Ne olacak bu yetişkinlerin hali…

Eğer eğitim sistemimiz gençleri yetiştiremiyorsa bu onların suçu değil bizim suçumuz.

Mustafa Sabri Beşer msbeser@internethaber.com

Klişeleşmiş laflardan birisidir “Ne olacak bu gençlerin hali?” veya “Gençlik nereye gidiyor?” …

Sıklıkla karşımıza çıkan bu klişe sözler gençleri sorunlu gören ve sorunları olduğunu düşünen bir zihniyetin yansımasıdır. Oysa ben asıl gençler özelinde değil yetişkinler nezdinde sorulması gerektiğini düşünmeye başladım.

Bugün ülkeyi hatta dünyayı yönetenlerin çoğunu yetişkinler oluşturuyor.

Dolayısıyla yaşanan problemlerin altında da yetişkinlerin uygulamaları yatıyor.

Ama hiçbir zaman “Ne yapıyor bu yetişkinler?” sorusunu sormuyoruz.

Ama gençlikle ilgili en küçük bir konuda hemen “Ne olacak bu gençlerin hali?” etiketini yapıştırıyoruz.

Oysa unuttuğumuz bir gerçek, gençlere şekil veren ve yetiştirenlerin yetişkin bireyler olduğudur.

Dolayısıyla sorun da yetişkinlerden kaynaklanıyordur, gençliğin durumu ise bir “sonuç”tur, yetişkinlerin hal, hareket, davranış, söylem ve eylemlerinin bir sonucu…

Onun için eğer gençliğin problemlerini halletmek istiyorsak önce yetişkinleri sorgulamamız gerektiği kanaatindeyim.

Eğer yetişkinler dini konularda hassas olabilseler, dinin gereklerini gerektiği gibi yaşayabilseler inanın gençliğin din ile bir sorunu olmaz. Yetişkin bireyler olarak eğer dini görevlerimizi yerine getirmekte hassas davranmıyor ve örnek teşkil etmiyorsak gençlerin deizme kaymalarından şikayetçi olmaya hiç mi ama hiç hakkımız yok.

Kıymetli bir hocamın sözünü paylaşayım: "Gencin Allah ile beraber olması, onun kendi çapında becerebileceği bir iş değildir elbette. Bu, genç üzerinde yatırımı olanların, anne baba ve eğitici durumda olanların sorumluluğundadır." 

Bütün bu söylediklerimi her zaman olduğu gibi merkeze kendimi oturtarak ve sorgulayarak ifade ediyorum.

Bugün eğer ev ortamında sigara başta olmak üzere sağlığa zararlı maddeler kullanıyorsak gençlerinde keyif verici madde tuzağına düşmesinden yakınmamamız gerekiyor. Üstelik ne hikmetse yine sigara başta olmak üzere bütün keyif verici maddelerin ticaretini satanlar da yine yetişkinler.

Yetişkinler bu sağlığa zararlı maddeleri kullanmasalar veya satmasalar daha çocuk denecek yaştaki gençler de bu tuzağa düşmeyecekler.

Eğitimden şikâyet ediyor, gençlerin eğitime yeterli ilgiyi göstermediğinden yakınıyoruz. Oysa ki eğitim sistemin başındakiler de uygulayıcıları da birer yetişkin.

Eğer eğitim sistemimiz gençleri yetiştiremiyorsa bu onların suçu değil bizim suçumuz.

Maalesef bugün yetişkinler olarak çocuk yetiştirmekten anladığımız onların cebine üç-beş kuruş koymaktan ibaret.

Çocuklarımızın vücutlarını doyuruyoruz ama maalesef ruhlarını aç bırakıyoruz.

İşin kolaycılığına kaçıyoruz yani.

Örnek olma, örnek bir hayat yaşama maalesef çocuk ve gençleri yetiştirme noktasında yapamadığımız bir olay.

Gençlik dönemi şahsiyetin ve karakterin geliştiği en kıymetli dönem olduğu için geleceği kendilerince inşa etmek ve sitemlerini işletmek isteyenler insanları hep gençlik döneminde arzuladıkları biçimiyle şekillendirmeye çalışırlar.

Binaenaleyh insan gençlik döneminde edinmiş olduğu şahsiyet ve kimlikle yetişkin olacağı için gençlik sonrası değişiklik zorlaşacaktır.

Yetişkinler tarafından gençliğe yatırım ve gençlik üzerinde hassasiyet ile yetiştirme süreci en kıymetli süreçtir. Bu gerçeği şeytanda ve dahi şeytanın günümüz askerleri de bildiği için gençleri ebeveynlerin elinden çalarak kendilerince yatırım yapmaktalar.

Müslüman bir aile ve Müslüman bir yetişkin nesil gençlik üzerindeki emellerini bu mantıkla işlemeli ve teyakkuz halinde kalmalıdırlar.

“Çocukların karınlarını ve zihinlerini doyurduğumuz kadar ruhlarını da beslemeliyiz.” der Michael Marshall. Ne yazık ki bugün bu durumdan oldukça uzak bir noktadayız.

Gençlerin nereye gittiğini sorgulamaktan bir an önce vazgeçip onların elinden tutacak, onlara örnek olacak yetişkin bireyler olmalıyız.

“Ne olacak bu gençlerin hali?” demekten daha ziyade “Ben bir yetişkin olarak gençlere nasıl örnek olabilirim?” sorusunu hayatımızın merkezine yerleştirmeliyiz.

Tıpkı geçmişte yetişkinlerin yaptığı gibi…