Nazlı Ilıcak'tan şok Hakan Fidan iddiaları
Abone olBugün gazetesi yazarı Nazlı Ilıcak 2015 seçiminde aday olabilmek için istifa eden Hakan Fidan hakkında komplo teorilerine taş çıkartacak iddialarda bulundu.
Cemaat saflarında yer alan Nazlı Ilıcak 'ın 2015 genel
seçiminde AK Parti'den aday olmak için istifa eden MİT Müsteşarı
Hakan Fidan hakkındaki iddiaları akıllara zarar. Dezenformasyon
kokulu yazıda Nazlı Ilıcak , Hakan Fidan 'ın kod adının 'Emin'
olduğunu iddia ediyor ve karalama iddiasını 'İran ajanlığına' kadar
vardırıyor.
Hatırlanacağı gibi Cemaat polisleri ve savcıları MİT
müsteşarlığı döneminde Hakan Fidan 'a operasyon yapmaya
kalkmışlardı. Hakan Fidan hakkındaki 'uçuk iddialarda' bundan sonra
piyasaya salınmıştı. Cemaat kanadında Fidan sendromu 'Hakan Fidan
İran ajanı' söylemine kadar varmıştı. Nazlı Ilıcak 'ın bugün
köşesine taşıdığı iddialar da bunların özeti niteliğinde. Belli ki
Cemaatin Hakan Fidan rahatsızlığı adaylığını açıklayınca zirveye
çıkmış. Nazlı Ilıcak 'ın yazısındaki 'uçuk' iddiaları bu bilgiler
doğrultusunda okumanızı öneriyoruz. Zira 'delil' diye sunduğu
bilgiler Cemaat savcı ve polislerinin düzenlediği dosyalardan
alınma.
İşte dezenformasyon kokulu o yazıdan kesitler;
HAKAN FİDAN'IN KOD ADI EMİN
İDDİASI
* Hakan Fidan hakkındaki en somut iddia Selam Tevhid dosyası içinde bulunuyor. Mesela Devrim Muhafızları Ordusu Kudüs Gücü Komutanı Mir Vakılı, 1988’de İstanbul Suud/Amerikan bankasını bombalayan ve cezaevine girip çıkan Hakkı Selçuk Şanlı’yla bir görüşmesinde, “Emin’le konuştum. Ağa, Bülent Arınç’ı toplantıdan atmış” diyerek, Bakanlar Kurulu’nda cereyan eden bir hadiseyi aktarıyor. Mir Vakılı’nın “Emin “ dediği şahıs Hakan Fidan. İran casusları niçin aralarında MİT Müsteşarı için bir kod adı kullanıyor?
* Gene Selam Tevhid dosyası içinde Hüseyin Avni Yazıcıoğlu ile
Şiilik dersi grubundan Ahmet Arslan’ın bir konuşması mevcut.
Arslan’ın, “Hakan Fidan Cemaatçi mi” sorusuna Yazıcıoğlu şu cevabı
veriyor: “Hayır, aynen bizim Kur’an çalışmaları gibi düşün;
oralardan. O derslerde beraberdik.”
HAKAN FİDAN'IN AİLE İÇİNDEKİ ADI
METİN
* Hakan Fidan isminin, İran ajanlarının konuşmalarında
geçmesinin yanı sıra bir de 17 Ocak 2000’de Beykoz’daki Hizbullah
hücre evine yapılan operasyonda elde edilen bir defter söz konusu.
Hizbullah lideri Hüseyin Velioğlu, o baskında öldürüldü ve
Hizbullah’ın arşivine ulaşıldı. Arşivin içinde, Farsça’dan çevrilen
bir bilgi notu vardı. Bu bilgi notu, İran ajanlarının irtibatlı
olduğu Türk vatandaşlarının isimlerini ihtiva ediyordu; Aralık
1998’de İran ajanlarının Hizbullahçılar’la görüştüğü bir evde
unuttukları defterden alınmıştı. Bu listeyi, dönemin Emniyet Genel
Müdürü Turan Genç 15 Ocak 2001’de, 7585 sayılı bir yazıyla MİT ve
Türk Silahlı Kuvvetleri’ne gönderdi. Metin Fidan ismi, işte o
listedeydi. Yanında da “Almanya’daki NATO Askeri Üniversitesi
mezunu. 28 yaşında. Türkiye ile dünya istihbaratı dalında İngilizce
bir tez hazırlamış. Genelkurmay’da bilgisayar bölümünde çalışıyor.
İsmail Ünal vasıtasıyla irtibat kurulabilir” yazıyordu. (Hakan
Fidan’a yakın arkadaşları ve aile içinde “Metin” diye hitap
edildiği biliniyor.)
KULLANILMASI MÜSAİT
İSİM
* Selam Tevhid Kudüs örgütü üyesi Hüseyin Avni Yazıcıoğlu’nun eşi Kamile Yazıcıoğlu tarafından Emniyet’e getirilen belgeler arasında bir liste vardı. Bu listede isimler alt alta sıralanmıştı. Adların bazılarının yanına (+), bazılarının yanına (-) konulmuştu. Mesela Mehmet Şimşek (-), Hakan Fidan (+), Musa Kulaklıkaya (Türkiye İşbirliği ve Kalkınma İdaresi Başkanı) (+), Hayrettin Demircan (Hazine Dış Ticaret Müsteşarlığı Genel Müdür Yardımcısı) (+), Mehmet Avcı (Ulaştırma Bakanı Basın Danışmanı) (+) vs… Bu artı ve eksiler, İran’ın siyasette ve bürokraside örgütlenme çabalarına işaret ediyor. Muhtemelen, kullanılması müsait kimselerin yanına (+) konuluyor.
* İki İran ajanı (Süleyman Arslantaş ve H. Özkan) aralarında
konuşurken, Süleyman Arslantaş, Hakan Fidan’ın MİT Müsteşarlığı’na
getirilmesi için “Yüzyılın ataması” diyordu.
İRAN'A İSTİHBARAT VERDİ İSRAİL RAHATSIZ
OLDU
* Hakan Fidan’ın İran’la bağlantılı olabileceği ihtimali üzerinde ABD de duruyordu. Eski NSA (Milli Güvenlik Ajansı çalışanı) Edward Snowden tarafından sızdırılan ve Del Spiegel’de yayınlanan 15 Nisan 2013 tarihli belgede şu ifadelere yer veriliyor: “Hakan Fidan’ın muhtemel İran bağlantılarının ABD-Türkiye arasındaki teknik istihbarat alışverişini ve işbirliğini nasıl etkileyeceği bilinmiyor.”
* Ekim 2013’te, Wall Street Journal’da bir haber yayınlandı.
Haberde, “Üst düzey ABD’li yetkililer, Fidan’ın üç yıl önce ABD ve
İsrail tarafından toplanan hassas bir istihbaratı İran’a verip,
Türkiye’nin müttefiklerini rahatsız ettiği dönemde, kaygıların
arttığını ifade ediyor” deniliyordu.
HAKAN FİDAN'IN NİHAİ
HEDEFİ
İşte böyle bir kişi siyasete girmeye hazırlanıyor. Henüz hesabını
vermemiş. Hakkındaki iddiaların üzerini kapattırmış. Siyaset
şeffaflık gerektirir. Demokratik ülkelerde, “kara kutu” açılmadan
ve her iddianın hesabı verilmeden siyasi yolculuğa çıkılmaz.
Tabii Türkiye’nin demokrasisi bir hayli kusurlu. Zaten, herkes de
bundan cesaret alarak hedefini belirliyor. Hakan Fidan’ın nihai
hedefi başbakanlık.