Bütün günü televizyon karşısında geçirdim… Haberleri izledim,
gazeteleri okudum, yüzüm asıldı, moralim bozuldu… Şöyle insanı
kendine getirecek bir haber, haberlerin arasında, kıyısında
köşesinde Türkiye için hayırlı diyebileceğim bir kırıntıya bile
rastlamadım.
Ne yazayım diye düşünüyorum.
Sahi ne yazayım?
MİT krizini mi yazsam yine? Nesini yazabilirim ki?
Şimdi ben dayanamam, yine hukuka müdahaleye getiririm sözü…
Konunun beni en çok ilgilendiren yönü bu çünkü. Bağımsız yargının
olmadığı bir ülke, akciğerleri bitmiş, nefes alıp vermekte
zorlanan, yatağa ve aletlere mahkûm bir hasta gibidir…
Ama başbakan yardımcısı, “Soruşturma devam ederken yasa
değiştirmek yargıya müdahale olmaz” dedi… Sorsam ; “Ne zaman
değişirse müdahale olur?” diye…
Cevap veremez bence…
Neyse…
Hala ne yazayım diye düşünüyorum.
Sahi ne yazayım?
Whitney Houston ölmüş. Bu kadar güzel bir yaşta, böylesine
başarılı bir kadın, bir otel odasında tek başına ölü bulununca,
ölümün iç sıkan yüzü daha da sıkıyor insanı… Hani, sanki yanında
biri olsa ölümün soğuk yüzü ısınacakmış gibi… Arkasından
yapılan yorumları okuyorum, “hayat kısa” diyor bazıları… Oysa hayat
çok da kısa gelmiyor bana… Belki de kısa, karar veremiyorum…
Sevgililer gününü haber yapıyor haberciler… Aslında bu iyi bir
haber… Sevgililer günü diye bütün gazeteler kırmızı… Reklâmlar
kırmızı… Her yer kalp… Her yerde, her şeyin üstünde seni seviyorum
yazıyor…
Bir güne sığdırılmaya çalışılmasını anlamlı bulmayanlar var,
hediye almayı gereksiz bulanlar var, para tuzağı diyenler var,
benim için her gün sevgililer günü diyen var!
Çoğu erkek!
Yabancı ülkelerden güller getirilmiş soğuk hava yüzünden… Fiyat
iki katına çıkacakmış… İyi haber yerini bir anda kötü habere
bırakıyor…
Olsun…
Gerçekten sevdiğin biri varsa, bir demet güle harcanacak para
boşa gitmez bence…
Harca gitsin…
Sevinsin sevdiğin…
E şimdi bunu yazınca içimden “hayat kısa” dedim… Dedim ya az
önce, hayatın süresine karar veremedim…
…
Hava soğuyacakmış, yine kar yağacakmış… Şikâyet ediyor herkes
soğuktan. Yazın da çok sıcak diye haber yapıyordu haber bültenleri.
Oysa havayı bile özgür bırakmadığımızı düşündüm insanlar
olarak… Yani yaz olduğu için havaya kızan da var, kış olduğu
içinde… Bırakın kar yağsın, yağmur yağsın, şimşekler çaksın, bazen
güneş yaksın… Yani siz mutsuzsanız hava ne yapsın!
Farkındayım daldan dala atladım, yazarak düşünüyordum aslında…
Baktım da yeterli kelime sayısına ulaşmışım…
Belki sizin de kafanız karışıktır benimki gibi… Belki sizde
haberleri izlerken aklınızdan şu soru geçiyordur: “Ne olacak bu
memleketin hali?”
Ne olacak?
Ben umutluyum her zaman...
“Her şey çok güzel olacak.”
twitter.com/nsrnylmz