Nasuh Mahruki'den şok mektup!
Abone olNasuh Mahruki öyle bir mektup yazdı ki okuyunca siz de çok şaşıracaksınız.
Ünlü dağcı, AKUT kurucusu Nasuh Mahruki'den tuhaf
satırlar... Mahruki, çok tartışılacak 10 Kasım mektubunda, adeta
TSK'nın darbe yapmamasını eleştirdi, subayları suçladı, 'içlerinde
bir tane lider yokmuş' dedi.
Sivil siyaseti 'düşman' ilan eden, askeri, yargı ve siyasete
müdahale etmediği için 'lider vasıflı tek bir subay yokmuş' diye
suçlayan Mahruki, Gezi olaylarına da vurgu yaptı. İşte Mahruki'nin
kaleminden çıkan o çok tartışılacak sözler:
"Ey büyük ATA'm,
Aramızdan ayrılışının 75. yılında, sana bu mektubu içim
burkularak ve utanarak yazıyorum. Yanlış anlama, ben seni
utandıracak bir şey hayatım boyunca yapmadım ve hiçbir zaman da
yapmayacağım ama yine de en büyük eserini, birinci vazifemiz olarak
bizden istediğin gibi de koruyamadım. Utancım yaptığım bir şeyden
değil yapamadığım bize verdiğin birinci ve en büyük görevden.
Gençliğe Hitabeyi kendimi bildim bileli büyük bir gurur, coşku ve
aşkla okurum, hissederim, yaşarım ama utana - sıkıla söylüyorum ki,
gereğini yapamadım, henüz hiçbirimiz yapamadık...
SORUMLUSU SUBAYLAR, İÇLERİNDE LİDER YOK
Çok üzülerek sana söylemek zorundayım ki, bu acıklı günlerin
asıl sorumlusu, milletin bağımsızlığı ihlal edilirse bunun vebali
Subaylara ait olacaktır dediğin gibi, silah arkadaşların
subaylardır. Türk Silahlı Kuvvetleri'nin subayları, hepsi asil,
yiğit, fedakar, bilgili, kültürlü, adam gibi adam insanlar. Sahte
kanıtlarla ve iftiralarla hapislere atılmalarına rağmen boyun
eğmez, dimdik duruşlarına, Türk Subayına yaraşır kibarlıklarına ve
beyefendiliklerine, askerliklerine bir sözüm yok. Ama içlerinde bir
tane lider de yok.
Türk Silahlı Kuvvetleri, Subaylara kahramanlığı, askerliği,
emir komutayı, ölüme gülerek gitmeyi her şeyi çok iyi öğretmiş ama
liderliği ne yazık ki öğretememiş. Koskoca Türk Silahlı
Kuvvetleri'nde sana layık olabilecek lider vasıflı bir tek subay
bile yokmuş. Düşman, senin de uyardığın gibi, Cumhuriyeti
bozmak, kazanımlarını elimizden almak ve bağımsızlığımızı ele
geçirmek için, ilk önce subaylarımızı hor görmüş ve aşağılamış,
alçakça saldırılarına onların üzerinden başlamıştı.
SİLAH ARKADAŞLARI SORUMLULUKLARINI YERİNE
GETİREMEDİ
Türk Silahlı Kuvvetleri'ni pasifize etmek ve onun yenilmez
koruyucu kalkanının yokluğunda, Türkiye'mizi bölmek, dincileştirmek
ve sömürgeleştirmek olan şeytani amaçlarına ulaşmak için, türlü
türlü sahte kanıtlarla, gizli tanıklarla, iftiralarla, bütün
dünyanın gözü önünde, bir çoğu 60 - 70 küsur yaşında olan, dünyanın
en kaliteli, en yiğit, en fedakar insanları Türk
Subaylarına, teröristmiş gibi gösterip ağır hapis cezaları vererek
küçük düşürmekte ve aşağılamaktadırlar. Memlekete kelle
koltukta onyıllarca hizmet etmiş kahraman Türk Subayı, kendi
vatanında, yıllardır düşman hukukuna maruz bırakılmasına rağmen,
dışarıdaki silah arkadaşları tarihsel sorumluluklarını yerine
getiremediler ve en büyük eserinin yıpratılmasını seyretmekten
başka bir şey de yapamadılar.
