Lütfü Türkkan aradı dün:
-Diyarbakır mitingini izledin mi?
İzleyememiştim!
Nasıl geçtiğini sordum:
-Mükemmel!
***
Lütfü Türkkan, Bahçeli'nin konuşmasına özellikle dikkat
çekiyor:
-Biz İstanbul'da ayrı Diyarbakır'da ayrı konuşmuyoruz.
-...?
-Devlet Bey, sözlerini "Ne mutlu Türküm" diye
bitirdi!
***
Toplantı halindeydim...
Sevgili arkadaşım Lütfü Türkkan'a söylemek istediklerimi
söyleyemedim.
Konuşabilseydik...
Bahçeli'nin nerede miting yaptığını soracaktım.
Hiç kuşku yok ki...
"Diyarbakır" diyecekti Lütfü...
Peki...
Diyarbakır'da, "Ne mutlu Türküm" demek niye bu
kadar önemli?
Övünmeye değer bir ifade mi?
***
Diyarbakır'da "Ne mutlu Türküm" demekle övünmek bana acı geldi.
Çünkü...
Bu ifadeyle övünmek, Diyarbakır'ın teslim edildiğini
kabullenmek demektir.
Ne farkı var Diyarbakır'la İstanbul'un?
Başka bir ülkenin sınırları içinde mi
Diyarbakır?
Değil!
O zaman Diyarbakır'da "Ne mutlu Türküm" demek niye bu kadar
önemli?
***
Bir düşünün...
MHP 16 yıldır Diyarbakır'a uğramamış...
Yok saymış...
Sadece Diyarbakır'ı mı?
Güneydoğu'yu yok saymış MHP!
Şimdi uğramıyorlar...
"Ne mutlu Türküm" demekle övünüyorlar!
Lütfü Türkkan kusura bakmasın ama, Diyarbakır'da "Ne mutlu Türküm"
demekle övünmek, MHP'nin aczini ortaya koyar..
Ha şunu da söyleyeyim...
Bu konuda MHP yalnız değil...
CHP'nin de bu konuda aciz olduğu sır değil...
Ama önemli olan...
Yıllar sonra da olsa, Diyarbakır'ın hatırlanmış
olması...
Oy alsınlar veya almasınlar...
Diyarbakır'ı hatırlamaktır önemli olan!