Nazlı Ilıcak'tan garip yasak

Abone ol

Nazlı Ilıcak, Siyaset ve ekonomi yazan Memduh Bayraktaroğlu'na bir yasak koydu. Peki bu yasak ne?

Tercüman'ın yayına girdiği 17 Ocak günü, herkes Memduh Bayraktaroğlu'nun köşesinin ekonomi ya da siyaset sayfalarında yeralacağını sanıyordu. Ama öyle olmadı, Bayraktaroğlu, "Hayatın içinden" sayfasında yer bulmuştu kendine. İlk gün yazıları herşeyin işaretiydi elbet. Bayraktaroğlu'nun 17 Ocak tarihli yazısına baktığımızda, "Etliye sütlüye dokunmayan" bir yazıyla karşılaştık. Ertesi gün yine öyle. Ne ekonomi, ne de siyaset vardı Bayraktaroğlu'nun yazısında. Ve dün, yani 22 Ocak günü Memduh Bayraktaroğlu köşesinde isyanını dile getirdi. İsim vermemişti ama, başta Nazlı Ilıcak olmak üzere, Cengiz Çandar ve Gülay Göktürk'ü hedef almıştı. Bir günlük parlamaydı Bayraktaroğlu'nun ki. Bugün yine eskiye döndü ve siyasetten uzak, ekonomiden uzak, daha doğrusu etliye sütlüye dokunmayan yazısına devam etti. Bu arada merak edenler için, Memduh Bayraktaroğlu'nun dünkü yazısını okumalarını tavsiye ederiz: "Memduh Bayraktaroğlu der ki: “ Türkiye’de demkokrasi eksik de olsa vardır ancak olmayan şey gerçek demokratlardır”... Ben nerede yaşıyorum?.. Aziz Nesin'in en sevimli tiplerinden biri "gel de yazma Ali bey" idi... Öyküyü bilenler hatırlayacaklardır... Ali bey, bir gazetenin çaycısıdır ama anlı-şanlı köşe yazarlarıyla her gün haşır-neşir(!) olduğu için kendisini onlardan biri gibi görmektedir... Bu nedenle karşılaştığı her olumsuzluktan sonra keni kendine söylenir "gel de yazma"... Bu satırların yazarı her ne kadar çay ocağına yakın oturuyorsa da henüz çay ısmarlayan konumunda olması hasebiyle "gel de yazma" diyebilme hakkına sahip birisidir... Üstüne üstlük üstadlarımızın her biriyle günde birkaç kez başını hafifçe öne eğerek ve gözleriyle "selâm" der gibi davranarak karşılaşma şansına sahiptir... Günlerdir (kimilerine göre geyik muhabbeti yapıyorum) sağlık, sevgi, önleyici hekimlik, çek-ap vs. gibi saçma sapan (!) konularda klavye eskitiyorum... Bu arada elbette büyük siyaset ve ekonomi yazarlarımızı da okuyorum... Breh... breh... breh... Aslında durum (hem ekonomide ve hem de dış politikada) tam bir felâket de ben farkında değilim... Ben kendi halimde yaşayan bir zavallı mıyım ne?.. Ya da ustadlar Türkiye'nin çam kokulu (elbette kanalizasyon kokusuna karışık) havasını teneffüs ederlerken ben ise Bengladeş'in teşaşür ürünü kokulu havasını mı soluyorum?.. İlle de Kıbrıs-Irak ve haliyle savaş konularında ahkâm kesenlerimiz pek bol... Şimdii... Tutup da bu sütunlarda: - " Kıbrıs'ta uzlaşma yapılması şarttır... Annan plânı bu uzlaşma ve barış zemininin üretilmesi için bulunmaz fırsattır" desem, adım "satılmışlar" listesine (geç de olsa mutlaka) yazılacak... Ya da şöyle desem: - " Kıbrıs Türk'tür Türk kalacaktır... Hiçbir çılgın ve satılmış bu tarihi gerçeği değiştiremez"... O zaman da büyük ihtimalle 2. cumhuriyetçilerin hedefi olacağım ve adım "hamasi cahil... korkak... sui niyetli budala... kendine güveni olmayan salak"a çıkacak... O halde en iyisi susup oturmak ve kanarya sevenlerin ilgilenecekleri konulara devam etmek mi?.. Tamam... tamam... Söz yine o konulara döneceğim ama bırakın da şu iki satırı yazıvereyim... Yazmazsam vallahi çatlarım... Pek de demokratsınız vallahi... Değerli bayanlar, baylar.. Her gün; siyasi konularda ahkâm kesip, engin görüşleri ile milletimizi bilgilendiren değerli büyüklerim.. Şu işin ortası yok mu?.. Her şey ya siyah... Ya da beyaz mıdır?. Gri tonlar veya diğer renkleri göremeyecek kadar renk körü müsünüz?.. Ne; " Kıbrıs'ta uzlaşma yapılması şarttır... Annan plânı bu uzlaşma ve barış zemininin üretilmesi için bulunmaz fırsattır" diye çırpınanlar satılmıştır.. Ne de " Kıbrıs Türk'tür Türk kalacaktır.. Hiçbir çılgın ve satılmış bu tarihi gerçeği değiştiremez" diyenler hamasi korkak vs. dirler.. Herkes olaya kendi penceresinden bakmaktadır.. Bakacaktır da.. Demokrasinin güzelliği de burada değil mi?. Farklı düşünce yerine "tek doğru" koyarsanız orada demokrasi olabilir mi?. Sayın bayanlar, baylar.. Pek de demokratsınız vallahi... Hani o çok kızdığınız kimi apoletliler veya enteller var ya.. En az onlar kadar demokrat(!)sınız.. Millete, halka, memlekete, ülkeye, yurta ve vatana hayırlı uğurlu olsun.. Amin.. Allah sizleri başımızdan eksik etmesin... Bana da öğretin... Kıbrıs'ta Kıbrıs Türkleri için barış isteyenler; Türkiye'de, Türkiye Türkleri ile kavga ediyorlar.. Kıbrıs'ta, Kıbrıs Türkleri'nin özgür ve bağımsız olmasını dileyenler ise Türkiye Türklerinin hürriyetlerinden şikayetçiler.. Ben bu işten bir şey anlamadım.. Anlayanların, Mbayraktar@tercumangazete.com adresine birer küçük makale olarak göndermelerini rica ediyorum.."

Günün Önemli Haberleri