TÜRK DÜŞMANI İLAN ETTİ
Sen ki, beni olağanüstü bir kişi olarak yorumlamayınız.
Doğuşumdaki tek olağanüstülük Türk olarak dünyaya gelmemdir.
Türklük, benim en derin güven kaynağım, en engin övünç
dayanağımdır, dediğin halde ve Ne Mutlu Türküm Diyene sözüyle
bizleri birleştirdiğin halde, ülkede bugün yaşanan bu zulüm,
Türklüklerinden utananlar ve Türk düşmanı vatansızlar
tarafından yaşatılıyor hepimize. 1933'ten beri içimiz
titreyerek, gözlerimiz dolarak gururla söylediğimiz, Türklüğümüzü
haykırdığımız Andımız'ın da, Cumhuriyet'in 90. yılına günler kala
yasaklandığını da söylemek zorundayım ne yazık ki. Senin en güzel
sözlerinden; Ne Mutlu Türküm Diyene sözünü de, fırsatını buldukça
kaldırıyorlar yazıldığı yerlerden ve silmeye çalışıyorlar asil
milletimizin hafızasından. Hep aynı Türk düşmanı zihniyet
tarafından...
SUBAYLAR YAPMASA DA...
Ey büyük ATA'm, bunları söyleyerek seni üzmek istemezdim ama
ne yazık ki ülkede bugün yaşanan durum bu. Yine de, her ne kadar
Subaylar, onlara verdiğin vazifelerini yerine getirememiş olsalar
da, Cumhuriyeti emanet ettiğin gençler, birinci vazifelerinin çok
açık olarak farkındalarmış. 10 yıldır yaşadığımız bu Cumhuriyet
düşmanı süreçte yaşananlar, gençlerin üzerinde herkesin tahmin
ettiğinden daha büyük bir birikim yaratmış ve bir gün, bir yerde bu
birikim patladı ve büyük bir kitle ayağa kalktı. Sen yine geleceği
doğru okumuşsun ve en büyük eserini gençlere emanet ederek en
doğrusunu yapmışsın.
DÜŞMANIN KAÇMA ZAMANI GELDİ
Bugün artık Lise öğrencileri, üniversite öğrencileri ayağa
kalkmış durumdalar ve kendi gelecekleri için, Cumhuriyet'in
kazanımları için mücadeleyi başlattılar ve inan bana, hepsi muhtaç
oldukları kudretin damarlarında dolaştığının farkındalar.
Zor zamanlar yaşadık, Cumhuriyet'in bir çok önemli kazanımı
alt üst edildi, demokrasimiz ve hukukumuz, demokrasi ve hukuktan
başka bir şeye dönüştürüldü. Büyük haksızlıklar,
ihanetler, yolsuzluklar ve insan hakları ihlalleri yapıldı,
yapılıyor ama sonunda Türk Genci, kendi geleceğini güçlü ve
becerikli ellerine almaya karar verdi. Sen Milletini çok iyi
tanıdığın için bilirsin, oraya zor gelir ama, bu Millet bir kere
gayrı yeter dedi mi, düşmanın kaçma zamanı gelmiş demektir. Bundan
sonrası çok daha kolay olacaktır. Yaşamdaki en büyük öğretilerini
senden almış olan bir Türk genci olarak, sana bir dahaki mektubumda
çok daha güzel haberler vereceğime emin olabilirsin.
Her geçen gün seni daha çok özlüyoruz ATA'm... Bizim için
yaptığın her şey için sonsuz teşekkürlerimle…
Ali Nasuh Mahruki"