Nazarbayev'den Türkiye'ye uyarı!
Abone olNazarbayev, "Biz bağımsız olduğumuzda Türk olduğumuzu ancak anladık" dedikten sonra bir konuya dikkat çekti.
Yenişafak gazetesinden Şeyda Açıkkol'un haberine gvre Kazakistan
Cumhurbaşkanı Nursultan Nazarbayev, geçtiğimiz hafta Ankara ve
İstanbul'daki resmi temaslarının yanısıra, ekonomik bazı temaslarda
da bulundu ve ardından Antalya'da kısa bir tatil yaptı. Siyasi ve
ekonomik çevrelerde samimiyetle karşılanan, İstanbul'da bir Kazak
liderin adına yaptırılan okulun açılışında da halkın sevgi
gösterileriyle karşılaşan Nazarbayev, Yeni Şafak'a, Kazakistan ve
Türkiye hakkında önemli değerlendirmelerde bulundu. Türkiye ile
Kazakistan arasında tarihi ve kültürel bağlar var. İki ülke
arasındaki ilişkilerin gelişmesi için gerekenler yapıldı mı? Şu
anki ilişkilerimiz çok verimli; eskiden aramızda hiçbir ilişki
yoktu. Bağımsızlığımızdan sonra ticari, kültürel, ekonomik alanda
ilişkiler gayet iyi gelişti. Kazakistan ile Türkiye arasında bir
milyar dolarlık yatırım hacmi, beş yüz milyon dolarlık da ticaret
hacmi var. On bin Kazak genci Türkiye'de eğitim gördü.
Kazakistan'da üç Kazak-Türk üniversitesi var. Bunlardan biri de
Ahmet Yesevi Üniversitesi. Türk bankaları Kazakistan'da faaliyet
gösteriyor. Koç, Alarko, Enka gibi Türk şirketleri var. Ceylan
Holding Astana'da devlet binalarını yapıyor. Eğer
Bakü-Tiflis-Ceyhan Petrol Boru Hattı'na Kazakistan da katılırsa
ekonomik ilişkilerimiz daha iyi olacak. Meşet-Ankara-İstanbul
demiryolu ile taşımacılık geliştirilebilir. Yani ekonomik ve siyasi
alanda hiçbir problem yok. 100 bin Türk işçi gelebilir Ülkenizde
pekçok etnik grup barış içerisinde yaşıyor. Bunu nasıl
başarabildiniz? Kazakistan'da 120 etnik grup, 45 mezhep var.
Öncellikle Anayasamız'da tüm halkların eşit ve kardeş olduğunu
belirttik. Şu anda Kazakistan'da 18 dilde eğitim yapan okul var,
basın kuruluşlarımız 7 dilde yayın yapıyor. 30 civarında da her
milletin kendine özgü organizasyonları var. Kazakistan'da her
millet kendi okulunu açabilir, kendi kültürünü yayabilir.
Kazakistan yılda % 10 büyüyen bir ülke. Kazakistan'a her yıl yüz
bin işçi gelebilir, Türkiye'den de gelebilir. Türkiye'ye önemli
mesaj Atatürk'ün dış politikadaki temel prensibi "Yurtta sulh
cihanda sulh" üzerine kurulu. Sizin barışla ilgili düşünceleriniz
nelerdir? Bir ülkenin ekonomik anlamda gelişebilmesi o ülkenin
barış içinde yaşayabilmesine bağlıdır. On iki yıllık
bağımsızlığımız boyunca içerde bir çatışma yaşamadık. Bunun için
halkıma müteşekkirim. Gelişmek için çevrede de istikrar olmalı.
Komşularımızla aramız çok iyi. Türkiye'de şu anda tek parti
iktidarda, bu açıdan Türkiye ile de ilişkilerimizin iyi ve
istikrarlı olacağını düşünüyoruz. Türkiye'ye mesajınız var mı?
Türkiye Türk dünyasında en büyük olan aynı zamanda lider olan bir
ülkedir. Biz de bağımsız olduğumuzda Türk olduğumuzu anladık,
Türkiye ile de yakınlaştık. Türkiye tarihi boyunca büyük zorluklar
atlattı. Ama gücünü ve sabrını hiçbir zaman kaybetmedi. Türkiye
gelecekte de parlak bir devlet olacak. İşte bu noktada Türk
halkının kendi gücünün farkında olmasını diliyorum. 'Ekonomik
mucizeyi nasıl başardık' "Toprak büyüklüğü açısından Kazakistan
dünyanın 9. büyük ülkesi ama biz büyük bir devlet sayılmayız.
Ekonomik açıdan Rusya ile sıkı bağlarımız var. Fabrikalarımız
Rusya'daki fabrikalar ile bağlı. Çin ile sınır sorunlarımız vardı.
Kazakistan, bağımsızlığından sonra bu sınır sorununu çözdü. Türkiye
gibi Kazakistan da bir Avrasya devleti. Bir kısım toprağımız
Avrupa'da bir kısım toprağımız ise Asya'da. Bu yüzden hem Avrupa
hem de Asya ile sıkı bağlar kurmalıyız. Kazakistan'da 1993-94
yıllarında enflasyon % 3000'e ulaşmıştı. Mağazalarda insanlar satın
almak için mal bulamıyorlardı. İnsanların maaşları enflasyondan
dolayı hızla değersizleşiyordu. Kazakistan'ın da dünya mali
yapısına bakarak kendi yolunu belirlemesi gerekiyordu. Tabii kendi
tarihi ve kültürel özelliklerini gözönüne alarak kendi yolunu
bulması gerekiyordu. Bugün mali sistemimiz Avrupa ile aynı. Önce
emeklilik alanında reformlar yaptık. Şu anda ortalama maaş ve
emekli maaşı BDT ülkeleri arasında en yüksek düzeydekidir.
Dünyadaki en hızlı özelleştirme programını yaptık. Kazakis-tan'da
çalışanların %80'i özel sektördedir. Son beş yılda da beş yüz bin
özel işletme açılmıştır. Bu işletmelerde 1.5 milyon insan
çalışıyor. Ben bunları yapmasaydım Kazakistan Cumhurbaşkanı
olamazdım. Oysa üç kez arka arkaya seçildim."