Nazlı Ilıcak, Erdoğan'la dalga geçti: Hüloğğğğ
Abone olBugün gazetesi yazarı Nazlı Ilıcak, olay yaratacak bir yazıya imza attı. Recep Tayyip Erdoğan için yazılan Dombra şarısıyla alay eden Ilıcak, yazısını 'Hüloğğğğ' diye noktaladı.
İNTERNETHABER.COM
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün görev süresi bitmeden, AK Parti
olağanüstü kongre yaparak yeni liderini seçecek. Artık herkes
neredeyse Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu'nun AK Parti'nin yeni
genel başkanı ve başbakan olacağına kesin gözüyle
bakıyor.
Abdullah Gül'ün siyasi geleceğiyle ilgili tartışmalara
Bugün yazarı Nazlı Ilıcak, Sabah yazarı Mehmet Barlas'ın
"Gül CHP’ye Genel Başkan olsun" sözlerini köşesine taşıyarak
katıldı.
"AK Partili olmak, aynı Tayyip Erdoğan gibi hissetmek, konuşmak ve
muhakeme yürütmek anlamına geliyor" diyen Nazlı Ilıcak, Dombra
şakısıyla dalga geçerek, yazısını "Gül, anasını alıp gider. Bize
Tayyip Erdoğan yeter… Hüloğğğ…" sözleriyle noktaladı.
Bilindiği üzere 'Hüloğğğğ' haykırışı Gezi olaylarından sonra
Kazlıçeşme'de Erdoğan'ın mitinğinde bir kadın tarafından söylenmiş
ve daha sonra da bazı çevreler tarafından AK Parti seçmenini
aşağılamak için kullanılmıştı.
Nazlı Ilıcak'ın 'Gül, CHP'ye mi genel başkan olmalı?' başlıklı
bugün yazısı şöyle:
GÜL'ÜN ÇEVRESİ UYUMSUZLUK
YARATIYOR
Çok ilgi çekici bir haber okudum. Mehmet Barlas, NTV’de katıldığı
bir programda, “Partime dönüyorum, bundan doğal bir şey olamaz”
diyen Abdullah Gül hakkında konuşmuş ve Cumhurbaşkanı’nın AK
Partili olmayan çevresinin uyumsuzluklara yol açtığını iddia etmiş.
Barlas’ın sözlerini şöyle özetleyebiliriz:
“Abdullah Gül ve Tayyip Erdoğan beraber yürüdüler; beraber
ıslandılar. Ama Gül’ün Köşk’e çıkmasının ardından, bir çevre
problemi oluştu. Çankaya’daki çevresinde AK Parti ile hücre
uyuşmazlığı gösteren insanlar oldu. Bu çevre, AK Partili değil;
bunun bilinmesi lâzım. Eğer Abdullah Gül AK Parti’ye dönecekse, bu
çevrenin AK Parti’de yeri olamayacağı kesin.”
TAYYİP ERDOĞAN GİBİ
HİSSETMEK
Mehmet Barlas, geniş bir muhiti olan, özellikle AK Parti ile
yakın teması bulunan bir gazeteci. Demek, Tayyip Erdoğan ve yakın
mesai arkadaşları, Gül’ün çevresine karşı mesafeli. Onları, AK
Parti’den farklı düşünmekle suçluyor. Bu noktada bir parantez
açalım: Anlaşılıyor ki, Erdoğan’ın danışmanlarının gözünde AK
Partili olmak, aynı Tayyip Erdoğan gibi hissetmek, konuşmak ve
muhakeme yürütmek anlamına geliyor.
GÜL CHP'NİN BAŞINA
GEÇSİN
Barlas’ın bu tespitini takip eden cümleleri ise, herhalde lâtife mahiyetinde sarf edilmiş. Zira Barlas diyor ki: “Eğer Gül, Türk siyasetine hizmet etmek istiyorsa, AK Parti’ye gelmek yerine CHP’ye Genel Başkan olsun. Çünkü onların ihtiyacı var buna. AK Parti’nin beyne, başarıya falan ihtiyacı yok. Belki MHP’ye de yardımcı olabilir. AK Parti Tayyip Erdoğan ile zaten zengin.”
FAKİR PARTİLERE
GİTMELİ
“Tek bir Erdoğan dünyaya bedel!!!” Demek, AK Partililer’in
itiraz etmeden Erdoğan’ın ağzından çıkan her sözü benimsemelerinin
temelinde bu zihniyet yatıyor. Ben sanırdım ki demokrasilerde, “tek
adam”a biad etmekten ziyade, farklı fikirlerle zenginleşen bir
kurumsal kimlik hâkimiyeti arzu edilir. Eğer Barlas’ın iddiasının
sağlamasını, başarı ölçüsüne göre yaparsak, benim gibiler, yanılan
cenahta yer alır. Öyleyse, Barlas haklı: “AK Parti Tayyip Erdoğan
ile zengin” Gül, fakir partilere gitmeli…
HÜLOĞĞĞĞ
Galiba, hepimizin, Dombra Türküsünün nağmeleriyle bağırma zamanımız geldi: “Ezilenlerin gür sesidir o/Suskun dünyanın hür sesidir o/Göründüğü gibi olan, gücünü milletten alan/Recep Tayyip Erdoğan/Söz dosdoğru; yoktur riyası/ Zalimlerin korkulu rüyası;/İnandığı yolda gider, yıllardır beklenen lider/Recep Tayyip Erdoğan.”
Ve tabii “Hüloğğğğ”layalım: “Gül, anasını alıp gider. Bize
Tayyip Erdoğan yeter… Hüloğğğ…”