Gündem berbat olunca yazıp da yayınlayamadığım ama güncelliğini
koruduğu için şimdi yayınlamakta bir sakınca olmayan yani eskimeyen
bir yazım daha…
Sporda iddia çok önemlidir.
Böyle motive olunduğu gibi çevrenizi de motive
edebilirsiniz.
Hele siz yönetenseniz mesela futbolda olduğu gibi bir teknik
direktörseniz ve başarı istiyorsanız; o zaman sizin temel
görevlerinizden birisi de takımınızı motive etmektir.
Galatasaray teknik direktörü Fatih Terim’in özellikle
sporcularını motivasyonda başarılı olduğu bilinen bir
gerçektir.
Kişisel karizmasını yönetimindeki oyunculara yansıtabilen ve
belki de sırf becerisi nedeniyle gitti gözüyle bakılan maçların
geri çevrilip, kazanıldığı bile olmuştur.
Kazandıkça, kendine ve ekibine güven arttıkça; kazanmak
eskisinden daha kolaydır.
Çünkü grup psikolojisi devreye girer ve siz kendinizi güçlü
sanırken, daha doğrusu siz kendi gücünüze olan inancınızı
artırmışken; rakipleriniz sizden korkar.
Bu sizin maça galip başlamanızı sağlayan diğer önemli
faktördür.
Ancak Sayın Terim’in “Fenerbahçe dört yıl şampiyonluğu unutsun”
sözü; tıpkı Sayın Aziz Yıldırım’ın “üst üste üç yıl şampiyonuz” ve
ardından bir zamanlar Beşiktaş’ın başkanı olan şimdiki futbol
Federasyonu Başkanı Sayın Yıldırım Demirören’in de “bize üç yetmez
biz beş yıl şampiyonuz” demeleri gibidir.
Dayanağı olmayan, sadece oyuncuları ve taraftarları motive etmek
üzerine söylenmiş sözler yani…
Ancak belli ki Sayın Terim; bu tarz sözlerin iyi tarafları gibi
kötü, hatta olumsuz tarafları olduğunu belli ki unutulmuş.
Unutmamış olsaydı; iki büyük kulübün başkanı tarafından
zamanında söylenmiş olan sözlerin kısa zaman içinde yutulduğunu da
hatırlardı.
Çünkü böyle iddialar takımların üstüne ayrı bir yük getirirken,
rakipleri de daha çok motive etmektedir.
Fatih hocanın bu anlamda önemli bir yanlış yaptığını ve bu
yüzden de ligdeki tüm takımların; bu sene Galatasaray’a karşı çok
daha hırslı olacaklarını düşünüyorum.
Düşüncemin doğruluğu da zaten ilk hafta sonuçları ile bence
tescillendi.
Ki ayrıca ben bu sene herkesin beklediği gibi ligin yani
şampiyonluk yarışının Galatasaray ve Fenerbahçe arasında
geçeceğini, diğerlerinin de üçüncülük mücadelesi yapacaklarını da
sanmıyorum.
Çünkü farkındaysanız her yıl lig daha fazla renkleniyor.
Küçük takım diye adlandırılmasa bile öyle sanılan tüm takımlar;
daha umutlu ve inançlı maçlar çıkarıyorlar.
O yüzden de daha başarılı oluyorlar.
Bu senenin de dört büyüklerin dışındaki takımların yılı
olacağını ve bu yüzden de onların şampiyonluğu ciddi olarak
etkileyeceklerini düşünüyorum.
Unutmamak gerekir ki Beşiktaş’ın neredeyse Portekiz milli takımı
gibi bir kadro ile ne hallere düştüğü malumken, transferi çok olan
ya da transferde ünlü isimleri kadrosuna katan takım ya da
takımlar; şampiyonluk yarışında işi bitirmiş demek değillerdir.
Evet, iyi sporcu iyi skor, iyi skorda çok
puandır mantığı ile düşünürseniz; o zaman şampiyon belli
diye ahkâmda keser, rakipler için “dört yıl şampiyonluğu
unutsunlar” diyebilirsiniz.
Ama unutmayın; mesela Fenerbahçe yönetimi de yaptıkları
transferlere dayanarak aynı şeyleri rahatça söyleyebilirler.
Hatta eski sözlerini revize etmiş bir şekilde “üç olmadı dört
olsun” bile diyebilirler yani…
Ama kim ne söylerse söylesin, ben bu sene süper ligin; daha
önceki senelere göre çok daha çekişmeli, çok daha sürprizli ve
keyifli bir sezon olacağı kanısındayım.
Öyle ki bazı spor adamlarının söyledikleri gibi; Fenerbahçe ve
Galatasaray’ın açık ara şampiyonluk yarışı yapacakları gibi
varsayımlarının tam tersi; özellikle bu yılın sonuna kadar ki
bölümde yani sezonun ilk bölümünde; Anadolu takımlarından bir veya
ikisinin açık ara ligi önde götürme şanslarının olacağını bile
düşünüyorum.
Ve inşallah benim tahminlerim doğru olur da; sezon boyunca bol
gollü, heyecan dolu, sürprizlerle geçecek güzel bir lig mücadelesi
izleriz.
Şampiyon mu?
Onu bilmem ama bana sorarsanız tahminlerin ötesinde şampiyon ne
Galatasaray, ne de Fenerbahçe olabilecektir.
Yani bu sene bana göre şampiyon; favorilerden birisi
olmayacaktır.
Olurlarsa da şampiyonluk; öyle kolay bir şampiyonluk
olmayacaktır.