırmanın sonuçlarına göre
gerilimden en kolay kurtulmanın yolu onun üzerine gitmek.