Necati Çelik Erbakan'ı eleştirdi
Abone olÇelik, Sinemis Yayınları'ndan çıkan ‘28 Şubat ve İrtica Tehdidi’ kitabında o döneme ilişkin bakın neler dedi?
Refahyol'un Çalışma Bakanı Necati Çelik, Başbakanlık’ta tarikat
liderlerine verilen iftar yemeğinin de, Kaddafi'nin sözlerine tepki
gösterilmemesinin de büyük bir hata olduğunu söyledi. 28 Şubat
sürecinde Refah Partisi'nden Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı olan
14 yıl da Hak-İş Genel Başkanlığı yapan Necati Çelik, Sinemis
Yayınları'ndan çıkan ‘28 Şubat ve İrtica Tehdidi’ kitabında dönemin
Başbakanı Erbakan ve Yardımcısı Tansu Çiller'i sert biçimde
eleştirdi. Çelik, Başbakanlık’ta tarikat liderlerine verilen iftar
yemeğinin de, Kaddafi'nin sözlerine tepki gösterilmemesinin de
büyük bir hata olduğunu söyledi. Dönemin Adalet Bakanı Şevket
Kazan'ın Sincan Belediye Başkanı Bekir Yıldız'ı hapishanede ziyaret
etmesinin büyük bir yanlış olduğunu da belirten Çelik, Başkan
Yıldız'ın düzenlediği Kudüs Gecesi'nin sorumluluğunun da aslında
parti yönetiminde olduğunu iddia etti. Hükümetiz, ama Başbakanlık
konutu kullanılmıyor. Başbakanlık konutunun bir şekilde
kullanılması lazım. Büyük bir imkán orası. Neden kullanmıyorsunuz
Hocam dedik. Dedi ki, işte oraya Türkiye'nin alimlerini, tarikat
önderlerini, cemaat önderlerini toplayacağız; bir yemek yiyeceğiz,
dua edeceğiz, ondan sonra kullanmaya başlayacağız. Onun üzerine
konuya muttali olduk. Bunun üzerine; ‘Sakın böyle bir şey yapmayın,
yanlış olur. Türkiye şartlarını bırakın, ortağınız bile buna tepki
gösterir’ dedik (...) Eksik olmasın, orda yapılan yanlış olur
tesbitlerini dikkate aldı ve peki dedi. Ama bizim yanımızda Ankara
Milletvekili Hasan Hüseyin Ceylan'ı çağırdı ve sen böyle bir davet
olursa kimleri çağırabiliriz bir liste yap dedi. Başörtüsü
konusunda susmamızı önerdiler Özellikle ANAP'taki dostlarımız ve
bizzat Sayın Mesut Yılmaz tarafından bize uyarılar yapılmıştır.
Bana yapılmıştır. Yanlış hatırlamıyorsam Sayın Cemil Çiçek'e ve
Sayın Ali Coşkun'a Mesut Bey başbakanken susmamız konusunda
uyarılarda bulunmuştu: ‘‘Aman ne olur partinizin yanlış yapmasına
fırsat vermeyin, aksi halde partinize vaki bir faaliyet, siyasetin
bütününü kapsar. Bütünüyle siyasi alanı daraltır. Sizinle sınırlı
kalmaz, size yapılacak muamele hepimizi kapsar, ne olursunuz buna
engel olun.’’ DYP’liler yasağı kaldırmayı reddetti 54. hükümet
olarak biz başörtüsü yasağını kaldıran bir kanun tasarısı
hazırladık. RP'li bakanlar olarak da imzaladık. Ama DYP'li
bakanların hiçbirine imzalatamadığımız için geri çektik.
Hazırlanmamış kabul ettik ve hiçbir yerde bunu ifade etmedik,
hükümetin selameti bakımından sıkıntı yaşanmasın diye. Kaddafi’nin
sözlerine müdahale edilmeliydi Kaddafi, hezeyanlarını peşi sıra
sıralamaya başlayınca, derhal müdahale edilmeliydi ve böyle bir
konuşmanın muhatabı olunamayacağı kendisine kararlılıkla ifade
edilmeliydi. Belki siyasi nezaketten, belki de Erbakan Hoca'nın
beyefendiliğinden Kaddafi yararlanmıştır. Belki Erbakan Hoca'nın
dindar kişiliği, dünya çapında yapılmış din eksenli
organizasyonların birer üyeleri olmaları veya o organizasyonları
birlikte planlamış olmaları, birlikte katılmaları gibi birçok etken
belki Erbakan Hoca'nın sabretmesine sebep olmuştur. Ama dediğim
gibi, gerekçesi ne olursa olsun Türkiye Cumhuriyeti devleti adına o
ziyarette, o hezeyanların dinlenmemesi gerekirdi. Çiller’in
aklandığı oylamaya Şevki Yılmaz katılmadı Şevki Yılmaz, Tansu
Hanım'ın aklandığı oylamaya bilerek katılmadı ve bu vesileyle ben
kendisiyle konuştum. O da, bu oylamaya katılıp dosyaların reddi
yönünde oy kullanmayı nefsime sindiremiyorum, dedi. İçimizde bir
tek o Tansu Hanım'ın lehinde oy kullanmadı. Bizler gönül huzuruyla
Tansu Hanım'ın aklanması lehinde oy kullanmış değiliz. Hepimiz
verdiğimiz oylardan dolayı rahatsızlık duyduk. Demokrasiyi inanarak
savundum, dert oldu Erbakan Hoca ve ekibinin demokrasi ve
cumhuriyete karşı oldukları suçlaması 30 yıldır yapılıyor (...)
Demokrasiyi inanarak savunmalıyız. Demokrasiyi balkonda savunup
içeride nereden çıktı bu Yunan felsefesi dememeliyiz dediğim için,
eğitim listesinden çıkartıldım. Özbek Paşa’ya direnilmedi Osman
Özbek Paşa'nın beyanları karşısında hükümet kararlı olsaydı, 28
Şubat hareketi yürütülemezdi. Toplum bütünüyle hükümetin yanında
yer alırdı. Tayyip Erdoğan bir fırsattır Tayyip Erdoğan'a siyaset
yasağı geldiği zaman parti içindeki çekirdek kadroda yer alanların
sevindiklerini görmedim. Ama Tayyip Bey'in önünün kesilmiş olması,
bu hareketin derinini teşkil eden zevatı çok da rahatsız etmedi
(...) Aklı başında hiçbir Müslümanın demokrasiyle ve laiklikle bir
problemİnin olamayacağını tam bir kararlılıkla ifade ediyorum. Bu
tesbit ve değerlendirme aydınımız, bürokrasi ve medya tarafından da
yine tam bir kararlılıkla desteklenmelidir. Ülkemizin çıkışı
buradadır. Ve Sayın Tayyip Erdoğan'la yakalanan bu fırsat iyi
değerlendirilmelidir. İlk işareti Hürriyet’te vermişti Necati
Çelik, yayınlanan kitabının ilk işaretini 11 Şubat 2002 tarihli
Hürriyet'teki demeciyle vermişti. Çelik, Erbakan ve ekibini
suçlarken, ‘‘Bu zevatın Türkiye'ye verdiği zararın boyutunu ölçmek
mümkün değil’’ demişti. Kaynak: Hürriyet