Ne Süreyya'dan ne de Elvan'dan
Abone olGençlik ve Spor Genel Müdürü Mehmet Atalay, Süreyya ve Elvan hakkında çıkan spekülasyonlara açıklık getirdi.
Gençlik ve Spor Genel Müdürü Mehmet Atalay, ''Sporda şiddetin
önlenmesine dair hazırlanan yasa tasarısı, sorunları yüzde 80
çözecek'' dedi. Türkiye Spor Yazarları Derneği'nin (TSYD)
düzenledeği ''41. Yıl Sporun Zirvesi'' konulu eğitim seminerinin
son oturumu ''Spora Şiddeti Önlemeye Yasa Yeter Mi?'' başlığı
altında yapıldı. Gençlik ve Spor Genel Müdürü Mehmet Atalay, sporda
şiddeti önlemeyi amaçlayan yasa tasarısının tamamlandığını ve
tasarının şu anda Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde olduğunu
kaydetti. Tasarı için ''sansürcü yasa'' biçiminde eleştiriler
olduğunu vurgulayan Atalay, şöyle konuştu: ''Bu yasa, sansür
yasasadır, doğru. Çünkü bazı kısıtlamalar getirmiş olacak. Şunu
anladık ki herkesin beğeneceği bir tasarı hazırlamak mümkün değil.
Hazırlarken konunun uzmanlarına danıştık, İngiltere, Fransa,
Hollanda ve İtalya'daki benzeri kanunlara baktık. İnanıyorum ki bu
yasa sorunları yüzde 80 çözecektir.'' Oturumda konuşan spor yazarı
Zeki Çol ise tasarıyı eleştirerek, ''Bazı maddeleri kurunun yanında
yaşı da yakacak'' dedi. Çol, tasarının iyiniyetle hazırlandığını,
ancak bunun sorunları çözmek için yeterli olmadığını, bazı
kulüplerin etkinliklerini bitirme noktasına gelebileceğini söyledi.
Çol, artık dünyada ihtisaslaşmaya gidildiğine dikkat çekerek, spor
mahkemelerinin kurulmasının şart olduğunu söyledi. ''ELVAN VE
SÜREYYA'' Atalay, bir gazetede ''Süreyya kıskandığı için Elvan
Abeylegesse'den vazgeçiliyor'' biçimindeki değerlendirmenin
ardından ABD'de bulunan Süreyya Ayhan'ın kendisini aradığını
bildirdi. Süreyya Ayhan'ın Türkiye'deki ortamdan uzaklaşıp daha iyi
konsantrasyon içinde hazırlıklarını sürdürmesi amacıyla ABD'ye
gittiğini, ancak bu haberi duyunca büyük moral çöküntüsü yaşadığını
ifade eden Atalay, ''Kimsenin buna hakkı yok. Ne Elvan'dan
vazgeçeriz, ne Süreyya'dan. Bunlar bizim sporcularımız. Hepsi de
bizim için önemlidir'' diye konuşu. Atalay, buna benzer bir örneğin
Güney Kore'de yapılan 17. Dünya Kupası sırasında yaşandığını, Hakan
Şükür'ün de ''imansızı attı, imanlısı atamadı'' biçimindeki başlığı
görünce moral olarak yıkıldığını ve kendisinin bunları doğru
bulmadığını vurguladı.