Ne olacak bu 'Tayyip düşmanlığım' yazısı
Abone olİnternethaber.com yazarı Levent Gültekin'in ses getiren yazısı gündeme bomba gibi düştü. Bir çok gazetenin alıntıladığı yazının devamı geldi.
İNTERNETHABER.COM yazarı Levent
Gültekin'in kaleme aldığı 'Ne olacak benim bu Tayyip düşmanlığım'
başlıklı yazı büyük yankı buldu.
Sosyal medyada paylaşım rekoru kıran yazı, köşe yazarlarının da
gündemine oturdu. Cengiz Çandar yazıyı neredeyse tamamen
alıntılayarak köşesinden verdi. Todays Zaman Gazetesi ise
Gültekin'in yazısını İngilizce'ye çevirip yayınladı.
NİYE PATLAMA YAPTI?
Peki bu yazı neden bu kadar büyük ilgi gördü?
Yazı muhafazakar çevrede yetişmiş olan Levent Gültekin'in AK Parti
iktidarı hakkındaki samimi tespitlerini içeriyor. İçerden biri
olarak yazan Gültekin, İslamcı kesimin iktidara gelirken kurdukları
hayalleri ve son 2 yılda yaşadığı hayal kırıklıklarını
aktarıyor.
LEVENT GÜLTEKİN'İN OLAY YAZISINI OKUMAK İÇİN
TIKLAYIN!
Levent Gültekin'in kaleme aldığı yazı yorum rekoru da kırdı.
Gültekin'e ise 'Abi ne olur değişme' diyenlerden mail yağdı. Levent
Gültekin ise bu çağrıyı yapanları da ters köşeye yatıran bir yazıya
daha imza attı.
İKTİDAR MÜSLÜMANLARI BOZDU
MU?
"İktidar insanı bozar mı?", 'Neden güce kavuşan insanlar yoldan
çıkıyor?" sorularının cevabını irdeleyen Gültekin şöyle
diyor;
Nasıl oluyor da daha çocukluğundan itibaren “Aman makam çok tehlikeli, para insanı şaşırtır, güç sizi yoldan çıkarır…” diye dini öğretilerle büyüyenler ilk sınavda çakıyorlar?
Bana göre iktidar insanı bozmuyor ama gerçek kişiliklerinin ortaya çıkmasını sağlıyor.
Eğer bozsaydı Japonya’da da bozmaz mıydı? Ya da Almanya’da?
Mesela 700 Euro haksız kazanç iddiası üzerine istifa
eden batılı devlet başkanlarını da bozması gerekmez
mi?
Feribot kazası üzerine istifa etmek zorunda kalan Koreli bakanı niçin bozmadı?
Korumasız, eskortsuz gezen Danimarka başbakanı gördüm. O niye iktidarda güç sarhoşu olmuyor?
Görünen o ki bu tür bozulmalar sanki Müslüman ülkelere has.
Sakın yanlış anlamayın Batılılarda benzer değişim, bozulma hiç olmuyor demiyorum.
Fakat iktidar, güç onlarda 100 kişiden 10 kişiyi yoldan çıkarıyorsa bizde 100 kişiden 95’ini azdırıyor.
Niçin peki?
Neden insanlar güce kavuştuklarında yoldan çıkıyorlar?
Niçin kurdukları TV’ler, gazeteler, partiler “günün şartları böyle gerektiriyor” diyerek ilk fırsatta falso veriyor?
***
Çünkü sarığına, sakalına, ağdalı sözlerine, namazına, eşinin başörtüsüne, dilindeki hamasi sözcüklere göre insanlara değer veriyoruz.
Kur’an okuyan başbakan karşısında sevinçten nefesimiz kesiliyor, gözlerimiz doluyor.
“Allah” diyen adam bizim için çok kıymetli.
Liyakate bakmıyoruz. Hakkaniyet gözetmiyoruz. O adamın yetersizliğini, iş bilmezliğini, tembelliğini… hoş görüyoruz.
Onu “bizden” sayıyoruz.
Onunla aynı dili konuştuğumuzu sanıyoruz.
İdeolojik yakınlık hissi, bizi sersemletiyor.
Fakat o ideoloji elbisesi altındaki gerçek karakterden zerre kadar haberimiz olmuyor.
Resimden anlamayan birinin sahte bir tabloya bütün parasını vermesi gibi.
İnsanları ideolojilerine, inançlarına, ibadetlerine, hamasi sözcüklerine göre değil de evrensel değerlere göre değerlendirsek aynı hüsranı yaşar mıyız?
Sanırım iyi, şahsiyetli, sağlam karakterli insanları tanımak
için sağlam bir şahsiyete, yüksek bir ahlaka, ve kişiliğe ihtiyaç
var.
YAZININ TAMAMINI OKUMAK İÇİN TIKLAYIN